CHP Milletvekili Atilla Kart, hafta başında bir Wikileaks belgesini gündeme getirerek Başbakan’a soru önergesi verdi... Bu belgeye göre, Emniyet yetkilileri 21 Kasım 2008 tarihinde Ankara’daki ABD Büyükelçiliğine giderek çeşitli konularda ayrıntılı bilgi vermiş. Atilla Kart, Başbakan’a, “siyasi iktidarın bu konuda talimatı olup olmadığını” sordu.
CHP eski lideri Deniz Baykal’ın da bu belgeden hareketle İçişleri Bakanlığı hakkında suç duyurusunda bulunacağı siyaset arkadaşlarınca ifade ediliyor.
Çünkü Ankara’daki ABD Büyükelçiliğine verilen brifingde Emniyet yetkilisi:
“CHP lideri Deniz Baykal’ın rüşvet aldığını” bildiriyor...
Ancak bu ağır iddiaya rağmen ellerinde ne gibi bir kanıt olduğunu belirtmiyor.
ABD Büyükelçiliğine verilen brifingte genellikle Ergenekon davası üzerinde duruluyor.
Veli Küçük’ün örgütte önemli rol oynadığı anlatılıyor. Eski ASAM Başkanı Prof. Ümit Özdağ’ın da önemli bir figür olduğu kaydediliyor.
Brifingde, Ergenekon’un propaganda faaliyetinde Batı ve ABD karşıtlığına ağırlık verdiği, vurgulanıyor.
Ancak bu izah Büyükelçilik’te pek inandırıcı bulunmuyor.
Washington’a çekilen telgrafta bu vurgunun “ABD desteği sağlamak için yapıldığı” kanısı ifade ediliyor.
Amerikalılar henüz o dönemde, yani 2008 yılında, Ergenekon’un siyasi bir dava olduğuna kanaat getiriyor.
2041 no’lu telgrafın sonuna düşülen notta şöyle deniyor:
“Ergenekon savcısının Başbakan Erdoğan’la haftalık görüşmeler yaptığı haberleri soruşturmanın arkasında siyasi nedenler olduğu izlenimini güçlendirmektedir.”
Erdoğan dert yanmış: “Emperyalist güçler arzularından hiçbir zaman vazgeçmiyorlar.”
Ara sıra vaz geçseler zaten adları emperyalist olmazdı...
H. Ertem
* * *
Elektriğe yüzde 10 zam gelmiş.
Devir AK Parti devri ama...
Her yeeerrr karanlıııkkk!
F. Fidan
Adliye mutluluğu!
Mustafa Balbay’ın yargılandığı olağan mahkemeler, Balbay milletvekili seçildiği ve dokunulmazlık kazandığı için hakkındaki davaları birer birer durduruyor.
Dün de 25. Asliye Ceza’da “Zulümhane” isimli kitabından dolayı yargılandığı davanın durdurulmasına karar verildi.
Sanırsınız ki Balbay bu davaların dokunulmazlık yüzünden durdurulmasından memnundur.
Tam tersine... Hapisteki gazeteci dostlar bu davaların sürmesini istiyorlar. Haklarında çok dava olmasından çok memnunlar.
Neden biliyor musunuz? Çünkü duruşmalar nedeniyle Silivri Cezaevi’nden çıkabiliyor, şehri görebiliyor, getirildikleri adliyelerde eşleri dostlarıyla görüşme fırsatı buluyorlar.
Durum kara mizah ama gerçek...
Eğit Sen alıkoydu!
PKK yandaşlarının iki hafta önce İdil Öğretmenevi’nde kalan 50 kadar öğretmeni diri diri yakmak istemelerini en büyük öğretmen sendikası Eğitim Sen’in görmezden geldiğini geçenlerde bu köşede dile getirmiştik.
Eğitim Sen iki gün önce bu defa Merkez Yürütme Kurulu adına yaptığı bir açıklamayla öğretmen kaçırmalarını protesto etti. Nasıl mı? Aynen şu cümlelerle.
“... Bu çözümsüzlük süreci sivillerin daha fazla şiddet ve baskı ortamından etkilenmesine neden oluyor. Son olarak Elazığ’ın Arıcak ilçesinde 4, Diyarbakır’da 1 öğretmenin alıkonulması bu durumun en açık örneğidir... Eğitim Sen olarak alıkonulan öğretmenlerimizin yeniden görev dönmeleri için her türlü adımı atacağımız...”
* * *
Açıklamada eylemi kimin yaptığından söz etmek yok... “Kaçırma” yerine “Alıkoyma” sözcüğünü kullanarak olayı küçültme ve olağan gösterme çabası var. Neyse ki dün Başkan tarafından yapılan açıklamada “kaçırma” sözcüğüne yer verildi. Ama kimin kaçırdığı yine belli değil... Üyelerini kaçıran PKK’yı adıyla anmaya ve kınamaya cesaret edemeyen bir öğretmen sendikası düşünebiliyor musunuz?
Cumhurbaşkanı’nın eşi Hayrünnisa Gül, Ordu’da düzenlenen kitap şenliğinde gazetecilere diyor ki:
“Pembe Köşk yıkılmak üzere. Ama bizi rencide ettiler. İçim de gidiyor ama yemin ettim dokunmayacağım.”
İlginç bir durum... Rencide eden birileri söz konusu ama cezayı onlar değil Pembe Köşk görüyor.
Acaba tarihi yapının ne kabahati var?
Gökçek eziyeti
Ankara’nın vitrini sayılan Tunalı Hilmi Caddesi’nin yıllardır süren pejmürdeliğini dün dile getirmiştik. Çankaya Belediye Başkan Yardımcısı Ali Ulusoy aradı:
- Genişliği 12 metreden geniş yollar biliyorsunuz Anakent’e bağlı. Tunalı Hilmi de öyle. Bize bağlanmasını israrla istiyoruz ancak yanıt alamıyoruz. Bu ünlü caddede mağdur olanlar yalnızca yayalar değil. Esnaf da mağdur. Otopark işletmesi Büyükşehir tarafından özel şirketlere devredildi. Esnaf şimdi otomobilini dükkanı önüne çekemiyor. Vatandaş arabasını 5 dakika bir yere bırakamıyor. Sürekli para ödemek gerekiyor. Ve ödenen para caddeye dönmüyor. Nereye gittiğini de elbet kimse bilmiyor...