Genelkurmay Başkanı’ydı.. Emekli olup köşesine çekileli bir ay bile olmadı.. Ses kaseti ansızın internet sitesine düşüverdi.
(Buraya not düşmek istiyorum..
Bir: Önceki Başkan’ın ses kaseti görevdeyken internete düşmüştü.. Onun emekliliği beklenmemişti..
İki: İnternete düştü tabirine taktım.. Yasadışı dinlemeyi yayınlayanların kendilerini bu işten sıyırma ayracı sanki.. Günah benden gitti der gibi; internete düşen!..
Aaa, dikkatli olsaydın da düşmeseydin!..)
*Ses kaydının içeriği vahim..
Terörle mücadele eden askerlerin ne halde olduğunu gösteriyor ki, vay anasına deyip geçiştirilecek cinsten değil..
İnsan geriliyor, bırakın taktik, teknik, stratejik hataları, bırakın bilgisizliği, eğitimsizliği, hafiften tırsak olma vaziyetini.. Aradan 30 yıl geçti hâlâ karakol yapmayı bile beceremiyormuşuz!
Yanlış anlamayın haa.. Ben söylemiyorum..
Ordunun bir numaralı komutanı söylemiş.. Halimiz tam kepazelik demiş..
Nerede söylemiş, kime söylemiş.. İşte mesele burada..
Meselenin burası kasetin muhtevasından çok daha önemli, çok daha vahim..
*
Niye mi?
Genelkurmay Başkanı, komutanlarıyla, kurmaylarıyla toplantı yapıyor..
Hatalarını söylüyor, eleştiriyor, veriyor veriştiriyor..
Zaten toplantı dediğin de böyle bi şeydir..
Birisi bunları dinliyor.. O kimse, elinde nasıl bir cihaz varsa, Genelkurmay Başkanı’nın toplantı yaptığı salonun yakınlarına kuruyor.. Ortamı kayda alıyor..
Zamanı gelince (!) internet sitesi üzerinden yayınlıyor..
Veya ortam dinleme değil de içeriden birisi, o toplantıda olan askerlerden biri, gizlice teyp açıyor, sonra doğru internete..
Niye mi yapıyor?
Niyesi malum değil mi?
*
Ordunun tepe noktası bu kadar şeffaf hale gelmişse!..
Ankara’daki ana karargâh dışında yapılan en mahrem toplantılar çatır çatır dinlenip kayda alınıyorsa, orduyu dinlemek kolaysa..
CIA de, Mossad da, ne bileyim Bulgar gizli servisi bile dinliyordur.. PKK içimizi dışımızı biliyordur..
Röntgenimiz ellerindedir..
Allah bilir orduyu dinleyip kayda alanlar para karşılığı satıyordur da!
Ses kaydı daha mühim, daha vahim demem bundandır..
*
(Not: Birileri çıkıp, lafı tersinden anlayıp, ordunun zaafları ortaya çıktı, bundan mı rahatsız oldun gibi abuk sabuk laflar etmesin.. Mühim şeyler konuşuyoruz)
Ses kaseti çıkınca medya ne yapmalı?
Bu ilk değil.. Son yıllarda yasadışı yollarla dinlenen onlarca ses kaydı internet üzerinden yayınlandı..
Gazeteler, televizyonlar, öteki internet siteleri alıp alıp yayınladı..
İnternete düşen ses kaydına göre ibaresi düşülerek yüzlerce yorum yapıldı..
Öyle bir hale geldi ki.. Yasadışı olan bir faaliyet giderek yasalmış, olağanmış, sıradanmış, olması gerekenmiş gibi bir hal aldı..
(Az kalsın geçen yasama döneminde bu acayip durum yasayla normal hale gelecekti.. Dinlerken yakalanmadığı sürece dinlemek, yayınlamak suç olmaktan çıkacaktı)
Peki, bu durumda medya ne yapmalı?
Tartışmamız gereken bu..
Yurtdışındaki bir siteye konulan ses kaydının üzerine atlamalı mı, uzak mı durmalı?
Dün baktım..
Bazı gazeteler uzak durmuş.. Böyle bir kaydın varlığını duyurmuş, içeriğine çok girmemiş.
Bazıları da çarşaf çarşaf yayınlamış..
Hangisi doğru?
Bence yayınlamamak..
Niye derseniz?
Yasadışı dinlemeyi yapanın amacı şu değil mi?
Hem bilgi toplamak hem de madara etmek..
Kendine lazım olanları alıp, itibarsızlaştırma tarafını internete atmak..
Buysa..
Yayınlayarak alet olmuyor muyuz?
*
Bu kapı açılırsa sonu fenadır.. Dinleme çeteleri cirit atmaya başlar ki, bırakın telefonu iki kişi yan yana gelince bile konuşamaz hale gelir..
Bu da terörün bir başka çeşididir..
Davetiye çıkarmayalım..
(Not: Bu da tartışılır ama.. Bence, mahkeme kararıyla olan yasal dinlemelerin sadece soruşturmaya ilişkin kısımları yayınlanabilir)
Bağımsız kurul bizim demokrasiye uymadı (!)
12 Haziran öncesindeki Meclis, hükümete kanun hükmünde kararname yapma yetkisi vermişti..
Bunun anlamı şu..
Bana gelmeden yasa yap!.
Hükümet de bir sürü KHK yaptı.. Bakanlıkları birleştirdi, ayrıştırdı, teşkilatlarını düzenledi falan filan..
Geçen gün de.. Bağımsız bütün kurulları iktidarın denetimine soktu..
Hangileri derseniz; bankacılığı da, enerji piyasasını da, sermaye piyasasını da.. Tek tek saymayayım, hepsini..
AB ile de IMF ile de işimiz olmadığı için gümbürtü kopmadı.. Birkaç eleştiri dışında herkes normal karşıladı..
Bunun iki nedeni var..
Birincisi, malumun ilanı oldu.. Kimse o kurulların gerçekten bağımsız olduğuna inanmıyordu.. Bağımsızlık kâğıt üstünde gibiydi..
İkincisi, demokrasi anlayışımız değişti.. Seçimleri her şeyin üstüne koyduk.. Seçimle gelen tek elden istediği gibi ülkeyi yönetir, her kurum ona bağlı olur, tabi olur anlayışını benimsedik..
*
Bağımsız kurul, özerk yapı bizim demokrasiye uymadı!..
Tunca Bengin
Trump-Musk-Derin Devlet üçgeni...
9 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yeni mezuna GSS borcu 2 yıl yok
9 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bayram notları ve bayramlaşmalar
9 Haziran 2025
Hakkı Öcal
Netanyahu’nun intikamı çok acı olacak
9 Haziran 2025
Dr. Demet Erciyes
Çok uyku akıl sağlığını bozabilir mi?
9 Haziran 2025