Hrant Dink davasında bulunamayan örgüt İzmir’de bulundu. Büyükşehir belediyesi suç örgütü sayılarak Başkan Aziz Kocaoğlu hakkında 397 yıl, Genel Sekreter Pervin Şenel Genç hakkında 261 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Davada 30’u tutuklu 130 sanık yer alıyor. Dikkat çekici bir gelişme, Mahkeme Başkanı Güngör Tosunoğlu’nun ani bir kararla emekliliğini istemiş olması...
İzmir Barosu Başkan Yardımcısı ve Büyükşehir avukatı Ercan Demir diyor ki:
- Savcının, yürüttüğü soruşturmadaki dayanağı 250. maddenin B fıkrası. Bu fıkra diyor ki, ‘Ortada çıkar amacıyla üç veya daha fazla kişinin bir araya gelip kurduğu, yöntemlerinin de cebir ve tehdit yöntemi olduğu bir örgüt varsa, özel yetkili mahkemeler görevlidir.’ Yani çıkar elde etmek için kurulmuş bir örgüt olması yetmez; ayrıca cebir, tehdit yöntemi uygulanıyor olması gerekir. Biz bu büyükşehir operasyonunda cebir ve tehdidin nerede olduğunu hâlâ bilmiyoruz.
Avukat Ercan Demir, Aziz Kocaoğlu’nun sorgusu sırasında şu sözleri zapta geçiriyor:
“İfadeyi tamamladınız, bütün soruları sordunuz, her şey bitti. Şimdiye kadar bize çıkar elde edildiğine dair bir soru sormadınız, böyle bir iddiada da bulunmuyorsunuz. Bir örgütün varlığından bahsediyorsunuz, bu örgütün ne şekilde bir araya geldiğini, ne şekilde oluştuğunu ve 250. maddede belirtilen tanımdaki eylemleri yapıp yapmadığını da sormuyorsunuz. Bize ‘çıkar elde ettiniz’, ‘birilerine çıkar temin ettiniz’ demiyorsunuz, ama buna rağmen ihaleye fesat karıştırmakla suçluyorsunuz.”
Belediyede işler mecburen durma noktasına geldi. Halkın şikâyeti artıyor. İktidar partisi İzmir’i 9 yıldır seçimlerde düşürememişti. Bu defa amacına emin adımlarla yürüyor.
Hizbullah örgütü tekrar sahneye çıkıyormuş.
Harika... Çıksınlar da örgüt neymiş cümle âleme göstersinler...
Haldun Ertem
Hayrını görün...
Yargı kararları ve mahkemeler geldi gündemin tepesine oturdu. Çünkü özellikle özel yetkili mahkemeler adaletten çok adaletsizlik üretiyor. Birçok aksayan yanına rağmen geçen yıla kadar yargı bu görünümde değildi. Yargıyı vesayetten kurtarıyoruz adı altında yapılan Anayasa değişikliği ile yargı iktidara bağlandı. HSYK hükümet kontrolüne alındı. Olanlar oldu. Artık kendini kanun yerine değil iktidarın yerine koyarak karar veren yargıçlar görüyoruz. Kamuoyu önünde kavga eden yargıç ve savcılar görüyoruz. Çıkan kararlar kamuoyu vicdanıyla uyuşmuyor. Bu manzaraya “Yargı siyasallaştı” yorumu yapılıyor. Yanlış... Siyaset çok da kötü bir şey değildir. Yargı siyasallaşmadı. Partizanlaştı. Vesayetten kurtuluyor yalanı altında iktidar vesayeti altına sokuldu. İktidar yalakası entel takımı bu gidişe “Yetmez ama evet” diye oy verdi. Destek oldu. Şimdi onlar da şikâyetçi görünerek kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Dünkü tavırları sahteydi bu da sahte...
Taş gibi reform!
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in önceki gün açıkladığı 3. Yargı Paketi’nde yer alan “reform!”lardan biri neydi? “Molotof da artık silah sayılacak”tı, değil mi?
Bu haberin yer aldığı gazetelerde bir haber daha vardı. Başlığı şöyleydi:
“Hopa iddianamesinde ‘taş’ silah sayıldı.”
Bu durumda ne oluyor? Demek ki ya yürürlükteki yasalarımıza göre bırakın molotofu, gerektiğinde taş bile silah sayılabiliyor... Ya da iddianamesinde taşı silah sayan savcı yasaları bilmiyor? Hangisi? Soruyu eski milletvekili, hukukçu Şahin Mengü’ye sorduk:
“Yürürlükteki yasalarımıza göre her enstrüman kullanma şekline göre silah haline gelebilir. Kişinin fiziki bütünlüğüne zarar verebilecek her obje silah olarak kabul edilir. Molotof kokteyli ise kullanım şekline göre filan değil, her halükarda silahtır. Dolayısıyla sanki böyle bir şey söz konusu değilmiş gibi yeni bir düzenleme yaparak bunu özellikle zikretmenin anlamını ben çözebilmiş değilim.”
Cuma namazına giden Bülent Arınç ayakkabılarını koruma polislerine emanet etmiş.
Yalnızca askerlere değil, camideki müminlere de güvenmiyor demek!
Gülhan Elmas
Almanya’daki dönerci cinayetleri de Ergenekon’a bağlanmış.
Yakında Japonya’daki herhangi bir “suşi cinayeti” de Ergenekon’a bağlanırsa hiç şaşırmayalım!
Fahrettin Fidan
Paris’te Türkler...
Fransız Meclisi’nin soykırıma hayır demeyi suç sayan kararı üzerine biraz diklenir gibi olduk.. Sonra yine sustuk... Yalnızca Talat Paşa Komitesi dert edindi konuyu... Komite bugün Paris’te Fransız Senatosu önünde bir miting yapacak. Mitingde hem Atatürkçü Düşünce Derneği temsilcisi hem İslami kesim temsilcisi konuşacak... Komitenin ilk Başkanı Rauf Denktaş vefat etti malumunuz. Kurucularından Doğu Perincek hapiste. Geçen yıllarda İsviçre’deki eylemin ön saflarında yer alan Profesör Kemal Alemdaroğlu, Ergenekon’dan yargılandığı için yurtdışına çıkamıyor. Komite hem dış saldırılarla uğraşıyor hem içerdeki dertlerle...