Bugün Aydın Çocuk Mahkemesi’nde ülkemizin yüzünü hiç de ağartmayacak bir davanın görüşülmesine başlanacak. Seçim otobüsündeki Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Allah cezanızı verecek” diye bağıran 13 yaşındaki M.S.Ö’nün, “devlet büyüklerine hakaret” suçundan bir yıla kadar hapsi isteniyor... M.S.Ö’nün avukatı Kemal Aytaç konuşuyor:
- 25 yıllık avukatım, ne Türkiye’de ne dünyada böyle bir dava ne gördüm ne duydum. Bu davayla ilgili beni arayan Fransız, Alman, İngiliz, vs. gazeteciler de görmemiş, duymamışlar ki, şaşkınlıkla hep, böyle bir şey nasıl olabilir, diye soruyorlar.
- Nasıl bir savunma yapacaksınız?
- “Allah cezanızı verecek” hakaret değildir, bir bedduadır. İşi Allah’a havale etmektir. Dolayısıyla Allah’a inancı olanlar bu sözü hakaret kabul ederlerse kendileriyle çelişkiye düşerler. İbrahim Tatlıses, hemen her televizyon programında bu lafı söylüyor. Kimsenin de aklına hakaret davası açmak gelmiyor. Asıl önemlisi, bu sözün hakaret olmadığına ilişkin Yargıtay’ın vermiş olduğu çeşitli kararlar var.
- Siz M.S.Ö ile sık sık görüşüyorsunuzdur, o bütün bu olup bitenlere ne diyor?
- M.S.Ö son derece soğukkanlı. Nitekim, korumaların ifadelerinde var... Olay günü yaka- paça seçim otobüsüne götürülüp Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkarıldığında bile geri adım atmamış. Sözünü inkâr etmemiş...
Sanılır ki o yüzden de Başbakan bu çocuğun ensesini sıkıp morarttı... Hızını alamadı... 13 yaşındaki çocuk şimdi de yargıyla tehdit ediliyor... Bir yandan da bu siyasetçiler her gün televizyonlarda birbirlerine, hain, şerefsiz, alçak, vs. deyip duruyor...
Bursa’da imece...
Bursa’da Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Eğitim Kooperatifi, Cumhuriyet Kadınları Derneği ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği imece yapmışlar... Bursa otobüs terminalinde ve üniversitenin bulunduğu Görükle beldesinde çağdaş eğitim stantları açarak, gelen öğrencilerin yurt, burs, kurs sorunlarına çözüm üretiyorlar... Öğrencilerin ilgisine...
Tel: 0 532 6828173 ve 0 535 7972213 ...
Bartın’da demokrasi!
İktidar yağcılığı yapmayan gazetelerin başına nelerin geldiği kamuoyunun malumu...
Son örnek Bartın’dan...
Bartın’da aynı aileye ait iki gazeteden Bartın Ekspres’e 3 milyon, Bartın Gündem’e 2 milyon lira ceza kesildi... Ayrıca Defterdarlık gazetelerin gelirlerine el koydu... Böylece yerel basında ceza rekoru kırıldığı gibi iki gazeteyi batırmak için bütün önlemler alınmış oldu...
50 yıllık Bartın Ekspres’in sahibi Sadi Çınçın diyor ki:
- Ceza, hükümete karşı yapılan muhalefete yer vermenin ve muhalif olarak görülmenin cezasıdır. Yandaş basın olsaydık bunlar başımıza gelmezdi.
Sadi Çınçın devam ediyor:
- Bana ve eşime ait gazetede incelendiği zaman birçok mükellefte bulunabilecek eksiklikler tespit edildi. Defterdarlık haksız bir uygulamayla gazetelerin gelirlerine de tedbir koydu. Şu anda gazeteleri çekip çevirecek bir gelirden yoksunuz. Kapanmaya doğru gidiyoruz. Bartın’da kazancı ile vergisi birbirini tutmayan yüzlerce mükellef var. Bunlar neden görülmüyor?
İktidarın ilkeleri belli: Basın ve ifade özgürlüğü görüldüğü yerde ezilmelidir... Bunun için Ergenekon’u kullanamadığınız yerde Maliye’yi kullanın!
Batum...
Profesör Süheyl Batum Demokrat Parti’nin başına geçecek mi?
Hüsamettin Cindoruk günün birinde genel başkanlığı Süheyl Batum’a mı bırakacak?
Soru sık sık soruluyor...
Hafta sonunda İzmir’de “Biz kaç kişiyiz” derneği üyeleriyle sohbet eden Batum’a bu soru yine soruldu...
Şu aydınlatıcı cevabı verdi:
“Milletvekilliği teklifi var. Hüsamettin Cindoruk ile güzel bir dostluğumuz mevcut, ancak ben siyasete gireceksem ilk önce ailemin o partiye oy verip veremeyeceğine bakarım. Eğer gireceğim ve başına geçeceğim partiye çocuklarım oy
vermeyecekse ben o partiye giremem...”
KEY...
Emekli memur Niyazi Şehri beyefendiye Ankara Emekli Sandığı’ndan kocaman bir sarı zarf geldi.
Zarf ödemeli gönderilmişti...
Ulaşım bedeli olarak 10 TL tahsil edildi. Zarfta KEY ödemesi yapılabilmesi için içindeki formun doldurularak Emekli Sandığı’na ulaştırılması isteniyordu. 1928 doğumlu okurumuz Niyazi Bey istenen bilgileri 8 TL APS ücreti ödeyerek Emekli Sandığı’na postaladı. Bir ay sonra umutla bankanın yolunu tuttu...
Bankada KEY ödemesi geciktirilmeden yapıldı...
Okurumuza kaç lira ödendi biliyor musunuz?
Tam 3 TL (yazıyla üç TL).
Emekli Sandığı vatandaşla resmen dalga geçiyor...
Bunun bir başka açıklaması olabilir mi?
AKP döneminde Diyanet İşleri Başkanlığı, memurların diğer kurumlara geçiş noktası haline gelmiş.
Demek ki o memurlar aslında din adamı olmak istememiş, sadece şartların zorlamasına maruz kalmışlar...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul’un yüzde 70’ini oluşturan kaçak yapıları görmüyormuş.
Kaçak yapı sahipleri belediyeyi “görmüş”tür de ondan.
Fahrettin Fidan