Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye'nin muhtemel bir Kerkük harekatını (olacağı yok ya) herkes eleştirebilir. Karşı tezler öne sürebilir. Ancak Aydoğdu Bey eleştirmiyor resmen meydan okuyor...Oysa ortam da sürekli lehlerine gelişiyor...Aydınlar ikide bir bildiri yayımlayıp Türk devletini Kürtlere karşı barışa çağırıyor.Biz de dahil, seçim barajlarının indirilmesini, Kürtlerin siyasete katılmasını savunuyoruz... Kimimiz düz ovaya inip siyaset yapsınlar diye çırpınıyor.Durum buyken Doğulu belediye başkanları ve DTP ne yapıyor? Kâh PKK, kâh Barzani ağzıyla devlete meydan okuyor... Bu kişilerin siyasete katılmalarını, TBMM'ye girip bölge halkının sesini dile getirmelerini nasıl savunacağız bundan sonra?Onlar Türk ve Kürt halkının sözcüsü değil de Barzani veya PKK sözcüsü gibi davranırken TBMM'de kendilerine nasıl yer açılacak? Anlaşılan ABD ve AB'nin sırtlarını okşamaları başlarını döndürdü Kürt kardeşlerimizin... Ama bugünün yarını da var. Yarın ABD bölgeden çekip gidince ne yapacaklar? Güneyden Şii ve Sünniler, doğudan İran, batıdan Suriye'nin arasında sıkışacak Kürt toplumu bir de Türkiye'nin düşmanlığını kazanarak ne elde edecek?Barzani ve Kürtler tarihte ABD'nin çok oyununa gelmiştir. Bir kez daha gelmeyeceklerinden eminler mi? 'Kerkük'e yapılan saldırıları Diyarbakır'a yapılmış sayarız' diyen DTP Diyarbakır İl Başkanı Hilmi Aydoğdu dün tutuklandı... Baykal'ın villası kaçak değilmiş! Deniz Bey iktidar olma şansını yine kaybetti demektir... Hüzünle okuyoruz... Basında kimi "çok demokrat" arkadaşlar Kanaltürk olayını olağan bir vergi denetimi gibi algılayıp böyle yansıtmaya çalışıyor okurlarına... Mine Kırıkkanat, Cüneyt Arcayürek gibi programcıların banka hesaplarının didiklenmesi de pek olağan!Öte yandan gençler aksine duyarlı... Bilkent'te RTÜK'ün önünde Kemalist gençlerden oluşan "Cumhuriyetçi Gençlik Platformu" dün bir basın açıklaması yaparak olayı kınadı... Gelen mesajlardan anlıyoruz ki... Kamuoyu bu olaya önem veriyor. Kanaltürk'e yönelik operasyonda meydan boş değil... Kanaltürk ve ötesi Sanatçı Ferhat Tunç, 18 Şubat günü, İnegöl Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği'nin "Gelin Canlar Bir Olalım" adı altında düzenlediği etkinliğe çağrılıydı. Sonra olanlar mı? Afişleri asan iki kişi güvenlik güçlerince savcılığa götürülerek sorgulandı... Salon sahibine Tunç'u konsere çıkarmaması için baskı yapıldı... En ilginci ise etkinlik için salona gelen vatandaşlardan "TC kimlik numaraları"nın alınmasıydı... Ferhat Tunç bu baskıları İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'ya yazdığı bir mektupta belirtti...Bakalım ne yanıt alacak? Numaralı seyirciler 239 hırsızlıktan sabıkalı zanlı serbest kalmış! Bu durumda artık milletvekillerimizin de dokunulmazlıklarının kaldırılmasından pek çekinmemeleri gerekir herhalde... Başbakan Erdoğan daha çok "ulema" ile ilgili olmasına rağmen birkaç gün önce bilime de eğildi ve YÖK'ü eleştirdi:"Ülkemizde öyle bir YÖK var ki, bu YÖK anlayışı bilime sınır getirmiştir. Diyor ki; tıp fakülteleri açamayız! Ne demek açamayız? Açacaksın. Senin görevin bu. Efendim, öğretim üyesi yok! Öğretim üyesini kim yetiştirecek? Ben mi? Sen yetiştireceksin. Benim görevim sana zemin hazırlamak."Söz sırası dün YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'teydi. Hoca, bilim adamı yetiştirmiyorlar suçlamasını şöyle yanıtladı:"Bilim insanının kaynağı nedir? Araştırma görevlileridir. Peki, 2001 - 2007 arasında araştırma görevlilerinin sayısı artmış mıdır, azalmış mıdır? Hemen söyleyeyim, sürekli azalmıştır. (Hükümet) bize araştırma görevlisi kadrosu tahsis ediyor ama bu tahsisin hemen ardından bir Başbakanlık genelgesi çıkararak tahsis edilen kadroların kullanımını kendisinin iznine bağlıyor. İzin bir türlü verilmeyince yargıya gidiyoruz. Bu kez yargı kararını geçersiz kılacak yeni bir genelge çıkarılıyor. Siz araştırma görevlisi kadrosu vermez, sayıyı sürekli düşürürseniz biz nasıl yeni bilim insanı yetiştirelim?Kanun çıkarılarak 15 yeni üniversite kuruldu. Her bir üniversite için verilen yatırım miktarı mı? Sadece 500 bin YTL. Bu kadarcık parayla ne yatırım yapılabilir ki?Doktora yapanlar geçim derdi yüzünden üniversiteden ayrılıyorlar. Yıllardır doçentlerin ve okutmanların maaşlarında iyileştirme yapılmasını istiyoruz ama yapılmıyor. Sonuçta üniversitelerimiz sürekli kan kaybediyor, bilim insanı açığımız giderek büyüyor. Bu gerçekler ortadayken bilim adamı yetiştirmiyor diye YÖK'ü suçlamak ne kadar doğrudur?"* * *Günübirlik konuşulanlara... Söylenen yalanlara.. Kırılan potlara... Devrilen çamlara bakarken bir soru kafamızda sürekli dönüp dolaşıyor: "Bu ülke bu iktidarı 5 yıl daha taşıyabilir mi?" m.asik@milliyet.com.tr Vermeden almak