Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dün gördüm; herkes öfkeli, herkes şaşkın, herkes telaşlı..
Baharla birlikte PKK yine saldırıya geçti..
Hani silahlar susmuştu!..
Hani Kürt açılımı terörü bitirmişti, hani kimsenin yapamadığını bu iktidar yapmıştı..
* * *
Bir günde beş şehit cenazesi..
Yarın iki şehit cenazesi daha var.. Bir sonraki gün!..
* * *
Biri çıkıp; PKK niye gençleri öldürmekte ısrarlı diye sormaz mı?
Yanındaki cevap veriyor; PKK bitmediğini, bitmeyeceğini göstermeye çalışıyor. Ölüm pahasına. Bu yolla sonuç almayacağını bile bile.
Valla hâlâ anlayamamışlar..
Veya ‘açılım’ fırtınasına kapılmışlar.. Veya!!!
* * *
İktidarı suçlayanlardan değilim.. Çözüm kolay zannetti, ona kızıyorum.. Çünkü değil..
Önceki gün Şemdin Sakık’ın bana yazdığı mektubu yayımladım..
Ne diyordu; “BDP, PKK’lileşti, PKK Apoculaştı, APO Barzanileşti, Barzani ise derin Kürtlerin ve bölünmenin sembolüdür.
Başka açıdan bakarsak, PKK Hamaslaştı. Hamas, şiddeti kültürleştiren ve hiçbir amaç gütmeden şiddet uygulayan hastalıklı bir yapıdır.”
* * *
Ne bekleniyordu ki..
PKK, ‘canım AKP, cicim AKP’ diye kuzu kuzu oturacak mıydı?
Gerçek şudur..
PKK istediği zaman, devlet istediği zaman ama gerçekten istediği zaman bu ülkede silahlar susacak..
Türklerin Kürtlerle..
Kürtlerin Türklerle sorunu yok..
Kürtlerin devletle..
Türklerin PKK ile sorunu var..
* * *
(Not: Biliyorum, anayasa değiştirilerek memlekete ileri demokrasi getiriliyor, bunu kabul edemeyen Ergenekon adlı terör örgütü, PKK adlı diğer terör örgütünü kullanarak ileri demokrasinin ülkemize gelmesinin önünü kesmek için askerlerimizi şehit ettirdi diyeceklerdir.. Desinler.. Burası hür bir ülke!)
* * *
Nasıl çözeriz deseniz..
Şova yönelik toplantılarla değil; konuşarak, tartışarak, gerçeklerle yüzleşerek..
Sorum basit..
Dün Kayseri’de şehit cenazesine katılan Bakan Binali Yıldırım’ın 300 polis tarafından korunmasının, taziye çadırına hiçbir sivilin alınmamasının bir anlamı var mıdır?
Yok mudur?..


Yeni anayasada darbeci taktiği!
Meclis bastırdı gidiyor..
Konuşmadan, tartışmadan, aslında konuşturmadan.. İnsanların anlamasına, idrak etmesine fırsat vermeden Anayasa’yı takır takır değiştiriyor..
İkinci tur dün başladı, dört beş güne biter..
Önünüze acayip bir metin koyacaklar.. 30 madde.. Aslında koymayacaklar.. İçini içeriğini boş ver diyecekler; sen ha de yeter!..
* * *
Anayasayı değiştiren ilk ve tek ülke biz miyiz?
Hayır..
Peki diğerleri nasıl yapmış?
Şöyle..
Güney Afrika halktan iki milyon dilekçe ve öneri toplamış.. Nikaragua 100 bin vatandaşıyla yüzlerce toplantı yapmış..
Brezilya halktan ve sivil toplum kuruluşlarından 61 bin anayasa teklifi toplayıp aylarca tartışmış..
* * *
Biz ne yaptık?
İkinci turun ilk günü bitti, dördüncü viteste gidiyoruz.. Konuşmadan, tartışmadan..
Diyorlar ki sonunda halka gideceğiz, milli irade..
Bas bas bağırıyorlar; milli iradeden mi korkuyorsunuz, diye!
Faşist buldukları anayasa maddeleri de milli iradenin ürünü değil mi?
* * *
Tamam Anayasa’yı değiştirelim ama; içine hinlik, cinlik, hile, hurda katmadan..
Darbecilerin yöntemini kullanmadan..


Küçük Dev Adam Genco Erkal..
Açıkça söyleyeyim, karşılaşınca heyecanlandım..
Benim kuşağımın önder sanatçılarından biriydi..
Nâzım’ı da o sevdirdi, Brecht’i de..
Tabii ki Genco Erkal diyorum..
Tabii ki büyük ustadan söz ediyorum..
1980 öncesi, yüreğimizde fırtınalar esiyor.. Gitmişsinizdir..
Kafkas Tebeşir Dairesi’ne..
İnsan unutur mu?
Brecht’in eserini dilimize kazandıran Can Yücel’i, Yılmaz Onay’ı.. Sahneye koyan Mehmet Ulusoy’u..
* * *
Nâzım Hikmet’i sevdiren hâlâ ve hâlâ genç kuşaklara tanıtan kimdir derseniz?
Genco Erkal derim..
Ustaya sordum; anayasa değişikliği için ne diyorsun!..
Endişeliyim dedi.. Çok ama çok endişeliyim!..
Sonra kalktı..
Küçük bir dev gibi..
Mavi Gözlü Dev’i anlatmak için..
50 yaşına gelen bana anlattığı gibi, 25 yaşına gelen kızıma anlattığı gibi, 13 yaşıma gelen oğluma da anlatmak için..
Hayatı, dürüstlüğü, insan olmanın erdemini anlatmak için.. Yola koyuldu..
Tiyatrosuna koştu..