HALKIN MERAKI İKİNCİ AŞAMA..

Barışma sürecinin aşamalarını herkes biliyor.. Hükümet adamları da söylüyor, PKK çevreleri de, BDP’nin en yetkili ağızları da..
Barışın aşamaları şöyle..
BİR: PKK sınır dışına çıkacak..
İKİ: Demokratikleşme süreci başlayacak.. Anayasa ve yasalarda değişikliklere gidilecek..
ÜÇ: PKK silahı ve dağı bırakacak..
Şimdiki durum?
Birinci aşamaya hazırlık süreci.. PKK sınır dışına çıkacak çıkmasına da nasıl çıkacağı, ne sürede çıkacağı müzakere ediliyor..
MİT’le Kandil arasındaki..
Kandil’le İmralı arasındaki..
İmralı ile MİT arasındaki süreç..
Halkın müdahil olacağı, fikir yürüteceği, şöyle olmalı böyle olmalı diyeceği bi durum yok..
Gerçi akil insanlar yollarda ama bu aşamada onlara pek ihtiyaç yok.. Görüldü ki akil insanların söyleyeceği laf yok..
Çünkü ikinci aşamayı bilmiyorlar.. Ama halk da bunu merak ediyor.. PKK’nın hangi yollardan sınır dışına çıkacağı kimsenin umurunda değil..
Halk merak ediyor etmesine de akil insanlar cevap veremiyor..
Geçen gün televizyonda izledim.. Bir kadın bu durumu akil insana sordu; akil insan sen söyle senin fikrin ne diye soruya soruyla cevap verdi..
Geçiştirmeye çalıştı..
Kadın sinirlendi..
‘Akil insan sensin, akıllı adam sensin ki seni buraya gönderdiler, ne olup biteceğini senin
bize söylemen lazım’ diye çıkıştı..
Kadın haklıydı!..
Sorulara cevap verecek halin yoksa niye halkın karşısına çıkıyorsun ki..
*
İkinci aşama pazarlığın önemli bölümü ama sadece Kürtleri ilgilendirmiyor, sadece PKK’yı ilgilendirmiyor.. Bu topraklarda yaşayan herkesi ilgilendiriyor..
Anayasa’da yasalarda ne değişecek?
Terör tanımı değişecek mi, kolay tutukluluğa, uzun tutukluluğa son verilecek mi, her eyleme katılan damgalanmayacak mı, böcekle evler, telefonla kişiler gizlice dinlenmeyecek mi, bazı STK’lara canım cicim bazı STK’lara düşman muamelesi yapılmaktan vazgeçilecek mi, ayrımcılığa son verilecek mi, Alevilerin hakları ne olacak?
Yerin bolsa uzat uzatabildiğin kadarıyla.. Bizim sürece dahil olacağımız yer burası.. Birinci ve üçüncü madde değil..
İkinci madde.. Peki, bu konuda bilgisi olan var mı?
Parmak kaldırsın!..

İnsanın başına gelince..

Allah kimsenin başına vermesin ama başına gelen de devletin bir parçası olsa da devletin nasıl bir devlet olduğunu o zaman anlıyor.. İnsan haklarının önemini idrak ediyor..
Başına gelince..
En son Akhisar Kaymakamı’nın başına geldi..
24 yaşındaki kızı gizli belge ve bilgi bulundurmaktan, askeri bilgileri ilişki kurduğu kişilerden temin ederek örgüte kazandırmaktan yargılanıyor..
Baba isyanda..
Kızın evinde hard disklerin yer aldığı siyah bir torba bulunmuş..
Kızı benim değil diyor..
Parmak izi testi istemişler, DNA testi istemişler.. 11 aydır yapılmıyor.. Ama kız gizli belgeden tutuklu.. Hapiste..
Akıl alır gibi değil..
Kaymakam baba demiş ki; devlete bakışım 180 derece değişti..
*
Bu durumda olan o kadar çok insan var ki.. Mağdur edilen, pisi pisine hapse atılan..
Düşünebiliyor musunuz?
Evinizde yapılan aramada bulunan bir CD’nin, bir belgenin, içi dolu poşetin, çantanın sizin olduğunu devletin kanıtlaması gerekir değil mi?
Kanıtlamıyor..
Sizin olmadığını kanıtlamanızı da engelliyor..
Adalette son durum bu durumdur..

O.C. mi A.C. mi olsun?

Resmi binaların isimlerinin önünden T.C. ibaresini atma yarışı başladı..
Önce Sağlık Bakanlığı hastanede denedi.. Sonra Balıkesir Valiliği hamle yaptı..
T.C.’leri attılar..
Tepki doğunca sehven olmuş diye geri aldılar..
Başbakan geri adım atanlara sitem edince işin rengi belli oldu..
Adalet Bakanı yukarıdan gelen destekle tepki gösterenlere ‘hadi oradan’ çekti.. Atatürk gardıropçuluğu yapmıyoruz cevabı verdi..
Anlaşılan T.C.’yi atma modası hızla yayılacak..
Peki yerine ne konacak..
Hiçbir şey mi yoksa..
O.C. mi denilecek..
A.C. mi?
O.C. Osmanlı Cumhuriyeti demek..
A.C. Anadolu Cumhuriyeti..

Özür

En kızdığım şey isimlerde yapılan hatadır.. Adı geçene hakaret gibidir..
Ben öyle kabul ederim..
Maalesef o hatayı dün ben yaptım.. Düzeltmen arkadaşın da editör arkadaşın da acelesine gelmiş olmalı ki gören olmadı..
Koray Çalışkan’dan özür dilerim..