Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İki büyük partinin herhangi bir konuda biraraya gelmesi iyidir... Tabii sonuç alma niyet ve arzusuna sahip olmaları kaydıyla..
AKP - CHP görüşmesi sonrası yapılan açıklamalara baktık...
Ne terör örgütünün silah bırakmasından söz ediliyor ne Irak hükümetine terör örgütünü topraklarında barındırmaktan vazgeç gibi bir uyarı yapmaktan...
CHP’nin yol haritası genel olarak “müzakere”yi öngörüyor.
MHP “ikinci açılım” adını takmış... Pek yanlış sayılmaz.
Bu yol bugüne dek çok denendi.. Sonuç alınmadı...
Terör örgütü silah bırakmadan alınmaz da... Çünkü karşı taraf ne verseniz bir fazlasını istiyor. Eğer onu da vermezseniz tekrar silaha sarılıyor.
Silah tehdidi son bulmadıkça eşit koşullarda barış görüşmesi yapılmaz.
Sadece teslim olunur...
CHP - AKP görüşmesi AKP’nin Uludere sıkıntısını unutturmak için bir fırsat yaratabilir. Zaten o yüzden AKP’nin yumuşak ve mültefit davrandığı söyleniyor. O kadarla kalır.

Haberin Devamı

AKP’nin Çevre’si!
Tam da 5 Haziran günü... Yani “Dünya Çevre Günü”nde Meclis Çevre Komisyonu’ndan geçti tasarı. Adı: Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı... Tasarıya muhalefet şerhi koyan komisyonun CHP’li üyelerinden Serdar Soydan diyor ki:
- Tasarıyla gerçek ve tüzel kişilerin önerileriyle koruma alanlarının değiştirilmesi hatta koruma kararlarının tamamen kaldırılması mümkün hale getiriliyor. Madencilik, enerji, sanayi, tarım ve turizm gibi doğa üzerinde olumsuz etkiye sahip birçok yatırıma izin sağlıyor.
Özetle... Tasarı korur gibi yaparak doğaya ve çevreye tecavüzü yasallaştırıyor.

Erdoğan diyor ki: “Özel yetkili mahkemeler devlet içinde devlet görüntüsü veriyor.”
Bizim “yeni derin devlet” dediğimiz şeyden söz ediyor mutlaka...
Haldun Ertem

Denizdeki otobüs...
İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmesi (İDO)’nin açıklamaları üzerine Mustafa Kemal Ulusu şu notu göndermiş:
“İDO’nun mevzuat gereği yolculardan ad, soyad, uyruk, cinsiyet, telefon, gün, ay, yıl olarak doğum tarihi alınıyor açıklamaları üzerine ben de şunu açıklamak istiyorum.
Geçenlerde Yenikapı - Bandırma feribotu ile 5 arkadaş yolculuk ettik. Bileti bir gün önceden bir arkadaşımız aldı. Gişe önünde bize ait bilgileri, tek tek bizi arayarak sormak zor olacağından kafadan atma verivermiş. Biletleri aldı ve de sabah arabamızla gidip içeri girdik. Biletlere ne kimse baktı ne de sordu. Yani bir kaçak veya aranan biri de, bileti sahte isimle alıp, gidebilir. Bence önlemlerin işe yaraması için vapura girmeden, bilet ve hüviyet kontrolü sıkı yapılmalıdır. Bir önemli husus da, bomba vs aranması çok alelusul yapılıyor, bagajı açıp şöyle bir bakılıyor. Arabanın altına, bagajlara vs. bakılmıyor.”

Haberin Devamı

‘Muhalif’ adlı site
İnternette tarafsız ve düzgün haber vermeye çalışan “Muhalif” adlı bir site var. Hava Asal adlı bir hanım yönetiyor. “Medyadaki bunca yandaşın, korkağın içinde farklı bir ses olmaya çalıştık...” diyen Hava Asal nelerle karşılaştıklarını bakın nasıl anlatıyor:
“Herkesin bildiği fakat söyleyemediği doğruları hiç korkmadan yüksek sesle seslendirdik.
Muhalif Gazete özel haberleri ve cesur manşetleriyle 2 yılda büyük bir okuyucu potansiyeline kavuştu ve özellikle son 1 yıldır belli çevrelerin hedefi haline geldi. Birçok tehdit maili aldık. Telefon açıp ölümle tehdit edenler oldu. Bu bir yılda en çok; ‘Akıllı olun’, ‘Altında kalırsınız’, ‘Bir sabah sizin de kapınız çalınır’ sözlerini duyduk.
Yılmadık, korkmadık. Ancak biz güçlendikçe saldırılar da artarak devam etti. Özellikle son 1 aydır Muhalif Gazete’ye sistemli bir saldırı başlatıldı. Haber ve yorum sistemimizden yapılan çökertme girişimleri teknik ekibimizce önlendi. Muhalif Gazete’yi çökertemeyeceklerini anlayan belli odaklar bu kez farklı bir noktadan saldırarak maalesef hedeflerine kısmen ulaştılar.
70 bin hayranı olan facebook sayfamız dün 17.00 itibariyle saldırıya uğradı ve ele geçirildi. Amaç belliydi. Muhalif Gazete’yi susturmak sosyal medyadaki gücünü kırmaktı.
Tehditle şantajla susturmayı başaramadılar şimdi teknik olarak çökertmek istiyorlar. İstiyorlar ki hep yandaşın yalakanın gericiliğin sesi çıksın.”
İktidardaki güçler ve uzantıları bakın nelerle ve nasıl uğraşıyor...

Haberin Devamı

Tayyip Erdoğan, “Cumhurbaşkanı partili olmalı, partisinden kopmamalı” demiş.
Ee... Abdullah Gül farklı mı davrandı?
Fahrettin Fidan

23 Nisan’ın yerine Kutlu Doğum Haftası, 19 Mayıs yerine Türkçe Olimpiyatları... Ee artık 30 Ağustos ile 29 Ekim yerine de bir şeyler bulunur...
Demet Erel

“Yıllarımızı terörü bitirmeye adadık PKK ile aynı davada yargılanıyoruz...”
(Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un Sözcü’deki mektubundan...)