Açık Pencere Ve zaman zaman:- Türkiye laiktir, laik kalacak... Çankaya yolu şeriata kapalı... diye bağırarak... Bursa Uludağ Üniversitesi'nden Prof. Nalan Ölmezoğulları ve öğretim üyesi arkadaşları cumartesi sabaha karşı Bursa'dan iki otobüsle yola çıkmışlar. Sabah 07.00'de Ankara'ya varmışlar. Doğruca meydana gitmişler... Saat 14.00 sıralarında Anıtkabir'e yürüyorlardı... Altı saattir ayaktaydı Hocam:- Ama mutluyum, diyordu, bu müthiş coşkuya ortak olmasaydım çok üzülürdüm...Mitinge yurttaşlar Anadolu'nun dört bir yanından, çoğunlukla otobüsle gelmişlerdi. Çoğunlukla uykusuzdular. Mersin'den Fatma Yıldırım, 10 çocuğundan 5'ini alarak gelmişti. Yorgundu, ama "Geldiğime değdi" diyordu. Bir ara gülüşmeler oldu. Yanımızdan şöyle bir pankart geçiyordu:"Atın üzerinde duramıyorsun, Köşk'te nasıl duracaksın." Önceki cumhuriyet mitinglerinin aksine... Bu defa gençler de hayli çok sayıdaydı... "Darbecilerin peşinden gitmeyin" yollu ucuz uyarılara... Adına aydın denen kimi mandacıların demokratik bir mitingi "darbe hazırlığı" diye niteleyen zavallı yazılarına... Sözde sol özde AB'ci ve ABD'ci kimi sendika ve meslek odalarının yüz kızartıcı dönekliğine rağmen dün Ankara'da milyonla ifade edilen bir yürek dağı oluştu. Türkiye tarihinin en büyük mitingi gerçekleşti... Uzun sözün kısası: Çankaya'ya laik cumhuriyete ters düşen bir kişinin oturmasını istemiyor bu ülkenin insanları... Bağımsızlık ruhu taşımayan, ülkenin onurunu koruyamayacak, bilime inanmayan, toplumu geleceğe taşıyamayacak bir ismin Çankaya'ya yakışmayacağını düşünüyorlar... Eğer Çankaya ülkeyi karanlığa taşıyacak bir zihniyetin merkezi olursa.. Dün anlaşıldı ki insanlar Ankara'da yine toplanacak... Yine haykıracak... Cumhuriyeti yanlış ellere teslim etmeyecekler... Dün bu kararlılığı haykırdılar... On binler değil, yüz binler sabahın erken saatlerinden başlayarak Tandoğan Meydanı'na aktılar... Bir ayine gider gibi sessizce... Ama kararlı... Ellerindeki bayrakları ağır ağır sallayarak... Cumhuriyet ve Atatürk'e sessiz selamlar yollayarak... Cumhurbaşkanı Sezer, "Rejim hiç bu kadar tehdit altında kalmadı" demiş. Böylece komutan söyleyebileceği kadarını... Başkomutan ise söylenmesi gerekeni söylemiş oluyor... Haber-Sen Genel Sekreteri Mehmet Demir açıklama yapıyor: "Dünyanın en büyük haber ajanslarının, 'haftanın en önemli olayı' olarak duyurduğu 14 Nisan Ankara mitingi, TRT tarafından habere değer bulunmadı. AKP'nin toplantılarını, Başbakan'ın konuşmalarını saatlerce canlı yayımlayan TRT, Türkiye'nin dört bir yanından başkente akan yüz binlerce kişiyi görmezden geldi. Miting alanı ve Anıtkabir'e üç naklen yayın aracı konuşlandıran, beş muhabir, 12 kameraman görevlendiren TRT, miting alanına hiç canlı bağlantı yapmadı."Neyse.. Üzülmeyin TRT'ciler.. Yalnız değildiniz! Üzülmeyin TRT'ciler! İstanbul'da Dünya Belediye Başkanları Zirvesi yapılıyor... Zirvede Moskova Belediye Başkanı hariç tanınmış bir belediye başkanına pek rastlanmıyor. Ya adı duyulmamış ülkelerin adı duyulmamış şehirlerinden birileri gelmiş.. Ya vekillerini yollamışlar... Örneğin Sabah gazetesinde gözümüze çarpan fotoğrafın altında şu satırlar okunuyor:"Togo'nun Lome kenti Belediye Başkan Yardımcısı Comlan A. Adjahouıniou, Kadir Topbaş'a kentlerini temsil eden bir flama hediye etti."Zirvedeki isme bakın!Gelelim skandala...Basın mensuplarına dağıtılan listede, KKTC'den tek davet edilen Lefkoşa Belediye Başkanı Cemal Bulutoğulları'nın ismi yer alırken, ülke kısmı boş bırakılmış. KKTC adı yer almamış. Neden? Çünkü Lefkoşa Rum Belediye Başkanı Eleni Mavru böyle bir şey olursa gelmeyeceğini söylemiş. Zaten gelmemiş de... (KKTC adı protestolar üzerine ertesi gün konulmuş...)Kıbrıs Rumları karşısında bile bu kadar ezik... Bu kadar teslimiyetçi kişilerce yönetilen Türkiye, dünya ulusları arasında şamar oğlanı olmaktan kurtulabilir mi?Elbette hayır... Nitekim Almanya'dan gelen haberde Almanların, değil soykırım, "tehcir"den söz eden kişileri bile üç yıl hapis cezasına çarptıran bir yasayı kabule hazırlandıkları bildiriliyor.Türkiye'nin Almanya'da Ermeni diasporarası kadar bile ağırlığı yoktur.Kim korkar haklarını ve soydaşlarını bile korumaktan böylesine aciz bir iktidardan? İşte skandal 'Millet sana çık demedi, cık dedi.' 'Tayyip baksana, kaç kişiyiz saysana.' m.asik@milliyet.com.tr