Son nokta bu.. Kürt açılımı sizlere ömür!.. Geçen yılın en heyecanlı konusuydu. Neler yazılıp neler çizilmedi ki.. Neler söylenmedi ki..
Oldubitti gözüyle bakılıyordu..
PKK militanları teker teker veya topluca dağdan inecek; ‘pişmanız’ diyecek, açılım tamamlanacaktı..
Olmadı.. O şekilde olamazdı zaten!..
*
Her şey Cumhurbaşkanı Gül’ün ‘güzel şeyler olacak’ demeciyle başladı.. Umut dalgası yayıldı..
İçişleri Bakanı koordinatör oldu.. Bu işe kafa yoranların, emek verenlerin görüşünü aldı..
Önerileri not etti..
Hatta kısa, orta ve uzun dönemde yapılacaklar da açıklandı..
Tatmin edici değildi ama bu işler aşama aşama olur dendi..
*
Ekim ayının ortalarıydı.. Gözler Silopi’ye çevrildi.. Kandil’den ayrılan 8 PKK’lı ile Mahmur kampında yaşayan 22 kişi Habur’dan giriş yapacaktı.. İçlerinde dört de çocuk vardı..
Açılımın düğmesine basılmıştı.. Geri dönüşü yoktu!!
Geldiler de bi acayiplik vardı.. Durum kamuoyuna anlatılan gibi değildi.. PKK’lılar gerilla kıyafeti giymişlerdi..
Zafer işareti yapıyorlardı..
*
Sınırda mahkeme kuruldu, gelenler ‘etkin pişmanlığa’ sokuldu.. Serbest bırakıldı..
Bırakıldılar da, dedim ya, ortada garip bir durum vardı..
Pişman olmuş militanlar gibi durmuyorlardı.. Barış elçisiyiz diyorlardı, Öcalan’ın isteğiyle geldik diyorlardı..
Başka havadaydılar..
*
Ankara her şeye rağmen iyimserdi.. Başbakan geri dönüş için son derece olumlu ve sevindirici gelişme dedi.. İçişleri Bakanı 100-150 kişilik grubun daha geleceğini söyledi..
*
Uzatmayalım.. PKK’lılar otobüsün üzerine çıkıp Silopi’den Diyarbakır’a doğru yola çıkınca toplum gerildi..
Hükümet gerildi..
Film koptu..
Açılım acilen rafa kaldırıldı..
(Bu arada, devamı gelmeyeceği anlaşılınca PKK’lıları yargılayan hâkim boşluktan yararlanıp kısa dönem askerliğini yaptı.)
Kandil’den gelenler il il dolaştı, protokollerde yer buldu, toplantılara katıldı, bol bol konuştu..
*
Aradan çok değil, altı ay bile geçmedi..
Sonuç şu..
Kandil’den gelen 8 PKK militanı için 20’şer yıl hapis isteniyor..
Mahmur’dan gelenler için de 15 yıl..
Kandil’den gelenler terör örgütünün üyesi olmakla suçlanıyor..
Habur’dan girerlerken zaten öyle değiller miydi?
*
Yukarıda anlatılanlar açılımın kısa öyküsüdür..
Ergenekon’da garip soru
İkinci Ergenekon davasında yargılanan Mehmet Haberal’ın geçen gün sorgusu yapıldı..
Bir soruyu çok garipsedim..
Haberal’a 2001 ve 2002 yılında parti kurma düşüncesinin olup olmadığı da sorulmuş..
Böyle bir niyetim yoktu demiş..
Vardı ama başaramadım deseydi suç mu olacaktı?..
Nasıl değerlendirilecekti?..
