- PKK'lı dağda silahlı gezeceğine düz ovada siyaset yapsın... Bir af konusunda hükümete destek vermeye hazırım...Ağar'ın önerisi ilk bakışta barışçı bir çıkıştı ama... Altı sağlam değildi... CHP lideri Deniz Baykal bu konuda yerinde sorular sordu:- Af çıkaracağız! Peki, karşı taraf, sen af çıkarırsan ben de silahı bırakacağım, diyor mu? Hayır. Ya ne diyor? Ateşkes ilan ettim, gelin benimle pazarlık masasına oturun, diyor. Yani, silah bırakmayacak. Gerektiğinde yeniden kullanmak üzere elinin altında bulundurmaya devam edecek. Ülkeyi bölmekten, ayrı bir devlet kurmaktan vazgeçeceğim... Üniter devleti kabul edeceğim, diyor mu? Hayır, bunları da demiyor. Sen af çıkarırsan arkasından ne gelecek?"Sağ olsun! Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, merakları çabuk giderdi, af çıksa arkasından hangi tekliflerin sökün edeceğine ilişkin ipuçları verdi. Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada Batman'daki petrol rezervlerini, bölgedeki hidroelektrik enerji santrallarının gelirini istedi... Valilerin seçimle işbaşına gelmesini önerdi... Bununla bitecek mi? Hayır... PKK ve siyasi sözcülerinin istekleri "Türk Anayasası değiştirilsin, demokratik cumhuriyet adı altında bir Türk - Kürt federasyonu kurulsun" noktasına kadar uzanıyor... Mesele "af"la falan çözümlenecek kadar basit değil... PKK'nın ateşkes ilan etmesinden sonra ABD bir karşı adım olarak Türkiye'nin dağdakilere af çıkarmasını öneriyordu... Bu öneriyi siyasi platformda Mehmet Ağar seslendirdi: Ramazan Bayramı nedeniyle piyasaya bol miktarda sahte şeker ve çikolata sürülmüş. Dini bayramlarda bile sahtecilik yapanların diğer zamanlarda neler yaptığını varın siz tahmin edin.. 'Başbakan'ımızın mahsur kaldığı araçtan çıkarılması için kullanılan "BALYOZ-U ŞERİF" bir milletvekilimiz tarafından yüksek bedel ödenerek satın alınmıştır... Balyoz-u Şerif, Meclis Genel Kurul salonunun kulisinde tüm halkımızın ziyaretine açılacaktır. Yurdun dört bir yanından otobüsler kaldırılarak halkımızın Balyoz-u Şerif'i görmeleri sağlanacaktır. Balyoz daha sonra da Ortadoğu ülkelerinde sergilenerek tüm İslam âleminin görüşüne sunulacaktır...' Balyoz ilanı... Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'la Başbakan Erdoğan arasındaki telefon konuşmasını Başbakanlık kaynakları Anadolu Ajansı'na aktarıyor. AA'nın geçtiği habere göre, Jacques Chirac, Başbakan'dan özür dilemiş, tasarının Senato'dan geçmesini engelleyeceğini söylemiş... Haber Fransa'dan yalanlanıyor. Zabıtlar inceleniyor. Yalan olduğu kesinleşiyor. Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki daha önce Dışişleri Danışmanı Ahmet Davutoğlu'nun Hamas lideri Meşal ile görüşmediğini de açıklamış, bu açıklama bizzat Tayyip Erdoğan tarafından yalanlanmıştı...Ne yalan, ne doğru? Nereden bileceğiz? Yalan rüzgârı... Kimi belediyeler parayı bol bulmuş olacaklar ki nereye harcayacaklarını bilemiyorlar. Son moda meydan saatleri... Ankaralı okurumuz Güven Bey'e kulak veriyoruz önce:"Büyükşehir Belediyesi Kızılay'ın göbeğinde, refüjlerden birine güneş enerjisiyle çalışan bir saat koydu. Saatin çapı belki iki metre ama yere neredeyse tamamen paralel olduğundan görmeniz için ta dibine kadar yaklaşmanız gerek. Neden böyle bir saate ihtiyaç duyuldu? Bir diğer merakım da bu saat kime, kaça yaptırıldı?Sırada CHP Konya Milletvekili Atilla Kart:"Konya Belediyesi Zafer Meydanı'na üç - dört metre çapında bir yer saati koydu. Ama öyle inanıyorum ki aradan aylar geçmesine rağmen pek çok Konyalı orada öyle bir saat olduğunun farkında değil. Ancak birisi uyarırsa görebiliyorsunuz. Yerel basında çıkan haberle göre saat belediyeye tam 80 milyar liraya mal olmuş... Az buz para mı?"Ve DYP Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın dün, Kültür Bakanı Atilla Koç'a verdiği soru önergesinden bir bölüm:"Çorum Saat Kulesi'nin restorasyonu için harcanan para, müteahhit kârı da dahil olmak üzere ihale dosyasında 94 milyar 728 milyon lira olarak belirtilirken, bu rakam ihale onay belgesinde 159 milyar 401 milyon lira olarak açıklanıyor. Bu çelişkinin izahı nedir? Restorasyon işinin yüzde 18.58 artırım yapan firmaya verilmesinin sebebini açıklar mısınız? Belediye saatleri! Konya Ereğli'de dün yapılan liselerarası "Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi" konulu bilgi yarışmasında ilk soru, "Doğum tarihi net olarak bilinemeyen Atatürk'ün doğum tarihi olarak kabul edilen tarih nedir?" idi... Yarışmaya katılan 10 liseden sadece 4 tanesi doğru cevap verirken (yani 19 Mayıs 1881) diğer 6 lisenin cevapları salonda bulunanları güldürdü... Kimi yarışmacılar 19 Mayıs 1919, kimileri 1923 cevapları verdi... Liseliler Atatürk'le ilgili bilgilerini geliştirmeli... m.asik@milliyet.com.tr Ata'nın doğumu