Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Olmasın diyenlerin gerekçesi aynı noktada toplanıyor:Erdoğan cumhurbaşkanı olursa türban Çankaya'ya çıkarmış. Evet hoş bir görüntü olmaz... Ama kafanın dışındakilerden daha tehlikeli olan içindekiler değil mi?Tayyip Bey Çankaya'ya çıkmaz da bir adamını (eşi isterse türbansız olsun) oraya oturtursa farklı mı olur? Tüm atama ve kararnameleri aşağıdan gönderir, yukarıdan onaylatırsa. Bugüne dek Cumhurbaşkanı Sezer'den dönmüş olan atama, karar ve yasalar bir kalemde Çankaya'dan geçerse... Rektörler, yüksek yargıçlar, valiler vs... Tamamen AKP'nin keyfine göre belirlenirse... Esas korkulması gereken bu değil midir?Cumhurbaşkanı 2007 Mayıs'ında seçiliyor. Seçim ekimde. Arada 5 ay var. Bu 5 ayda AKP cumhuriyeti tersyüz edecek tüm yasaları Çankaya'dan geçirebilir. Tayyip Bey yukarı çıkmamış da bir adamını çıkarmış... Fark etmez...Yeni cumhurbaşkanı, cumhuriyet ilkeleri ve Anayasa'ya bağlı bir isim olacak mı, olmayacak mı? Kritik nokta burası...CHP ve diğer muhalefet partileriyle toplum önderleri, dikkatlerini bu noktaya vermeli...Tüm ülkeyi temsil edecek, tüm toplumu kucaklayacak, hukuka bağlı bir ismin cumhurbaşkanlığında ısrarlı olmalıdırlar...Ezcümle... Tayyip Erdoğan olmasın da kim olursa olsun, düşüncesi de bir çözüm değil... Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olsun mu, olmasın mı? Erdoğan, kadrolaşma iddialarına itiraz etmiş: "Atamalar bilgisayar teknolojisiyle yapılıyor." Demek bilgisayara da takiyeci bir program yüklendi... "28 yaşında, İstanbul'da doğdu. Şişli Terakki Lisesi'ni bitirdi. İtalya'da Uluslararası İşletme okuduğu The American University of Rome'u birincilikle bitirdi. 2001 yılında JC tarafından 'Türkiye'nin En Başarılı Genci' seçildi. Beş yabancı dil biliyor. Finans ve medya sektörlerinde çalıştı. Türkiye genelinde kişisel gelişim seminerleri veriyor. İlk kitabını 24 yaşında çıkardı. Baskı üzerine baskı yapan iki kitabı bulunuyor... Bir gazetede business röportajlar yapıyor."Bu çok başarılı genci meslektaşımız Nur Çintay pazar günü sütununda X adıyla tanıtıyor, yazının bir yerinde de şu bilgiye yer veriyordu:"X, geçen yıl Amerika'nın gelecekte ülke yönetiminde etkili olacak isimleri tespit ederek onlara özel bir eğitim verdiği programa katıldı. Bu program gelecekte siyasette yer alacak bu kişilerin Amerika'nın çıkar sağlamaları için verilen özel bir eğitim. Daha önce bu eğitimi alıp da şu anda ülkelerinde devlet başkanı, bakan vb. olanlar dahi var. X, bu eğitimi aldığını hatta gizli servisle de temas ettiklerini söylemişti..."Yani? Başarılı gence Amerika el atmış, onu kendi çıkarları yönünde kullanmak üzere eğitmeye başlamış. Hatta gizli servisle bile tanıştırmışlar arkadaşı... Acaba bu durumda kaç genç var? Bu gençler için Amerikan çıkarlarını korumak üzere eğitilmek nasıl bir duygu? Başarı ve yeteneklerinin Amerika tarafından Amerikan çıkarları için kullanılması için ön anlaşma yapmak bir burukluk yaratıyor mu içlerinde? Evet sayın X.. Sorumuz sizlere... Parlak bir genç! Devlet Çoruh nehri üzerinde Deriner adıyla bir baraj inşa etmeye karar vermiş. İhalesi 1997'de 711 milyon dolara yapılan barajın 2005'te bitirilmesi öngörülmüş. Ama bu tür işlerde evdeki hesap (ne maliyette ne zamanda) her zaman olduğu gibi bu defa da çarşıya uymamış. İş kapsamında hiçbir değişiklik olmamasına karşın ihale bedeli önce (2002 ve 2003'te) 954 milyon dolara... Onun da ardından 2005'te 1.7 milyar dolara yükseltilmiş. Şu ana kadar baraj için harcanan para 1.3 milyar doları bulmuş. Peki sonuçta baraj bitmiş mi? Neredee? Bitmesi için daha bir o kadar para gerekiyormuş.Radikal'de Ahmet Kıvanç'ın haberinden anlaşılıyor ki... Devlet, artık geri dönemem deyip inşaatı sürdürse de zararda... Vazgeçtim dese de zararda... Sürdürse, biten barajdan üretilecek elektriğin maliyeti kabul edilebilir gibi değil... Vazgeçse, şimdiye kadar harcanan paralar boşa gitmiş olacak. Haberden anlaşıldığı kadarıyla olay DPT'nin DSİ'ye isyanıyla ortaya çıkıyor. DSİ'nin olaydan fazlaca rahatsız olduğuna ilişkin bir belirti yok. Baraj neden zamanında bitmedi? Zamanında bitirmeyen konsorsiyum ceza ödeyecek yerde neden yüz milyonlarca dolar ek ödemelerle besleniyor. İlgililere soralım: Bu soygunun hesabını soracak mısınız? Sormazsanız, soygunun içinde sizin de olmadığınıza insanları nasıl inandıracaksınız? Deriner barajı! Kendilerini Somali'nin resmi yetkilileri olarak tanıtan sahte bir heyetin, Maliye Bakanı tarafından ağırlanıp Merkez Bankası Başkanı'na gönderilmesi geçen haftanın olayı idi. Referans gazetesinin yazdığına göre... Meğer iki ay önce de başbakanlığı işletmiş kimi sahtekârlar... Olayı gazeteden okuyalım:"Kendisini Taumaturgy Songhati Cumhuriyeti'nin İstanbul Fahri Konsolosu olarak tanıtan bir kişi, yanında bu cumhuriyetin yetkilisi olduğunu öne sürdüğü bir yabancıyla geçen ağustosta Başbakanlık'ın kapısını çaldı. Başbakanlık yetkilileri, Maliye Bakanlığı gibi, onlarla görüşme yoluna gitmedi. Ama böyle bir ülkenin olmadığından hareketle, heyeti "nazikçe uğurlamak" yerine, onları Dışişleri'ne gönderdi..."Gazete Başbakanlık'ı korumaya çalışmış ama.. Olup biten belli... Başbakanlık'taki kadro resmen numarayı yemiş... Yemese iki sahtekârı Dışişleri'ne göndereceği yerde "Böyle bir ülke yok" diye kapı dışarı atmaz, hatta emniyete teslim etmez miydi? m.asik@milliyet.com.tr Taumaturgy