Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İktidar adamlarından ziyade iktidarcılar, şöyle bir oyun içinde.. Konu ne olursa olsun en küçük itirazı, en küçük eleştiriyi, minicik farklı sesi bile iktidarı yıpratmaya yönelik hareketmiş gibi sunuyorlar..
En son Emek Sineması meselesinde yaptılar..
Hemen kalemlere asıldılar, Emek bahane asıl amaç iktidarı yıpratmak dediler..
El insaf!..
Peki dertleri ne?
Korkutmak, toplumun sesini kesmek..
İnsanlar niye korksun ki..
Şundan korkar..
İktidarı yıpratmaya çalışma yaftalaması yargıya intikal ederken iktidarı alaşağı etmeye dönüşürse savcılara anlat derdini anlatabilirsen..
Sen istediğin kadar sivil kesimin, icraatını beğenmediği iktidarı yıpratmak, devrilmesini sağlamak demokratik hakkıdır de..
Bilmem ne örgütü de o yürüyüşte protesto eyleminde vardı derler; işin içine silah kattılar mı ayvayı yersin..
Tarihi sinemayı yıktırmamak için verdiğin masumane çaba.. Bir anda silahlı kalkışmaya dönüştürülüverir..
Sonra ayıkla pirincin taşını..
İktidarcılar; bu gidişatı bildikleri her meselede aba altından bu sopayı göstermeyi ihmal etmezler..
***
Haa.. Bunu yapanlar şu soruya yanıt vermez...
İktidar bu kadar zayıf mı ki.. İktidar üflesen yıkılacak halde mi ki.. İktidar gitti gidecek halde mi ki.. Beyoğlu’nda bir sinema yıkılmasın diye yapılan gösteriden etkilensin..
Sarsılsın!..
Yoo.. İktidar egemen.. Siyasal sistemi yeniden kurgulayacak kadar, anayasa değişikliğine gidecek kadar egemen..
O halde..
İktidarcılar; biz görevimizi yapalım da diyorlar herhalde!..
***
Keşke iktidar, iktidarcılar yerine zaman zaman icraatlarına karşı çıkanları da dinlese.. Muhalif seslere de kulak verse.. Eleştirilerin de katkı olabileceğine inansa..
Ne olurdu?
Mesela; Başbakan İstanbul’da tarihi yarımadaya baktığında kahrolmazdı..
Mesela; çocuklarımız Sultanahmet Camii’ne baktığı zaman ‘yuh be’ çekmezdi..
Mesela; İstanbul telafisi güç tahribat almazdı..
Çünkü Başbakan’ın zamanında haberi olurdu, o üç gökdelen oraya dikilmezdi..
***
Emek Sineması’nın yıkılmasının da, Taksim’e kışla kondurulmasının da farkı yok..

Haberin Devamı

Nerdeydin? Doğmamıştım!

Haberin Devamı

Madem konu açıldı devam edelim.. İktidarcıların aba altından sopa göstermesinin dışında başka taktikleri de var..
Yine suçlarlar ama farklı biçimde..
Mesela Emek Sineması dersin onlar Atlas yıkılırken neredeydin der..
Kent bozuluyor, geleneksel yapılar elden gidiyor derseniz, onlar filanca semt bozulurken niye yoktun diye hesap sorarlar..
Sormuşlar.. Aksaray elden giderken neredeydin?
Ben oradaydım..
O şahane göbek kazılıp kötü bir üst geçit yapılıp Aksaray’ın dokusu bozulurken inşaatın dibindeydim..
Ama sekiz yaşındaydım..
Çocukluğum Horhor’da geçti.. En büyük eğlencemiz kazıyı seyretmek, kamyonların giriş çıkışını izlemekti..
Hadi ben gördüm, 40 yaşındaki adam, 35 yaşındaki kadın, 20 yaşındaki genç görmedi bile.. Öyle buldu..
Nerdeydin sorusuna..
Niye eylem patlatmadın sualine..
Doğmamıştım diyecekleri için bugün yapılanlara karşı çıkma hakları yok mu?
Olmaz mı?
***
Şu da var; o gün kent bilinci yoktu, tarih bilinci yoktu, kültürel miras bilinci yoktu.. Bugün var!..

Haberin Devamı

Gökdelene onay veren ne olacak?

Anlaşıldığı kadarıyla bu işin müsebbibi Zeytinburnu Belediyesi.. Büyükşehir Belediyesi’nin haberi olmadan olmaz bu işler..
Topbaş; gökdelenler Tarihi Yarımada’nın siluetini bozana kadar farkına varmamış gibi davranıyor ama inandırıcı değil..
Herkes, iş işten geçti yapılacak bi şey yok numarası yapıyor?
Peki İstanbul’a yapılan suikastın failine ne olacak?
Bu işi tezgahlayan belediye başkanı hesap vermeyecek mi?
Bakın bir daha aday olmaması yetmez, bir daha seçilememesi de yetmez.. Çıkıp gerekçelerini halka izah etmesi lazım..
Rant var mı yok mu bakılması lazım..
Tarihi Yarımada’yı bozmanın, Sultanahmet Camii’nin görünümünü berbat etmenin bedeli olmalı..
Durun bakalım ne olacak?