Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Açık Pencere Sorularımızın yanıtı çok geçmeden geldi. Dünkü Posta gazetesinin "Çok ayıp" başlığıyla manşetten verdiği haber şöyle idi:"Ankara Ulus'taki Anafartalar Çarşı'sına düzenlenen canlı bomba saldırısında yaralanan Selahattin Deniz, 15 gün sonra hastanede ölmüştü. Aileye hastane masrafları için 1200 YTL'lik senet imzalatıldığı ortaya çıktı. Beş parasız aileye haciz gelmek üzere."* * *Ne demişti Tayyip Erdoğan üç gün önce?"Türkiye'de 5 bin teröristle mücadele bitti mi ki Kuzey Irak'taki 500 kişiyle uğraşma safahatine gelinecek?"Peki, aradan 24 saat bile geçmeden aynı Tayyip Erdoğan aynı konuda ne dedi?"İçeride 1500, dışarıda 3 bin 500 gibi rakamlar söz konusu... İçeride de dışarıda da bir ayrıma gitmek gibi bir anlayış söz konusu olamaz."Terör gibi ülkenin en önemli sorununa bu tür çelişkilerle yaklaşmak başlı başına handikap değil midir? Devlet adamlarının ağzından söz bir kere çıkar, aski taktirde ne sözün ne de devlet adamının önemi kalır...Attilla İlhan'ın aşağıdaki dizeleri bir şey ifade eder mi bilemeyiz ama yine de aktaralım:"O sözler ki kalbimizin üstünde/ Dolu bir tabanca gibi/ Ölüp ölesiye taşırız/ O sözler ki bir kere çıkmıştır ağzımızdan/ Uğrunda asılırız..." Geçen cumartesi şehit ailelerine devletin yaptığı yardımlarla ilgili yazımız şöyle bitiyordu: "Bu arada üç hafta önce Ulus'taki patlamada ölen, ailelerinin eline baktığı insanların durumu ne oldu? Onlara kim yardım edecek? Bilen var mı?" Özgürlükler ülkesi olacakmışız.Irak'ı Bush özgürleştiriyor, Türkiye'yi Soros... İstanbul'daki Şili Fahri Başkonsolosu Haluk Sanver'den aldığımız ferahlatıcı nota önceki gün köşemizde yer vermiştik. Sayın Sanver'in dün gönderdiği not ise bir hayli can sıkıcı. Diyor ki:"Rahmetli Büyükelçi Kamuran Gürün'ün Ermeni iddiaları konusunda derin bir araştırma sonucu hazırlamış olduğu 'The Ermenian File' (Ermeni Dosyası) adında bir kitabı mevcuttur. Bu kitap özellikle İngilizce yazıldığı ve içinde Ermeni tezlerini çürüten belgeler nedeniyle bizler için çok değerlidir. 2001 yılında bir arkadaşım vasıtasıyla Dışişleri Bakanlığı'ndan temin etmiş olduğum bu kitabı yurtdışındaki bazı yabancı dostlara göndermiştim. Bu sefer de aynı kitabı Şili'deki ilgili olabilecek kimselere göndermemin doğru olacağını düşündüm ve nasıl temin edebileceğimi sormak için Ebru Gencay Gürün Hanımefendi'yi aradım...Kitabın elde mevcudu kalmamış ve Dışişleri Bakanlığı yeniden basmıyormuş. Gencay Hanım kendi imkânlarıyla bu kitabı yeniden bastırmanın yollarını arıyormuş.Kitabı fotokopiyle çoğalttırarak Şili'ye göndereceğim. Fotokopi ile çoğaltılmış bir kitap ne kadar ciddi görüntü verir takdir edersiniz ama hiçbir şey göndermemekten daha iyi olacağı kanaatindeyim." Kavgadaki halimiz! Bizde Dışişleri mensupları genellikle "monşer" ya da "salon efendileri" diye küçümsenirler. Binlerce dolar maaş alırlar, buna rağmen ülkenin çıkarlarını yeterince savunmazlar... Yurtdışı görevlerinde hiçbir iş yapmaz, sadece keyif çatarlar, diye suçlanırlar. Bunlar belki küçük bir azınlık için doğrudur. Ya büyük çoğunluk? Onlardan biri gönderdiği mektupta bakınız neler diyor:"Ülkemizin en iyi üniversitelerinden mezun olduktan sonra çok sıkı bir elemeden geçerek Dışişleri Bakanlığı'na gireriz. Hepimiz en az bir yabancı dili anadilimiz gibi konuşuruz. Ama bakanlığa ilk girişte aldığımız maaş sadece 1000 YTL'dir. Daire başkanlığı konumuna gelmiş 15 yıllık deneyimi olanlarımızın ise 1.400 YTL. civarındadır. Bu parayla ev geçindirmeniz yetmez, sizden ayrıca bir diplomata yaraşır seviyede yaşam sürdürmeniz istenir. Bu tabii ki mümkün değildir, o nedenle içeride görev yaptığımız 2 yıl içinde sağa sola borçlanır, bu borçları 4 yıllık dış görevimizde temizlemeye çalışırız.Bu anlattıklarım işin ekonomik yönü... Bir de mesleki yönü var. İktidar yandaşı olmaz, yaramaz çocukluk yaparsanız... Örneğin AB konusunda aykırı fikirler dile getirirseniz başınıza gelecekler bellidir. Sicilinizle oynanır, hak ettiğiniz yerlere gelemez, yurtdışı tayininizde sorunlar yaşar... Ankara'da kalış süreniz uzar, evinizi dahi geçindiremez duruma düşersiniz. İşte bütün bunlar sonucu son yıllarda bakanlıkta çok ciddi bir insan kalitesi erozyonu yaşanmaya başlamış... Pek çok arkadaşımız ya yurtiçinden ya dışından gelen cazip iş tekliflerine evet demek zorunda kalarak sevdikleri mesleği terk etmek durumunda kalmıştır. Özetle, bizlerin durumu hiç de öyle anlatıldığı ve zannedildiği gibi değildir..." Diplomatın feryadı Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Necirvan Barzani, Başbakan Erdoğan'ın, "İçerideki 5 bin teröristle mücadele bitti mi ki, dışarıdaki 500 ile uğraşalım" şeklindeki açıklamasını "Doğru ve yerinde" olarak nitelemiş! Ne kadar gurur duysak azdır... İlk defa teröristlerimizin destekçileri tarafından desteklenen bir Başbakan'ımız oldu... m.asik@milliyet.com.tr