Ankara’da derdi olan Anıtkabir’e çıkıyor... İstanbul’da derdi olan İstiklal Caddesi ve Cumhuriyet Anıtı’na...
İstiklal sadece bir cadde midir? Taşıdığı isim bir tesadüf mü?
Tarih öyle olmadığını söylüyor.
Sovyet edebiyatçısı Lev Nikulin, 1933 yılında Pera Caddesi’nin nasıl İstiklal Caddesi olduğunu anlatır. Ona göre bağımsızlık için büyük savaş İzmir’de cerayan etmiş, bağımsızlık için küçük savaş ise İstiklal Caddesi’nde...
Yataklı Vagonlar (Vagons Lits) şirketinin Pera’daki ofisinin çalışanlarından Naci Bey, iş esnasında Türkçe konuştuğu için Belçikalı Müdürü Mösyö Jannoni tarafından cezalandırılır. Cezayı ödemeyi reddedince de işten atılır. Mösyö Jannoni’ye göre Pera’da uluslararası bir şirkette elbette Batı dili konuşulur. Aynı gün Vagons Lits şirketinin hem İstiklal Caddesi hem Galata şubeleri gençler tarafından basılır, her iki mekânın camı çerçevesi yere iner.
Gençler daha sonra Cumhuriyet gazetesine giderek basının “Miss Turkey” tartışmaları yerine bu konuları haberleştirmesini isterler.
Ertesi gün gazeteler baştan aşağı bu olayla dopdolu olarak yayımlanır.
Nikulin’e göre Pera Caddesi o zaman İstiklal Caddesi olur.
Artık İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Beyaz Ruslar “basit ve kaba” Türk diliyle barışmak zorunda kalır. Camekanlarının hatırına Türkçeyi anlamaya, Türkçe sorulan sorulara cevap vermeye başlarlar...
NOT: Bu bilgiler Mehmet Perinçek’in “Türk - Rus Diplomasisinden Gizli Sayfalar” adlı kitabından alındı (Kaynak Yayınları)...
Halil Cibran
Lübnanlı ressam ve yazar Halil Cİbran (1883 - 1931) Batı’yı fethetmiş bir Doğulu’dur. Kısa yaşamının son 20 yılını ABD’de geçirir. Başkan Woodrow Wilson’un deyimiyle O, Batı’yı kasıp kavuran ilk Doğulu fırtınadır. “Prophet” isimli kitabı ABD’de İncil’in ardından ikinci en çok satan kitap olur. 20. yüzyılda Shakespeare ve Lao Tze’yle beraber en çok okunan üçüncü ozandır.
İşte onun sözlerinden bir demet...
- Kalbiniz gecelerin ve gündüzlerin sırrını sessizce bilir ancak kulaklarınız, kalbinizin bilgisini işitmek için deli olur.
- Aslında hiçbir insana hiçbir şey borçlu değilsin.
Ama her şeyi bütün insanlara borçlusun.
- Hepimiz mahpusuz. Ama kimimizin hücresinde pencere var kimimizinkinde yok.
- Hepimiz kutsal dağın zirvesine koşuyoruz. Geçmişi bir rehber değil de, bir harita olarak kabul etsek yolumuz daha kısa olmaz mı?
- İnsanların en gevezesi, en az akıllı olandır. Ve bir hatiple bir tellal arasında büyük bir fark vardır.
- En zengin ile en yoksul arasındaki fark, sadece açlık çekilen bir gün ve susuz geçirilen bir saatten ibarettir.
- Her insan dünyada kendisinden önce yaşamış her kralın ve her kölenin torunudur.
- Büyük adamın iki kalbi vardır: Birisi acı çeker ve birisi ümit eder!
- Bir gerçek her zaman bilinmek ve ara sıra söylenmek içindir.
- Birlikte güldüğün birini unutabilirsin ama birlikte ağladığını asla...
- Doğru yol; sıradan insanların gittiği yol değildir, düşünen öz akıl sahiplerinin yoludur.
- Sarhoş bir adam gördüğünde “belki bu adam sarhoşluktan daha kötü bir şeyden kurtulmak için içiyordur” de...
Tatil
Esprili bir dostumuzdu Ali Özoğuz.. Yorgunluğunu anlatmak için:
- Sabahtan akşama kadar beyaz bir duvara bakmak, bakmak, sonra da uyumak istiyorum, derdi...
- Peki uyandıktan sonra ne yapacaksın?
- Beyaz duvara bakmaya devam edeceğim...
Biz de artık öyle... Tatile çıkıyoruz... Dinlenip geleceğiz... İzninizle...
Statlara alkollü girmek yasaklanmış.
İyi... Seyirci maçta şike olup olmadığını ayık kafayla daha kolay anlar...
* * *
Abdullah Gül, Esad’a uyarı mektubu göndermiş.
Davutoğlu’nun uyarı mesajı bir işe yaramamış olacak ki vitesi büyüttük...
Haldun Ertem
İst...
Maliye Bakanlığı’na devlete ait taşınmazların imar planlarını yapma yetkisinin verilmesi İstanbul’a yeni bir darbenin habercisi olarak yorumlanıyor...
Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu, İstanbul Boğazı’nın iki yanındaki okul ve hastanelerin satışa çıkarılabileceğini söylüyor... Tahminlere göre Kabataş Lisesi, Galatasaray Üniversitesi gibi yapılar yanında Kuleli Lisesi ile Haydarpaşa Garı da göz konulan eserler arasında. Tabii Boğaz’ın iki yakasındaki yeşil alanlar da... İstanbul’da yaşayan 14 milyon insana kimse fikrini sormuyor. Ne de kentin uzmanlarına, şehircilerine, meslek odalarına... Ah güzel İstanbul ahhh...
Sual
Onur Öymen iktidara soruyor:
- Eğer Suriye’ye, Mısır’a ve Libya’ya yönelik tutumunuz insan hakları ve demokrasi adına yapılıyorsa niçin, halkın (henüz) sokağa dökülmediği, Ortadoğu’nun diğer baskıcı rejimlerine karşı hiçbir tepki göstermiyorsunuz?
Hükümet neden Suudi Arabistan ve İran’a demokrasi ve reform çağrısı yapmıyor?
ÖSYM, “Baskı ve stres altında çalışabilecek,
felaket önlemede tecrübeli” uzman arıyormuş.
Yani, ÖSYM Başkanı Ali Demir’le çalışabilecek uzman arıyor!
* * *
Ankara ve İstanbul’da şehiriçi ulaşıma zam gelmiş.
Eee, seçim oldu bitti, zammın zamanı gelmişti
Fahrettin Fidan