Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Mesele CHP meselesi olmaktan çıktı, komplo, gizli çekim, kaset olayının ötesine geçti..
Başbakan fırsat bu fırsat diyerek..
Topu kaptı, geleneksel değerlerin çürümesi, ahlaki yozlaşma, Türk aile yapısının erozyona uğramasına kadar getirdi..
Belli daha ilerilere de götürecek..
Eline, ‘beline, diline sahip olmayanlarla yola çıkılmaz’ diyerek frene basmayacağının mesajını verdi..
* * *
Bu arada..
Başbakan’ın ‘partimde olsa derhal ihraç ederim’ sözüne takıldım kaldım..
Resmen evliyken başka bir kadınla birlikte olanları mı kastediyor..
Yasak aşk dedikleri ilişkiye girenleri.. Yoksa ‘gizli çekime’ maruz kalanı mı?
Burayı anlamadım..
* * *
Çünkü aklıma hemen merhum Adnan Menderes geldi..
Hani Menderes, Özal, Erdoğan’ın resimlerini yan yana koyup altına ‘demokrasi kahramanları’ yazıyorlar ya..
Demokrasi tarihinin başlangıcına koyuyorlar..
Başbakan, Menderes’in devamı olduğunu sık sık söylüyor..
İşte o!..
Başbakan’ın yaklaşımına göre..
Adnan Menderes de ahlaksız ilişki içindeydi.. Beline sahip olamamıştı, muhafazakâr toplum yapısıyla bağdaşmayan bir yaşam tarzı içindeydi..
Çürümüşlüğü, ahlaki yozlaşmayı, yasak aşkı meşru hale getirmişti..
* * *
Menderes’in evli olduğu kadın Berin Hanım’dı, ama yasak aşkı da Ayhan Aydın’dı.. 1951 yılında başlayan ilişkileri 27 Mayıs ihtilaline kadar sürdü..
Ayhan Aydın, Menderes’ten hamile kalmış ama doğum esnasında çocuğu ölmüştü..
Yassıada duruşmalarında Menderes yüzünden de yargılandı..
Bebek davasını hatırlayın..
Tanık olarak Ayhan Aydın, Yassıada’da aynen şöyle demişti:
“Adnan Menderes’i 1951‘de tanıdım. Evli olmasına rağmen büyük bir aşkla sevdim. Bütün emelim ondan bir çocuk sahibi olmaktı. Bunu başaramadım. Ancak hangi vicdansız üzerine titrediği bebeğinin öldürülmesine razı olabilir.”
* * *
Merakım şu..
Türk toplumunun midesi bu kadar geniş mi diye soran Başbakan..
Merhum Adnan Menderes’i de kulağından tutup partisinden atar mıydı?
* * *
Başbakan sık sık Menderes’in devamı olduğunu vurgularken.. Menderes gibi demokrasi kahramanı olduğunu söylerken, merhum başbakanın ‘yasak aşk’ ilişkisini özel hayattan mı saydı?
* * *
Baykal’ı eleştirirken; ‘bu özel hayat değil, kendi evi değil’ dedi..
Biliyoruz ki, Adnan Menderes de Ayhan Aydın’la kendi evinde birlikte olmuyordu..
O zaman o da özel hayat değil..


Ahlaklılarla ahlaksızlar ayrımı..
Başbakan ayrım yapmayı çok seviyor.. Partisi ile öteki partileri zıt kutuplara koymayı çok iyi beceriyor..
7 yıldır yaptığı bu..
Tipik ve hâlâ vizyonda olan örneği; mağdur olanlarla mağdur edenler ayrımı..
* * *
Başbakan yeni bir ayrım peşinde.. CNN Türk’te Pazar 12 programında konuşurken Hürriyet’ten Cüneyt Ülsever başlığı attı..
Dedi ki, Başbakan şimdi de ahlaklılarla ahlaksızlar ayrımı peşinde, bunun kurgusunu yapıyor..
Yeni saflaşmamız bu..
Önümüzdeki günlerin, haftaların gündemi..
Ahlaklılar, ahlaksızlar!..
Tabii ahlak anlayışı yatak odasıyla sınırlı.. Bir de imam nikâhı yapılıp yapılmamasıyla..
Öteki alanlar, konu dışı!..

Koca CHP ‘lider adayı’ bile bulamıyor..
Kimse itiraz etmesin.. Belli ki; ne yapacağız, nasıl bir yol haritası izleyeceğiz, eğrisi ne doğrusu ne işlerine çok daldılar, çevrelerini göremiyorlar..
Büyük manzaraya bakamıyorlar..
Manzara şu..
Koskoca CHP, ıkınıyor sıkınıyor bırakın lideri, bırakın genel başkanı, adayını bile çıkaramıyor..
Deniz Baykal istifa etti.. Evine gitti..
Radikal’den Murat Yetkin’le konuşurken aynen şöyle demiş:
“Ben istifa ettim. Nokta.. Diyorum ki adam gibi çözümünüzü bulun alıp götürün”
Daha ne desin!..
Birisini elinden tutup genel başkanlık koltuğuna oturtacak hali yok ya..
İcazetle lider olunmaz ki.. Olunsa olunsa emanetçi olunur!.
* * *
Kabul, liderlik bilgi işidir, birikim işidir..
Ama cesaret işidir de yürek işidir de.. Birisi çıktı diyelim, Kemal Kılıçdaroğlu, Kemal Derviş veya başka birisi.. Ahmet, Hüseyin, Yılmaz, Fatih!.. Her kimse..
Kongreyi kaybetse ne olur ki..
Ne kaybeder ki.. Zaten liderlik iddiası kaybetme hesabı üzerine yapılmaz ki..
* * *
Baykal nasıl lider oldu? Bülent Ecevit’in yol arkadaşlığına dayanan, 12 Eylül öncesine dayanan güçlü siyasi kişiliği vardı.. Ama lider değildi..
SHP’de, Erdal İnönü’nün en popüler zamanında, en güçlü döneminde üç kez karşısına çıktı, rakip oldu..
Üçünde de yenildi..
Yılmadı..
Yenilirken topluma şu mesajı verdi..
Benim iddiam var, benim söyleyecek sözüm var, benim yapacaklarım var..
Bugüne böyle geldi..
İşaret bekleyerek, icazet peşinde koşarak değil..
Yüreği ortaya koyarak..
Lider böyle olunur..
* * *
Not: CHP üyesi olsaydım, Atatürk’ün, İnönü’nün, Ecevit’in, Baykal’ın liderliğini yaptığı partiyi ‘talibi yok’ durumuna düşürmemek için, ‘ne hale geldiler aday bile çıkaramıyorlar’ dedirtmemek için anında genel başkan adayı olurdum..
Kimse oy vermezdi!..
Vermesin.. Önemli olan bu değil ki..