Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Terör örgütü huzurumuza kastedenlerin taşeronudur. Terör örgütü nereden besleniyorsa hesap sorulacaktır.”
Başbakan Erdoğan, Hakkâri’deki son PKK saldırısının ardından böyle konuşmuş... Ama ne PKK’nın kimin taşeronu olduğuna... Ne de nereden beslendiğine ve besleyenlerle ilgili şimdiye kadar ne yapıldığına ilişkin en küçük bir ipucu vermemiş... Biz de önceki günkü yazımızda bu tutumunu eleştirerek ve peşin peşin “yanıt alamayacağımızı bile bile” diyerek kendisine 5 N 1 K türünden bazı sorular yöneltmiştik.
Beklediğimiz gibi sorularımıza yanıt gelmedi.
* * *
“Türkiye şunu çok iyi biliyor. Terör örgütü sadece bir örgüt değil. Bu örgütün arkasında uluslararası güçlerin olduğunu, isimlerini de, kimlerin ne yaptığını da hükümet de devlet de gayet iyi biliyor. Bunu, sadece biz değil, bunu herkes biliyor.”
Bunları da geçtiğimiz çarşamba günü Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ TBMM kürsüsünde söyledi.
Şimdi de Bekir Bozdağ’a soralım benzer soruları, yine yanıt gelmeyeceğini bile bile;
“Madem ki PKK’nın arkasında kimlerin olduğunu sadece siz değil herkes biliyor... O zaman neden hâlâ açıklamıyorsunuz o isimleri? Neden çekiniyor ya da neden korkuyorsunuz? Neden teşhir etmeyip koruyor, kolluyorsunuz onları? Teşhir etmeye yüreğiniz mi elvermiyor? Teşhir edersek iktidar ve koltuklarınız altınızdan gider diye mi korkuyorsunuz? Sebep bunlar değilse nedir?”
Bir polis veya yargıç “katili azmettirenleri biliyorum ama açıklamam” der mi? Böyle derse acizliğini beyan etmiş olmaz mı? Yeni cinayetleri teşvik ediyor duruma düşmez mi? Nasıl bir tiyatro bu?

Haberin Devamı

Eşini boğarak öldüren kocaya “iyi hal” indirimi yapılmış.
Kaynana ve baldıza dokunmamış olması
iyi hal sayılmış olmalı...
Fahrettin Fidan

Cumhuriyet, Sözcü ve Aydınlık gazeteleri
Erdoğan’ın medya yöneticileriyle yaptığı terör toplantısına çağrılmamış.
Bunu Türkiye’yi fazla tanımayan yabancı bir gazeteciye söylesen o gazeteleri PKK destekçisi sanır...
Oysa tam tersi...
Haldun Ertem

Profesör açıklıyor...
Profesör Özer Ozankaya’nın açıklamasıdır:
“Belli - başlı siyasal parti yönetimleri, önde gelen kitle iletişim araçları, namus - erbabı, sanat, bilim ve düşün insanları:
a) Atatürk Türkiye’sine saldıran asıl düşmanın ABD / AB olduğu gerçeğini ulusa açıkça açıklamaz ve ona karşı topyekûn bir ulusal direnç seferberliğinde birleşmezlerse;
b) Her PKK cinayeti üzerine ulusal yas ilan edip bu seferberliği pekiştirecek yerde, şehit edilen fidanları “pısırıkça” toprağa vermekle yetinirlerse, düşmanın saldırganlığı artacak, Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalayıp yok etmek amacı doğrultusunda giderek daha büyük adımlarla ilerleyecektir...”

Haberin Devamı

Manşetlerin mumu
“Havadan karadan Kuzey Irak”, “10 bin askerle K. Irak’tayız”, “5 koldan Kandil’e”, “Büyük temizlik”, “Katiller çemberde”, “K. Irak’ta amansız takip”, “Harekat başladı, netice alınacak”...
24 şehidimiz halkımızın yüreğine kor gibi düşmüştü. Dünkü gazetelerde bu manşetleri görünce inanıyoruz ki çoğunun yüreği biraz soğumuş... Çoğu, “Galiba bu defa terör örgütüne hak ettiği cevap verilecek, buna da şükür” diye düşünmüştü.
Böyle düşünürkeeennn... Ne mi oldu? Genelkurmay’ın açıklaması geldi. Özetle şu deniyordu; ilk gün yaptığımız açıklama medya tarafından yanlış algılanmıştır. 22 taburla gerçekleştirilen harekâtın büyük bir bölümü yurt içinde, ağırlıklı olarak Çukurca bölgesinde sürdürülmektedir.
Yani... ABD izin vermedikçe Kuzey Irak’ta kapsamlı hava ve kara harekâtı yapamayacağımız gerçeği bütün gerçekliğiyle ortada duruyordu. Medya bilerek ya da dolmuşa binerek toplumun gazını alan bir haber vermişti.
İktidar partisi bugünlerde böyle haberler istiyor.
Ama bu durum uzun dönemde halkın basına ve iktidara güvenini aşındırır, yok eder...
Ne demiş o yüzden Atatürk; basın özgürlüğünden doğan sakıncaları giderecek olan yine basın özgürlüğüdür.

Haberin Devamı

DENİZ FENERİ şüphelisi eski RTÜK Başkanı Zahit Akman ve arkadaşlarının tahliyesi olumlu bir gelişme... Yaklaşık 3 yıldır deliller toplanmış olup karartma riski yok denecek kadar aza indi.
Kaçma ihtimalleri çok az.
Adli skandal, Silivri’de aynı koşullara sahip olduğu halde yıllardır hapis tutulanların durumudur.

Hikmet’e veda...
Gazeteci arkadaşımız Hikmet Bila’yı genç denebilecek bir yaşta kaybettik. Milliyet’te uzun süre birlikte çalışmıştık. Daha sonra Cumhuriyet ve Vatan’da köşe yazdı. Çok iyi bir kalemi vardı Hikmet’in. CHP’nin tarihini yazmış, o alanda uzman sayılır olmuştu. Sessiz, sakin, iyilik dolu bir arkadaştı... Nur içinde yatsın... Başta Fikret Bila olmak üzere tüm yakınlarına başsağlığı ve uzun ömür diliyoruz...