Ne için mi? Sivil direniş için.. Kim için?
Okumak isteyen gençler için..
Kime karşı?
PKK’ya karşı.. Teröre karşı.. Okullara musallat olan militanlara karşı..
*
Yüksekova’yı görmeseniz de adını duymuşsunuzdur.. Hakkari’nin ilçesidir, yüksek dağların arasına sıkışmış ovada kurulmuştur.. Adını da buradan alır..
Eskiden İran üzerinden yapılan kaçakçılıkla anılırdı.. Şimdi terörle, şiddetle anılıyor..
*
İlçe merkezine üç kilometre uzakta bir okul var..
Atatürk Lisesi..
600’e yakın öğrencisi varmış.. PKK militanları musallat olmuş.. Eğitim yapılmasını istemiyorlar.. Gençler, çocuklar Türkiye Cumhuriyeti’nin okullarında okumasın istiyorlar..
Peki nerede okuyacaklar?
*
Yüksekovalı gençler okumak istiyor.. Çünkü okumazlarsa hayatlarının kararacağını biliyorlar..
PKK hayır dedikçe..
İnadına okul diyorlar.. İnadına eğitim diyorlar..
PKK bu yıl okulu dört defa basmış.. Okulda cam çerçeve bırakmamış.. Okulda elektrik yok.. Müdür tehditlere dayanamayıp basmış istifayı..
Ne yapsın!.. Tehdit edenin elinde ‘Keleş’ var..
Bu durumda dersler hak getire.. Yapılıyor mu yapılıyor hesabı..
*
Öğrenciler bakmış olmuyor, dersler yürümüyor.. PKK’ya karşı sivil direnişi başlatmışlar.. Okul bahçesinde toplanmışlar, pankartlar açmışlar, okula yapılan saldırıları protesto etmişler..
Yetmemiş..
3 kilometre ötedeki kaymakamlığa karşı yürüyüşe geçmişler.. Yolda istifa eden daha doğrusu istifa öncesi rapor alan müdürlerine rastlamışlar..
Adamın gözleri dolmuş..
İstifadan vazgeçtim demiş haydi doğru okula, haydi doğru eğitime demiş..
Dönmüşler okula.. Çıkarmışlar kalemi kağıdı, açmışlar kitapları..
Yarın ne olacak?
*
Yazının başlığındaki çağrım bu sebepten.. O çocuklara sahip çıkılmalı.. Polisle olmaz, askerle olmaz..
Neyle olur?
Sivil direnişle olur..
Öğrenciler başlattı, milletin vekilleri destek çıksın..
Okulun bahçesine çadır kurun, eğitim saatlerinde gidip oturun.. Okumak isteyen çocuklara yanınızdayız mesajı verin..
Hakkari milletvekilleri.. Selahattin Demirtaş, Esat Canan, Adil Kurt önce sözüm size..
En başta Adil Kurt’a..
Hakkari milletvekili ama Yüksekovalıların oyuyla seçildi.. Bu ilçedeki oy oranı yüzde 60..
Hakkari merkez ve diğer ilçelerde yüzde bir..
Nerede?
Niye çocukların yanında değil..
Öteki BDP’liler nerede? Lafa gelince mangalda kül bırakmayanlar.. Gençler okumak için destek bekliyor..
Sivil direnişe katkı bekliyor..
Mesela Sırrı Süreyya Önder.. Her yere gidiyor, Yüksekova’ya gitmeyi düşünmez mi?
*
İktidar partisi milletvekilleri siz neredesiniz? Yeri gelince o bölgede biz de varız diyorsunuz, Türkiye’nin her yerinde tabelası olan, teşkilatı olan tek partiyiz, Güneydoğu’da da güçlüyüz diye övünüyorsunuz?
Buyurun, Yüksekovalı gençler sizi bekliyor..
*
CHP’li vekiller.. Sivas’ın ötesine de gideriz, Hakkari’ye de demiştiniz.. Kılıçdaroğlu gitti de..
Hadi siz de gidin!.
Bir gün, iki gün çadırda kalın.. Öğrencilerin sivil direnişine katılın..
Okumak isteyen çocuklara destek çıkın.. Bu topraklar hepimizinse MHP’li vekiller, kervana siz de, siz de!..
Komisyondan çok acayip soru
Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu eski Başbakan Tansu Çiller’e öyle bir soru sormuş ki..
Haddini aşmış..
Otoriter devlet, faşist devlet komisyonlarını çağrıştırmış..
Hatırlarsanız..
Komisyona ifadeye çağrılan Deniz Baykal sorgulama yapamazsınız diye komisyonu uyarmıştı..
Bana soru sormadan önce kendi yetkinizi sorgulayın demişti..
Yüzde yüz haklıymış..
Araştırma komisyonu soruşturma komisyonuna dönüşmüş.. Darbeleri, muhtıraları soruşturmuyor, insanların siyasi davranışlarını sorguluyor..
Feci!..
*
Tansu Çiller’e sormuşlar.. Refah’la hükümet kurmayacağım dediniz, öcü gösterdiniz sonra neden kurdunuz?
Çiller’in yerinde olsam sana ne derdim..
Sana mı hesap vereceğim..
Bunu soran kişi de en baba demokrat!..
*
Niye şiddetle karşı çıktığımı söyleyeyim.. Bu tip komisyonlar ifadeye çağırdıklarına; bunu niye yaptın, şunla ne konuştun, neden bu fikri savundun, niye bakan oldun, niye o partiye girdin, niye koalisyon kurdun diye sorgulamaya başlarsa..
Devletin adı değişir..
Fatih Terim’e helal olsun..
Cluj maçını kazandıkları için değil, ağzından çıkan sözü bildiği için..
Maç öncesi şöyle demişti..
Ben bu tip maçları çok oynadım.. Allah’a şükürler olsun hep kazandım.. Cluj maçı da böyle olacak..
Duyunca demiştim ki; oyuncuları gaza getirme söylemi..
Veya böbürlenme, kendini yüceltme, tepeden bakma saplantısı da denir..
Değilmiş..
Fatih Terim rakibini çözdüğünü, maçı okuduğunu, kafasında hiçbir problem olmadığını anlatmak istemiş..
Cluj maçı da böyle olacak derken bunu anlatmış.. Kafamda maçı oynadım kazandım demek istemiş..
Maçtan önce ne dediyse maçta o oldu..
Ne diyelim; helal olsun..
