Yaşayarak öğrendik.. Darbelerin bir öncesi var bir de sonrası..
Sonrası, adam ayıklama, işkence yapma, hapse atma, işten kovdurma, vatandaşlıktan çıkarma, okuldan atmadan başlıyor..
Siyasete müdahale etmeye, yönetmeye, parti kapatmaya kadar gidiyor..
Bir adım ötesi..
Anayasayı ortadan kaldırmak oluyor..
Paydos yani..
Türkiye her şeklini gördü, yaşadı..
Bir grup subayın itelemesiyle yapılanı da gördü, emir komuta zinciriyle olanı da.. Muhtırayla siyaseti teslim alma halini de yaşadı, MGK’dan karar çıkartılarak yapılanı da..
Hepsinin yöntemi farklıydı.. Uygulamaları da farklı oldu..
12 Mart’la 28 Şubat karşılaştırılamaz..
27 Mayıs’la da 12 Eylül..
Ortak noktaları yok mu?
Var..
Ortam yaratmak..
Toplumu hazırlamak, müdahalenin kaçınılmaz olduğuna insanları inandırmak..
*
12 Eylül’den önce yaşananları biliyoruz.. Kanlı 1 Mayıs’ta devletin, MİT’in rolü var mı açıklanmıyor.. Devlet sırrı denilip geçiştiriliyor..
Bırakın provokasyonları, olana bitene, çata pataya müdahale etmek de ortam hazırlamaktır..
Kavga büyüsün, millet birbirini vursun ki iki tarafı pataklamak meşru sayılsın..
12 Eylül öncesinde bunu yaşadık..
12 Eylül iddianamesi o defteri açmadı, darbe fiiliyle, darbe günüyle sınırlı tuttu.. Önüne arkasına girmedi..
*
28 Şubat çok daha farklı.. Darbe günü, darbe anı diye bir gün yok.. MGK kararlarının öncesi var, sonrası var..
Daha soruşturma bitmedi, iddianame çıkmadı ama görünen o ki öncesine bakılıyor..
Ortam yaratma var mı yok mu?
Varsa kimler nasıl ortam yarattı?
Darbe kadar önemli.. Darbeden sonra çok canlar yanıyor, insanlar mağdur oluyor ama öncesinde de oluyor..
Olmayanlar varmış gibi gösterilerek ceza kesiliyor.. İnfaz yapılıyor..
*
28 Şubat’ın bu kısmı 28 Şubat kadar önemli.. Belki daha önemli.. Batı Çalışma Grubu denen yapı toplumu hazırlamak için tezgâh kurdu mu kurmadı mı?
Önce bu ortaya çıkmalı..
İncirlik’te nükleer silah varmış
İddiayı ortaya atan ICAN’ın Türkiye koordinatörü..
Nükleer silahların tamamen kaldırılması için mücadele veren örgütlenmenin..
Arif Köse, Türkiye nükleer silah konusunda dünyaya nutuk çekerken kendi topraklarındaki nükleer silahları görmüyor diye yazmış..
*
Herkes İran’ı konuşuyormuş..
İncirlik Üssü’nü gören yokmuş.. İncirlik’te 40-90 arasında değişen nükleer bomba varmış..
Son yayınlanan raporlara göre; bu bombalar 2017 yılında yeni türleriyle değiştirilecekmiş..
Çarpıcı iddia değil mi?
Umarım cevap veren çıkar..
Andıç davası güme gidiyor!..
Ortam yaratma, toplumu aldatma, yönlendirme denilince aklıma Genelkurmay’da kurulan internet siteleri geliyor..
Ortam yaratmanın teknolojik olanı!..
Bu siteler uzun süre aktif kaldı.. Yüzlerce haber yayınlandı.. Hangisi doğruydu, hangisi yalandı.. Hangisi ne tür tezgâh için üretilmişti, meçhul..
Genel geçer laflarla izah edilmeye çalışılıyor, hükümeti yıpratmaya yönelik yayınlardan söz ediliyor, somut örneklere girilmiyor..
İnternet andıcı davası bu açıdan çok mühimdi.. Gerçi dava, siteler kapatıldıktan sonra yapılan işlemlerden açıldı ama olsun..
O bile o dönem karargâhta olanları tutuklattı..
Dönemin Genelkurmay başkanı bile hapiste..
*
Bir yazımda benim için en önemli dava bu demiştim.. Darbe için ortam yaratma yapılmışsa ilk kez somut delillere ulaşılacaktı..
Psikolojik harekâtla, insanların nasıl aldatıldığını, dolduruşa getirildiğini somut örneklerle, somut yayınlarla görecektik..
Maalesef o şansı yitirdik..
Niye mi?
İnternet andıcı davası Ergenekon’la birleştirildi.. Devasa torbanın içine atıldı..
Defteri dürüldü..