Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Peki, bu tayin meselesi nereden ve neden çıktı? Beypazarılı bir dostumuza kulak veriyoruz."Kaymakamımız çok dürüst bir insan... Kendisine yasal olmayan bir şey yaptırmak mümkün değil. Özellikle ihalelerde son derece dürüst davranıyor, kimseyi kayırmıyor. Bu yüzden önemli bir bölümü müteahhitlik yapan AKP ilçe teşkilatının yöneticileri kendisinden rahatsız. Yaptıkları onca baskıya, şikâyete karşın sonuç alamayınca, çözümü Kaymakamımızın tayinini çıkarmakta buldular. Gerçi henüz tayin resmen yapılmış değil, ama halk söylentisinden bile rahatsız. 77 muhtarımız, ki tüm muhtarların neredeyse yüzde 90'ı oluyor bu, geçenlerde ortak imzalı bir dilekçeyle AKP il ve ilçe yönetimine başvurdular. Kaymakamımızdan memnunuz, tayin edilmesin, dediler. İş bu noktaya varınca Kaymakam yıllık iznini alarak ortalıktan kayboldu. Sonucun ne olacağını şimdi bütün ilçe halkı olarak merakla bekliyoruz." Biz bu satırları yazdığımız sırada Haluk Nadir Beypazarı Kaymakamı idi. Siz okuduğunuz sırada belki de tayini çıkmış, başka bir ilçeye atanmış olacak. Oysa Haluk Nadir Beypazarı'na atanalı henüz bir yıl bile olmadı. Yani normal olarak tayinine daha iki - üç yıl var. Başbakan Erdoğan'la Başkan Bush arasındaki görüşmenin uzaması Türk heyetine keyif vermiş. Görüldüğü gibi, Türkleri mutlu etmek aslında ne kadar kolay... Pamukkale Üniversitesi'nin dünkü açılış töreninde AKP'li Belediye Başkanı Nihat Zeybekçi de konuştu. Öyle konuştu ki... Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı'na bile cevap yetiştirerek:- İrtica tartışmaları yapanları, "cambaz oynuyor diyerek bizi soyanlar"a benzetti...- Öğrencilere, "Ben çevremizdeki ülkelerin gelişmesini istemem, hatta fırsatım olursa gerilemesi için çalışırım, siz de öyle yapın" diyerek evrensel düşünceye aykırı dersler verdi. Dinleyenler şaştı kaldı! Pamukkale zeybeği Başarmak kendini şaşırtmaktır. En son skor tabelanızda yazan sonuç, sizi ve çevrenizdekileri şaşırtmıyorsa, o sonuç başkaları için başarı olsa da sizin için değildir. Dünkü Milliyet'te başı açık Laura Bush'un yanında türbanlarıyla poz veren Emine Erdoğan, Hayrünissa Gül ve Sümeyye Erdoğan'ın fotoğrafını görmüşsünüzdür. Peki dört hanım arasındaki benzerliğe fark ettiniz mi? Hemen söyleyelim; dördü de makyajlı. Üstelik bizimkilerin makyajı daha ağır, Bayan Bush'a göre daha dikkat çekici, daha gözalıcıydı... Bayan Bush bu manzara karşısında, "Nasıl oluyor da saç göstermek erkeği tahrik ettiği için günah sayılırken, makyaj günah sayılmıyor" diye hayli merak etmiş, cevabını da bulamamıştır. Farkı fark edin! Laura Bush, Emine Erdoğan'a Türkiye'deki Amerikan karşıtlığının nedenini sormuş. Laura Hanım'ınki de iş... Kocasına soracağı soruyu tutmuş Emine Hanım'a sormuş... Amerika'da Amerika'yı bu kadar iyi anlatan bir kitap yayımlanmış mıdır? Zeynep Atikkan'ın "Amerikan Cinneti" adlı kitabını okurken bu soru da aklınızdan geçmiyor değil. Öylesine ayrıntılı, tarafsız ve dürüst bir soruşturma... Değerli gazeteci arkadaşımız, zengin metodoloji bilgisiyle, ABD'deki gözlemlerini, konuştuğu bilim ve siyaset adamlarının görüşleriyle harmanlayarak enfes bir dizin içinde kitaplaştırmış... Amacını şöyle aktarıyor:- ABD'de 11 Eylül ile başlayan yeni dönemi Türk okuruna anlatmak. Bir süper gücün nasıl bu kadar yanlış kararlar verebildiğini ve bunları kendi halkına nasıl sattığını gözler önüne sermek... Kitap, gündelik basında çizilen ABD fotoğrafından çok farklı resimler koyuyor önümüze... İçinde Türkiye ile ilgili saptamalar da yer alıyor. Örneğin tezkere krizi:- Amerika'da konuştuğum ciddi analistlerin hiçbirinden, "Tezkere geçseydi bugün Türkiye Kuzey Irak'ta masada olurdu" diye bir yorum duymadım.Kitabın son paragrafı Türkiye'ye ayrılmış... Acaba ABD'den Türkiye'nin görünüşü nasıl?:"Amerikan Cinneti'ni hazırlarken Amerika'da hangi ciddi kişiyle konuşsam, bana Türkiye'nin birikiminden, Osmanlı yönetim tecrübesinden söz ediyordu. 20. yüzyılda Türkiye, Batı ittifakının kilit ülkelerinden biriydi. Bugün ise birkaç Batı'ya bölünmüş Batı'nın gene vazgeçilmez bir üyesi. Bu statüyü tarih, coğrafya, kültür ve Batı ittifakı içindeki elli yıllık siyasi ve askeri serüveni şekillendiriyor. Belki de tarihin hiçbir döneminde Türkiye Batı için bugünkü kadar zaruri olmamıştı! Çünkü hiçbir zaman 'Uygarlıklar çatışması'na bu kadar yaklaşılmamıştı! Türkiye kendi öneminin farkında mı? Bu süreci yönetecek kadrolar var mı?"Ve 494 sayfalık kitabın son satırları:"Bu kitapta amacım, durumdan vazife çıkarmak değil, gazetecilik görevini yerine getirmek; yani cinneti sergilemekti. Cinnet ile cinayet birbirine o kadar yakın olabiliyor..." m.asik@milliyet.com.tr Amerikan Cinneti