Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Atatürk’ün en sık hatırlanan sözü hangisidir:
“Ey Türk gençliği, birinci vazifen Türk istiklal ve cumhuriyetini ilelebet müdafaa ve muhafaza etmektir...”
Gelin görün ki, bugün artık Türk gençliğinin cumhuriyetin ilan edildiği Meclis’in önünde toplanması bile yasak... Toplantının güç kullanılarak engelleneceğini Ankara Valiliği açıkladı. Ankara’ya mitinge gelenlerin otobüsleri de il sınırından içeri sokulmayacakmış.
Belli ki emir büyük yerden; iktidardan...
Dün yazdık. İstanbul’un işgali sırasında işgalci güçler kendilerinin de kınandığı mitingleri böylesine engellememişti.
Başbakan Erdoğan iki yıl öncesine kadar sık sık “Cumhura hiçbir yer yasaklanamaz” diyordu. Bayramlar kısıtlanırken gerekçe olarak “militarist gösteriler”den söz ediliyor, “Militarist törenler yerini coşkulu, sivil kutlamalara bırakacak” deniyordu. Nerede o sivil coşkulu gösteriler?
23 Nisan bayramı, Kutlu Doğum Haftası ile karıştırılarak sönükleştirildi.
19 Mayıs gösterileri demirperde dönemini anımsatıyor bahanesiyle statlardan çıkarıldı.
30 Ağustos’ta Atatürk anıtları önünde kavgalar yaşandı.
Ulusal bayramlarda vatandaşın Atatürk anıtlarına çiçek bırakması dahi yasak. Hemen her bayramda bu yüzden vatandaşlarla polis arasında arbede yaşanıyor.
Ulusal bayramlara yönelik sistemli bir yok etme kampanyası, halkın bu bayramları kutlamasına karşı polisiye baskılar yoğunlaşıyor.
Laik Cumhuriyet ile demokrasi, hukuk ve özgürlükler aynı merkezden aynı hız ve gayretle imha ediliyor.
Neden mi? Çünkü demokrasi ve özgürlükler laik Cumhuriyet temeli üzerinde duruyor da ondan...

Haberin Devamı

Nisshoken...
Büyük basınımız Şişli ve Sarıyer ilçeleri arasındaki sınır değişikliğine, koca koca haberler yaparak büyük ilgi gösterdi. Aynı basın İstanbul’un önemli meseleleriyle pek ilgilenmez. Ne Taksim kışlasının ihya edilerek meydanın piç edilmesi projesi... Ne Boğaz Köprüsü cesametinde bir köprünün Haliç’e metro köprüsü diye oturtulması... Ne mantar gibi biten gökdelenlerle kentin siluetinin bozulması ve trafiğinin altüst edilmesi... Umurunda değildir maalesef kimsenin...
* * *
Gazetemizin yakınında dev bir gökdelen daha yükseliyor. Yapının iki yanını dar bir yol kuşatıyor, yolun hemen karşısında da dört - beş katlı apartmanlar sıralanıyor... Gökdelen ile karşısındaki apartmanlar arasındaki mesafe 5 - 6 metre...
Acaba bu mesafe normal mi?
Mimar Doğan Hasol, gökdelenler ile çevresi arasında gökdelen yüksekliğinin yarısı kadar bir alanın boş kalması gerektiğini söylüyor. Bu yolda bir kanun yok ama uygar ülkelerde olağan uygulama bu yönde... Eğer gökdelen 80 metre yüksekliğinde ise çevresinde 40 metre eninde bir alan boş kalacak...
Bir de “Güneş ışığı hakkı” var...
Japonya’daki bu uygulamaya “Nisshoken” adı veriliyor...
Nedir o derseniz... Gökdelen’in güneşini kestiği binalara yapılan peşin bir tazminat ödemesi...
Güneşi perdelenen binaların ısınma masrafı arttığı ve manzarası kapandığı için gökdelen sahibince onlara bir tazminat ödeniyor. Bizde de gündeme getirilmeli konu...
Evimizin içi gibi dışı da bizimdir. Ortak alanımızdır. Kente yönelik hoyratlıklara karşı çıkalım... Hiçbir şey yapamıyoruz diyenler de... Şöyle yüzünü asıp mırıldansa yeter...

Haberin Devamı

Kurban
Cumhuriyet ve Kurban bayramlarınızı kutluyor,
Cümle cezaevlerinde yatan gazeteciler, siyasiler, aydınlar, askerler başta olmak üzere tüm yargı kurbanlarına...
Ucuz siyasi hesapların bedelini çocuklarını şehit vererek ödeyen talihsiz ailelere...
Hileli sınavlarla haksızlığa uğratılan gençlere...
Bayramda hizmet sektöründe çalışmaya mecbur olan emekçilere...
İnsanlar tarafından insanlık dışı muameleye tabi tutulan ve tutulması muhtemel tüm kurbanlıklara...
Sabır ve metanet diliyoruz...
HAFTA SONUNA KADAR İZİN RİCA EDİYORUZ...

Haberin Devamı

Esad’a karşı savaşan Özgür Suriye
Ordusu’nun adamlarına maaş bağlamışız.
Parayla adam tutup komşunuzun evini kurşunlatır mısınız?
Devlet olarak biz işte bunu yapıyoruz....
Haldun Ertem

Vali
Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Başkanı Dursun Atılgan, Ankara Valisi’nin 27 Aralık 2010’da, Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 91. yıldönümü nedeniyle düzenlenen koşuyu da yasakladığını anımsatarak ekliyor:
“Eğer bir millet, en büyük bayramını coşkuyla, gururla ve kıvançla kutlama hakkından yoksun bırakılıyorsa, artık o millet özgür değil, tutsak durumundadır. Ve hâttâ ülke işgâl altındadır demektir.
Sağduyulu tüm yetki ve karar sahiplerine sesleniyoruz:
Bayramlar güneş gibidirler... Nasıl ki güneşin ışığı ve ısısı engellenemezse, bayramların kutlanması da engellenemez...”

“Su ve havadan” oluşan sentetik petrol üretilmiş.
Buluş arabalarda kullanılırsa dünyanın en pahalı su ve havası bizde olacak demektir...
Akif Kökçe

2023
İktidar mensuplarının dilinden hiç düşmeyen bir 2023 hedefi var...
O tarih bilindiği gibi Cumhuriyet’in yüzüncü yıldönümü...
Cumhuriyet’e şaşı bakan bir iktidar 2023’ü neden sık sık ağzına alır...
O tarihte Cumhuriyet’in yüzüncü yılını mı kutlayacaklar?
Yoksa Cumhuriyet’in sonunu mu ilan edecekler?
Niyet açık değil mi?