Sen yeter ki denizi temiz tut, deniz seni besler.. Nimetini yollar..
* * *
Söze niye böyle başladım?..
Anlatılsa, ‘yok artık, daha neler, balıkçı efsanesidir’ diyeceğim bir olaya tanık oldum..
Göcek’in Turunç Pınar’ındayım.. Balıkçı Osman’ın yerinde.. Deniz tertemiz, hava şahane..
Kıyıda oturuyoruz.. Koya iki balık girdi.. Köpekbalığı zannettim.. Balığın yelesi suyun üzerinde..
Kılıç geldi kılıç diye koşuşturma başladı..
Balıkçı dingisine atlandı, kılıcın peşine düşüldü..
Büyüğü kaçtı, küçüğü avlandı..
Küçük dedimse, 20 kilo var!..
Demek istediğim şu.. Deniz ödülünü verdi.. Kılıçbalıkları Kızıldeniz’den gelirmiş, hep ama hep temiz sular ararlarmış..
Denizi temiz tutmanın nimeti!..
(Bu arada, bizim kılıç yakalama hikâyesi yazıya dökülmeden anında deniz severler arasında yayıldı.. Benim de kulağıma geldi.. Anlatılan şu.. Balıkçı Osman denizdeki büyük kılıçbalığına yöneldi, ben küçüğüne.. O kaçırdı, ben yakaladım..
Yorum yok!!!)
* * *
Temiz deniz deyince, geçen yıl mevsim sonu kaleme aldığım yazıya da atıf yapayım..
Yine burada, tonozun önemini anlatmışlardı..
Demir atan teknelerin verdiği zararı, balıkların yuvalarının tahrip edildiğini, balık yumurtalarının üzerine yüzlerce kiloluk demirin vurulduğunu, nesillerinin tüketildiğini..
Çare ne demiştim..
Tonoz demişlerdi..
Muğla Valisi, Fethiye Kaymakamı bu işe gönül vermiş.. Kutlamak gerek.. Gezdirdiler, bu işte azımsanmayacak bir yol alınmış.. Göcek bölgesi tonozlanmış..
(Yelkencilere, motor yatçılara not; bu yıl tonoz kapma savaşı var, zorunlu kalmadıkça demir atmak yok.)
* * *
Deniz temize bir örnek daha vereyim..
Göcek’ten ayrıldık, Turunç Pınar’a doğru gidiyoruz, yolda balıkçı teknesine rastladık.. Bir tane lagos vurmuş..
(Biliyorsunuz çakması var.. Singapur’da çiftlikte yetiştirilen, balık lokantalarının çoğunda çakması var.)
Aldık.. 1980’li yıllarda Star TV’nin Haber Müdürü Sağlamer sayesinde Mersin Narlıkuyu’da yediğim lagosu sonunda buldum..
Muhteşemdi..
* * *
Deniz ana gibi..
Deniz doğurgan..
Değer verir, temiz tutarsan cömert.. Sabah sabah Kızıldeniz’den gelen balığı verdiği gibi cömert..
Sabiha Gökçen eziyeti..
Çok uzun bir aradan sonra ilk defa Sabiha Gökçen’den uçacağım.. Havaalanı harika.. Son derece modern..
Ama..
İçeri girebilirsen..
Herkes isyanda.. Herkes dedimse, sadece yolcular değil.. Güvenlik görevlileri de..
Uçağa gitmek için iki güvenlik kapısından geçiyorsunuz.. Alan yolcu dolu, sadece bir güvenlik bandı çalışıyor.. Kuyruk acayip..
İsyan eden güvenlikçiler.. Yeterli personel yok ki ikinci bandı açalım diye söyleniyorlar..
Onlar söyleniyor..
Yolcular bağrışıyor..
