Yazar çizerlerin önemli bir bölümü bu sloganın arkasına sığındı.. Onlar da anayasa değişikliğinin yetersiz olduğunu, göstermelik olduğunu, dayatmacı anlayışın ürünü olduğunu biliyorlardı..
Bu sebeple açık açık evet demediler..
Yetmez Ama Evet dediler..
Yani..
Bu yapılan iyi değil ama hiç olmazsa eskisinden daha iyi..
* * *
Referandumdan evet çıkınca ilk uygulamayı kısa sürede görmek nasip oldu.. HSYK seçimleri yapıldı, bakanlığın önemli bürokratlarının öncülüğündeki liste firesiz HSYK’ya yerleşti..
Yüksek yargı vesayetine son verildi..
Bakanlık vesayeti kuruldu..
Yetmez Ama Evetçiler de şoka girdi..
Evetlerini sorgulamaya başladılar, rahatsız olduklarını beyan ettiler.. Savunduğumuz bu değildi diye homurdandılar..
Anlayacağınız liberal demokratlar bir gecede bölündü.. Hem de tam üç parçaya..
Sadece onlar bölünmedi, YARSAV’a alternatif olarak kurulan liberal demokrat aydınlar tarafından desteklenen, alkışlanan, önemsenen, önemsetilen Demokrat Yargı Derneği de ortadan çatladı..
Demokrat Yargı Derneği’nin bağımsız Eşbaşkanı Ertekin; hükümetin yargıyı iktidarın bir parçası haline getirdiğini önü sürdü..
Demokrat Yargı Derneği’nin biraz bağımlı Eşbaşkanı Can; bekleyelim, icraatlarını görelim diye topu taca atıp vakit kazanmayı tercih etti..
Biz gelelim liberal aydınlara.. Üçe bölündüler demiştik ya..
* * *
Birinci grup: Çok sert tepki gösterdi.. Hayal kırıklığı yaşadıklarını açık açık söylediler.. Seçimleri demokrasi açısından utanç verici buldular.. Yürütmenin başının hâkim ve savcıların başını seçmesini içimize sindiremiyoruz dediler..
* * *
İkinci grup: Yapılan edilenden hazzetmeseler de hiç olmazsa eskisinden daha iyi, eskisi kadar kötü değil ya diyerek kendilerini avutuyorlar.. Demokrasinin bir yerine oturtamamanın sıkıntısını çekiyorlar..
Üçüncü grup: AKP ne yaparsa doğru yapar, ne eylerse güzel eyler düsturundan miligram sapmıyorlar.. Yeni HSYK’yı AKP’den çok, HSYK’nın yeni üyelerinden çok savunmayı boyunlarının borcu olarak görüyorlar.. Bugün savunmayacağız da ne zaman savunacağız diye kendilerini ortaya attılar; hile mi yapılmış, baskı mı yapılmış, hani delil, hani kanıt diyorlar başka da bir şey demiyorlar..
Şoktan çıkmaya çalışıyorlar..
* * *
Aslında dördüncü grupta olanlar da var..
Sessizler..
Sesini çıkartmayanlar.. HSYK seçimlerine bulaşmak istemeyenler.. Memlekette konu mu biti havasıyla görüş beyan etmekten kaytaranlar..
* * *
Kısaca Yetmez Ama Evetçiler şu günlerde şokta!..
Cemaatlere özgürlük!
Ne zaman cemaatlere özgürlük başlıklı bir yazı okusam kafam karışıyor..
Cemaat kelimesiyle özgürlük kelimesini bir türlü yan yana getiremiyorum..
Hem cemaat hem özgürlük!..
Galiba sadece cemaatlerin faaliyetlerine özgürlük isteniyor, cemaatlerin üyelerine değil..
Bizim partiler gibi yani..
Demokrasinin vazgeçilmez unsurudurlar, demokrasi isterler, ileri demokrasiden dem vururlar ama kendi dükkânlarında demokrasi yoktur..
Kendi üyeleri demokrat değildir..
Cemaatlerdeki özgürlük gibi..
Suçlu yine CHP oldu..
HSYK’da neden böyle oldu, bunun neresi demokratik seçim denildiğinde topu yine CHP’ye, eski Anayasa Mahkemesi’ne atıyorlar..
Efendim, her savcı ve hâkim sadece bir adaya oy verir ibaresi kalsaymış, liste çıkmazmış, liste yarışı yaşanmazmış..
Bu ibareler neden iptal edildi..
Demokrasiye ve hukuka uygun olmadığı için..
Şimdi dönüp o ibareler kalsaydı HSYK yapısı daha demokratik olurdu, seçimler de seçim gibi olurdu demek işi sulandırmak biraz da perdelemek demektir..
Mesele bu değil ki.. Mesele Adalet Bakanlığı’nın iki güçlü bürokratının liste çıkarmasıdır..