Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Partiler seçim öncesi her konuda bir yığın laf söylüyor ya..
Hepsi yüksekten uçuyor..
Hepsi en sert kelimelerle çakıyor.. Hepsi hamasetin daniskasını yapıyor..
Dinleyenler şöyle diyor..
Seçimden sonrayı bekleyelim, bakalım ne diyecekler..
Özellikle iktidar partisi için yaklaşım bu.. Başbakan’ın söyleminden memnun olmayanların, otoriter bulanların, aşırı milliyetçi bulanların bir kısmı bekle gör yanlısı..
Neyi bekleyeceğiz?
Balkon konuşmasını..
Kimi teras konuşması yapsa bile artık kesmez diyor ama gözler yine de balkonda..
*
İstedikleri, bekledikleri şu..
Başbakan yeniden tek başına iktidar olursa balkona çıkacak öyle bir konuşma yapacak ki seçim döneminde söylediklerini silip atacak..
Torbaya koyup çöpe yollayacak..
Yeni bir sayfa açacak.. Kırgınlıkları, küskünlükleri tamir edecek..
Olur mu?
Kimine göre olur.. Olmalı..
Katılmıyorum..
İnsanın fikri neyse zikri de o olmalı.. Seçim öncesi başka, seçim sonrası başka olmamalı..
Olacak anlamında söylemiyor..
Beklentiye dikkat çekiyorum..
*
Ne yani..
Seçim diye söyle söyle seçildikten sonra tersini yap..
O zaman, meydan toplantılarına ne gerek var.. İnsanlar liderlerin söylemlerine..
Sorarım seçmen neye göre karar veriyor?
Daha doğrusu neye göre karar vermeli!
*
Maalesef ‘seçimdir ne desen yeridir’ yaklaşımı giderek âdet haline getiriliyor.. Hem de seçilenler tarafından değil, seçenler tarafından..
Seçim öncesi ne söylenirse söylensin mübah sayılıyor..

Haberin Devamı

Kürtçe ezan Türkçe ezan
Son numara bu..
Vay be buna da cesaret etti ha!
Ne yapmış..
Kürtçe ezan okumuş, öyle bir sunuyorlar ki din elden gitmiş, katledilmiş.. Demişler ki; CHP’nin Türkçe ezan okuttuğu gibi..
Gâvur bunlar gâvur!
Verilmek istenen hava bu..
Ezanın gayesi ne?
İnsanları namaza çağırmak değil mi? İster Türkçe çağır, ister Kürtçe çağır, ister Arapça çağır, istersen Almanca çağır..
Önemli olan çağrı değil mi?
Bu yobazlık neden..
*
Allah’tan bu ülkede çok aydın din adamları var.. Geçen hafta cuma hutbesinde genç aydın bir imamı dinledim..
Selam vermenin önemini anlattı.. Selam vermenin anlamını anlattı..
Dedi ki..
Selamünaleyküm demek şart değil. Peygamberimiz Arapça konuştuğu için böyle söylemiş..
Sen merhaba de..
İstersen bonjour de..
Aynı şeydir.. Önemli olan selamlaşmaktır.. Selamlaşmak kırgınlıkları, küskünlükleri giderir..
*
Haklı değil mi?
Süleyman Çelebi ‘Mevlit’te bakın nasıl hitap eder..
Merhaba ya Resulallah..
Merhaba ey Allah’ın yüzünün nuru..
*
Dikkat!.. Merhaba..

Haberin Devamı

Nuray Mert’e yapılan iyi oldu!
Ayıp olmasa, Başbakan’ın Nuray Mert’e çıkışı hayırlı oldu, iyi oldu, güzel oldu diyeceğim..
Utanmasam, Başbakan’ın sert üslubu memlekete faydalı oldu diyeceğim..
Sıkılmasam, Nuray Mert iyi ki haksızlığa uğradı diyeceğim..
Hani neredeyse, Başbakan ne iyi etti de ağzından ‘mert değil namert’ sözleri döküldü diyeceğim..
Niye mi?
Demokrasiyi hatırladık..
İfade özgürlüğü aklımıza geldi..
Ne kadar önemli olduğunu bir kez daha idrak ettik..
Daha önemlisi..
Kabul edilemez bulundu.. Dik duruş sergilendi.. Ayaküstü, seçim öncesi demokrasi sınavı oldu..
Sarsıldık, kendimize geldik..
Eski günlerimizi hatırladık..

Haberin Devamı

Kenan Evren şöyle ifade verseydi!
Evren’in sorgusundan anladık ki; darbelerin yolunu kesmek tek bir maddeden geçiyor..
Gerisi hikâye..
İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesini kaldır olsun bitsin.. Nedense 12 Eylül’le hesaplaşmak için yola çıkanlar bile iş 35. maddeye gelince frene basıyor..
*
Evren şöyle bir demeç verseydi!
Bir akşam beşimiz oturduk. Sedat (Jandarma Komutanı) kaçak viski getirmişti. Bir iki tane devirdik. Yönetime el koyalım fikri ortaya atıldı. Ben de Tahsin de (Havacı) karşı çıktı.
Nurettin (Karacı) Sedat ve Nejat (Denizci) bastırdı..
Oylama yaptık..
Bizde de demokrasi var.. Üçe iki kazandılar.. Darbeyi böyle yaptık..
*
Savcı sorsa..
Böyle gayriciddilik olur mu?
Evren; Olur, bal gibi olur.. Kapı gibi 35. madde varken neden olmasın, mahsuru mu var..
Yasal mı yasal..
Dese ne derdik.