Yalnızca resmi geçit ve resepsiyonlar değil... Okullardaki şiirli, piyesli törenler de iptal edildi...
Ne 34 şehit olayında, ne depremde milli yas ilan etmeye gerek gören hükümet depremden 6 gün sonra Cumhuriyet törenlerini durdurdu.
Cumhuriyet tarihinde bu bir ilk...
En büyük ulusal bayram “Olsa da olur, olmasa da” niteliğine indirgeniyor.
Oysa Cumhuriyet Bayramı bir eglence vesilesi değil.. Bir anma günü... Cumhuriyet’e sahip çıkma, onu kuranlara saygı gösterme günü... CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun söylediği gibi:
“Elbette acımız büyüktür ama bunu gerekçe göstererek Cumhuriyet törenlerini iptal etmek doğru değildir. Çünkü Cumhuriyet ‘tasada ve kıvançta beraber olmak’ demektir. Ayrıca Cumhuriyet, ‘kimsesizlerin kimsesi olmak’, Van’a Erciş’e daha fazla sahip çıkmak demektir.”
* * *
Törenlerin iptali bir anlayışın sonucudur kuşkusuz... Öğretmen Sendikası Eğitim İş diyor ki:
“... Bugün cumhuriyeti yöneten anlayış, demokrasiyi amaç değil, araç olarak görmekte...
Cumhuriyetin temel nitelikleri tartışmaya açılmakta; üniter devlet yapısı hedef alınmakta; başta Öğretim Birliği ilkesi olmak üzere devrim yasaları çiğnenmekte; Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda oluşturulan çağdaş bilim ve eğitim hedefi terk edilmektedir. Türkiye, adeta bir karanlığa doğru sürüklenmektedir...”
Törenlerin iptal gerekçesi Cumhuriyete saygılı hiç kimseye inandırıcı gelmiyor...
Şairin dediği gibi: “Farzdır Cumhuriyet”
Ve de hiç kuşku yok: “Cumhuriyet Fazilettir”... Kimse bu fazileti kendine ve ülkeye çok görmemeli...
Başbakan oy kaygısı düşünmeden kaçak yapıları yıktıracakmış... Halkımız da düşünme kaygısı
duymadan oy verdiği için bence sorun yok...
Halil Yardım
Suudi Arabistan Kralı Abdullah depremzedelere
50 milyon dolar bağışlamış.
Gönderdiği bağışı öğrenebiliyoruz ama
büyüklerimize getirdiği hediyeleri bir türlü
öğrenemiyoruz nedense...
Haldun Ertem
BDP’nin “alternatif imamı” sahte parayla
yakalanmış.
Şeeeyyy... Ona “sahte parayla” değil de
“alternatif parayla yakalandı” desek!
Fahrettin Fidan
Eribe Hürkuş
Bugün aynı zamanda ilk kadın hava şehidi Eribe Hürkuş’un ölüm yıldönümü...
İlk Türk tayyaresini imal eden Vecihi Hürkuş’un kızkardeşinin kızı olan Eribe, anne ve babasının şehit olmasıyla 1921 yılında öksüz ve yetim kalmıştı. Vecihi Bey, Eribe’yi yanına almış, kendi kızlarıyla birlikte büyütmüştü. Eribe Hanım, 1936 yılında Cumhuriyet Bayramı törenlerinde yaptığı atlayışta paraşütünün açılmaması sonucu yere çakıldı. O gün Eribe henüz 18 yayındaydı. Kabri, Cebeci Şehitliği’ndedir.
Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği Başkanı Bahattin Gürer ve yakınları, yarın saat 13.00’te kabri başında saygı duruşu ile Eribe Hanım’ı anacaklar...
Ardahan harap!
“Bedeli ne olursa olsun kaçak yapıları yıkacağız.”
Bu sözü Başbakan Erdoğan geçen gün Van’da söyledi. CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, Başbakan’ın konuşmasını dinlerken acı acı gülmüş. Nedenini şöyle anlatıyor.
- Ardahan’da tam 28 tane kamu binası hakkında verilmiş çürük raporu var. Bir kısmının acilen güçlendirilmesi bir kısmının yıkılması gerekiyor. Ama ikisi de yapılmıyor. Yüzlerce devlet görevlisi buralarda adeta ölümle burun buruna çalıştırılıyor.
- Örneğin hangi binalar bunlar?
- İçinde Adliye, Milli Eğitim Müdürlüğü, Müftülük, Tapu, İl Özel İdaresi’nin de yer aldığı Valilik binası, Polisevi, Kongre Caddesi’ndeki 23 Şubat İlköğretim Okulu, Posof ilçesi Tarım Müdürlüğü, Hanak ilçe kütüphanesi, Posof Türkgözü kapısı gümrük binaları, Damal Kaymakamevi, Göle Köprülü beldesi jandarma karakolu... Valilik binası 7 katlıydı, iki katını keserek akıllarınca sorunu çözdüler.
- Yani Vali bile çürük binada görev yapıyor?
- Sadece o değil, Başbakan’ın çürük ve kaçak yapıları denetleme yetkisini tamamen devredeceğini söylediği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Ardahan’daki müdürlüğü de çürük binada görev yapıyor. Bunu defalarca dile getirdim ama kimse duymak istemiyor.
Kısacası... Kaçak yapıları yıkmaya kalkarsanız (ki bu sözün temenniden öte gideceğini sanmıyoruz) ortada neredeyse bina da kalmayacak!
29 Ekim 2009’ da kurulan Yalova Hayat gazetesi bugün 2. yılını kutluyor.
Eski Milliyet’çi dostlar Turgay ve Süheyla Gözdereliler ile gazetenin tüm çalışanlarına başarılar diliyoruz.
Kaddafi’ye şükran
Abdullah Öcalan’ı İmralı’da karşılayan ve sorgusunu yapan Jandarma İstihbarat Albay Hasan Atilla Uğur, “Abdullah Öcalan’ı Nasıl Sorguladım?”adlı kitabında kendisine örgütün dış bağlantılarını soruyor...
Sırbistan, Romanya, Almanya, Hollanda, Yunanistan, ABD, Fransa’dan destek aldıklarını söyleyen Abdullah Öcalan yardım alamadıkları tek ülkeyi anlatıyor:
“Libya devleti ile aramız iyi değildi. Her türlü imkânları olmasına rağmen bize araç, gereç, silah ve malzeme vermediler. Defalarca talebim oldu ama Kaddafi bize hiç sıcak bakmadı.”