Söz konusu "tereke defteri" 16. Yüzyılda bir dönem sadrazam olan Rüstem Paşaya ait.Rüstem Paşanın "Hırvat" olduğunu biliyoruz. Memleketinden Saraya devşirme olarak getirilen binlerce benzeri gibi "yalınayak, başı kabak" bir çocuğun öldüğünde geride bıraktığı serveti nasıl yapabildiği sorusunun yanıtı, bugün de toplumumuzu bir kurt gibi kemiren gerçeğin tarihsel köklerini de gösteriyor.Nefesinizi tutun ve bu muazzam servetin nasıl biriktirilebildiğini de bir yandan düşünün bakalım.. Reşad Ekrem Koçunun Osmanlı Tarihinin Panoraması isimli kitabını karıştırıyordum. Orada sizlerin de görmeniz gerektiğini düşündüğüm bir öykü var. Gerçek bir öykü, bir "tereke defteri"nin özeti.. Koçu da bunu Müverrih Peçevili İbrahim Efendiden naklediyor. Ne servet ama... Bunların yanı sıra "tereke defteri"ne "tuhaf ve tefarik" adı altında geçen ve değeri ölçülemediği için hesap edilemeyen şeyler de var. Altın ve elmaslı satranç takımları, altın gümüş şamdanlar, kilimler, halılar, altın ve gümüş yemek takımları, porselenler, top top ipekler vs.. "Her biri imzalı ve imzasız, değerli hattatların elinden çıkmış 8 bin Mushafı Şerif. Her biri en namlı hattatların elinden çıkmış, ciltleri pırlantalı 130 Mushafı Şerif. El yazması 5 bin kitap. 170 nefer köle. 2 bin 900 baş cins at. bin 160 baş katır. 80 bin sarıklık tülbent, 780 bin altın. Kıymetli kumaşlardan yapılmış 5 bin hilat. Bin yüz adet altın üsküf. 2 bin zırh. 600 gümüş eyer. 500 elmaslı altın eyer. 130 çift altın üzengi. 860 adet kabzaları elmaslı kılıç. Bin beşyüz adet gümüş miğfer. Bin gümüş şeşper. 33 parça çok değerli elmas. Bin yük külçe gümüş. Anadolu ve Rumelide bin çiftlik. Anadolu ve Rumelide 467 değirmen." 15 yılda bu para! Kendi servetinden yaptırdığı hayır işleri de vardı elbette.. Anadolunun çeşitli yerlerinde birçok cami, imaret, hamam, medrese yaptırmıştı. En ünlüleri İstanbuldaki Rüstem Paşa Camii ve Rüstem Paşa Medresesi ile Edirnedeki Rüstem Paşa Kervansarayıdır. Miras bıraktığı 50 milyon altınlık servet, bu hayır işlerinden kalan miktardı. Demek ki 15 yıllık iktidarı boyunca bıraktığının bir mislini kazanmış olduğunu düşünebiliriz. Peçevilinin kaydettiğine göre Rüstem Paşanın çocuklarına bıraktığı mirasın toplam değeri 50 milyon altını buluyormuş. Rüştem Paşanın mirası Padişah haslarının iltizama verilmesi uygulamasının mucidiydi. Yolsuzluk ve rüşvetin bu uygulamadan sonra hızla yayıldığını, çift bozma ve eşkıyalığın bu nedenle yaygınlaştığını da biliyoruz.Saraybosna yakınlarında doğmuş bir Hırvat çocuğunun, üzerinde sadece bir hırpani giysi ile geldiği Enderundaki baş döndürücü yükselişi ve muazzam serveti, üzerinde gerçekten düşünülmeye değer bir tarihi olay.Tarihe bakınca, Bingöldeki kamu binalarının ilk sallantıda neden yerle bir olduğunu açıklamak daha kolay gibi geliyor bana. mehmet.yilmaz@milliyet.com.tr Rüstem Paşa, aynı zamanda Padişah Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultanın kızları Mihrimah Sultan ile de evliydi.