Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Eskiler “Memleketin çivileri çıktı” derlerdi... O söz bugünler için söylenmiş olmalı ...
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, KC Grup’un yolsuzluk yapması sonucu TOKİ’nin 55-60 milyon lira zarara uğratıldığını açıklamıştı. Başbakan Tayyip Erdoğan gazetelerdeki açıklamaları görünce Bayraktar’ı “Niye açıklıyorsun, niye açık veriyorsun” diye azarlamış.
Bayraktar önceki gün yaptığı basın toplantısında bu durumu da gazetecilere anlattı. Toplantıdan sonra Bayraktar’ın bürokratları kendisini uyarmış:
- Başbakan size yine kızacak. Niçin Başbakan’ın size kızdığını söylediniz. Bu haberler gazetelerde yayınlanınca yine zor durumda kalırsınız, demişler...
Bayraktar bunun üzerine toplantıya katılan gazetecileri tek tek aratıp, Başbakan’la ilgili sözlerinin yazılmamasını istiyor. Bunları Sözcü’de Saygı Öztürk’ün kaleminden okuduk. Çiviler çıkmamış mı? Ne dersiniz?

Haberin Devamı

Parti parçalı...
TBMM’nin alt komisyonunda anadilde savunma konusu görüşülüyor. CHP’li üyeler Dilek Akagün Yılmaz ile Ömer Süha Aldan karara muhalefet şerhi koyuyorlar. Tasarının Anayasa’daki, “Resmi dil Türkçedir” ilkesine aykırı olduğunu kayda geçiriyorlar.
Tasarı daha sonra Adalet Komisyonu’nda ele alınıyor. Bu sırada komisyon üyesi olmayan iki CHP’li milletvekili, Sezgin Tanrıkulu ve Binnaz Toprak gelip söz alıyor ve CHP görüşünün tersini savunuyorlar. CHP’de bazı üyeler “ikinci cumhuriyetçi” çizgide davranıyor. Hüseyin Aygün, Faik Tunay gibi isimler de bu grupta. Üstelik bu vekiller Kemal Kılıçdaroğlu’ndan destek görüyor. O yüzden parti ikiye bölünmüş manzara arzediyor. Mimarı da önemli ölçüde Kılıçdaroğlu...

Komisyon misyonu!
“Uğur Mumcu başta olmak üzere tüm siyasi cinayetler derinlemesine araştırılmalı. O karanlık dönemlere damga vuran bu cinayetler aydınlatılmalı.”
Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun Başkanı AKP’li Nimet Baş, Zaman gazetesine verdiği röportajda böyle dedi. Aynı komisyonun üyesi CHP Mersin milletvekili Ali Rıza Öztürk gazetede bu sözleri okuyunca “Pess” demiş... Sebebini şöyle anlattı:
- Sabahattin Ali’den Uğur Mumcu’ya... Hrant Dink’ten Kemal Türkler’e... 1 Mayıs 1977 katliamından 18 Mart 1978 katliamına kadar bütün siyasi cinayetlerin araştırılması için geçen yasama döneminde 6, bu yasama döneminde de 2 kez Meclis Araştırması önergesi verdim. Tümü içinde Nimet Baş’ın da yer aldığı AKP’lilerin oylarıyla reddedildi. Nimet Baş sadece siyasi cinayetlerin araştırılması konusunda değil, darbelerin araştırılması konusunda da samimi değildir, sadece tribünlere oynamaktadır.
- Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz?
- Nimet Baş’ın, Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun başkanı olarak yaptıklarına ve sonuçta hazırladığı rapora dayanarak söylüyorum. Bizim komisyon Nimet Baş’ın kendi kafasına göre çağırdığı kişilerin özel hikayelerini anlattığı... Temel amacı adeta 28 Şubat’la ilgili yargılamaya malzeme temin etmek olan bir komisyon oldu. Çalışmalar sırasında hiçbir üye, yeni bilgi ve belge ile tanışmadı. Sonuçta, biz CHP’li üyelerin muhalefet şerhi koyduğu rapor sade suya tirit bir rapor oldu. Kaldı ki o raporu da üyeler yazmadı. Kim ya da kimler tarafından nerede yazılıp Nimet Baş’ın önüne konduğu da meçhul...

Haberin Devamı

Türban
Okullarda kıyafet serbestliği adı altında başlatılan uygulamanın çok önemli yanını okurumuz Çağla Öztürk anımsatıyor...
“Sorun sadece ‘türbanın ilk ve ortaöğretime girmesi’ değil diye düşünüyorum. En az bunun kadar tehlikeli olan, kadının hayatını daha ilkokul sıralarından yönlendirerek seçim şansı vermemektir. Okullardaki kıyafet zorunluğu kız öğrencilerin aile baskısı ile kapatılmasına karşı doğal bir koruma sağlıyordu. Serbest kıyafet uygulaması ile öğrenci kızlarımız (henüz kendi karar verme melekeleri gelişmeden) aile baskısı sonucu 9 yaşında türbanla tanışacaktır...
Sakın ‘Muhafazakar bir ailede eninde sonunda türbana girecek’ diye düşünmeyin... Çevremde ‘keşke bu tercih zamanında benim irademe bırakılsaydı’ diyen kadınların sayısı da az değildir...”

Haberin Devamı

Doğmak için en iyi ülke İsviçre’ymiş.
Peki, “Doğduğuna pişman olmak için en iyi ülke” hangisi bilin bakalım...
Fahrettin Fidan

Kanuni
Samsun’dan Prof. Süleyman Çelik anımsatıyor...
“1960’lı yıllarda Kenterler tiyatrosunda IV. Murat oyunu sahneye konmuştu.
Oyunun basına yapılan gösteriminin perde arasında R. Cevat Ulunay kızgınlıkla, ‘Beğendiniz mi IV. Murat’ı? Böyle IV. Murat mı olur?’ diye bağırır...
Hemen oradaki Elif Naci yanıt verir:
‘Ayol o IV. Murat değil, Müşfik Kenter....”
Bugünlerde birisinin çıkıp dizideki oyuncunun ‘Kanuni değil, Halit Ergenç olduğunu’ söylemesi gerek...

Mısır’daki yeni yönetim şeriat kanunlarını hukukun temeli olarak kabul etmiş.
Müslüman ülkelerde son moda bu... Demokrasi, özgürlük diye ayağa kalkıyor, din devletiyle yerinize oturuyorsunuz...
Haldun Ertem

Göztepe
Kadıköylüler bugün (cumartesi) saat 13:00’te Göztepe Parkı’nda toplanarak parkın ellerinden alınmasına karşı itirazlarını dile getirecekler. Göztepe Parkı müteahhitlerden kurtulabilmiş birkaç parça yeşil alandan biri... Bağdat Caddesi’nde bu kadar geniş bir park mevcut değil. Cami ise yürüyüş mesafesinde mevcut. İstanbul Mimarlar Odası da bir basın bildirisi okuyacak parkta...