- Bu yıl Genelkurmay Başkanı ve İletişim Daire Başkanı değişti... Basınla ilişkileri tazelemek, yenilemek istedik...İletişim Daire Başkanlığı'nda başarılı bir dönemi geride bırakan Tuğgeneral Taner Düvenci'den boşalan yere Kurmay Albay Mustafa Oğuz geldi... Orgeneral Büyükanıt takdimden sonra gazetecilerle gruplar halinde sohbet ediyor... Gazeteciler hangi konuyu açarsa o konuda düşüncesini söylüyor... "Bugün bizim durumumuz Atatürk'ün 16 Mayıs 1919'daki durumundan kötü değil" derken galiba biraz da "Atatürk o koşulların üstesinden geldiğine göre biz de bugünkü güçlükleri aşarız, aşmalıyız" demek istiyor...Kokteylde Ankaralı gazeteci dostlarla selamlaşıyoruz.. Onlar basının can damarı... Bitmeyen bir enerjiyle Ankara'yı bize taşıyan, her zaman ciddi, titiz, uyanık olan, ama haklarını o ölçüde alamayan, isimli - isimsiz kahramanlar... Genelkurmay'ın kokteyli hayli zamandır göremediğimiz dostlarla hasret gidermemizi sağlıyor. Gece baştan sona düzenli ve neşeli geçiyor. Üç yıl önce bu salonda verilen benzer bir kokteylde subaylar üniformalıydı. Bu defa üniformalı tek subay yok. Herkes sivil. Bu durum havayı da yumuşatıyor. Genelkurmay Genel Sekreterliği'nin Ankara Gazi Orduevi'nde düzenlediği basın kokteylindeyiz. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt kısa bir konuşmayla kokteylin amacını izah ediyor: Ecevit'in partisi son seçimde yüzde 1 oy almış. Türk halkının sevgisi, verdiği oyla ters orantılı galiba!.. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik 10 Kasım'da eğitim seminerinde Anadolu Lisesi müdürlerine yol gösteriyor... Eğitimi ilgilendiren mevzuatın yorumunda esnek olmalarını, "aşırı aykırılık yoksa kamu yararı doğrultusunda davranmalarını" istiyor...Ayrıca ödenek olmasa da işlerin eksiksiz yürütülmesini talep ediyor ve o her zamanki zarif üslubuyla "Ödenek göndersem benim annem de yapar o işleri" diyor.. Yani: "Boş verin yasaları, yolun kazları..." CHP'li Mustafa Gazalcı, Hüseyin Çelik'in sözlerini bu şekilde tercüme ediyor... Yolun çocukları! Erdoğan, "Meclis kendi içinden cumhurbaşkanı çıkarır" diyor. Meclis kendi içinden başbakan çıkarabildiyse cumhurbaşkanı da çıkarır tabii... Alman Die Welt gazetesindeki son karikatürde İslamcı holding yetkilisi, mümin vatandaşa camiyi işaret ediyor. Öteki eliyle de elini onun cebine sokmuş, paraları götürüyor... Camiyi gösterip adam dolandırmak tabii ki bugünün meselesi değildir. Her devirde dolandırıcının her türlüsü çıkar. Ama bu defa farklı bir durum var. Bu tür dolandırıcılığın iktidar tarafından korunup kollandığı kuşkusu ta Almanya'lara kadar uzanıyor... Acaba AKP yakasını bu suçlamadan kurtarabilecek mi? Bunun için kendi yandaşları olan dinci basını harekete geçirdiler... "Doğan grubu gazeteleri, Petrol Ofisi'ne yazılan cezaları ortadan kaldırmak için hükümeti tehdit ediyor" diye bir yalana sarıldılar. Ama sökmedi. Çünkü cezalar yola çıkmıştı. Sabah gazetesinin kimi yazarları da AKP'nin yardımına koştu. Kendileri Avrupa çapındaki skandalı görmezden geldikleri gibi Yimpaş'ı yazan bizleri holdingin çıkarları yönünde hareket etmekle suçladılar. Bu doğrultuda bir şeyler gevelediler. Ama tutmadı. Kendi ayakları birbirine dolaştı. Komik oldular. Yimpaş komedisi ise bitmedi. Bir yafta olarak iktidarın boynunda asılı duruyor. Bir soru hâlâ yanıt bekliyor:- Olaya adı karışan bakanlar daha önce Yimpaş'a para yatırmış mıydı? Kâr payı aldılar mı? Bu ilişki hâlâ sürüyor mu? AKP, Yimpaş'tan para aldı mı? Bir ortaklık yoksa nedir bu koruma kollama? Yempaş borusu... Nevşehir'in Çayiçi köyündeki kitap törenine bizimle birlikte Prof. Türkân Saylan'ın da katıldığını önceki gün yazmıştık. Atatürk Havalimanı'na sabah saat 07.30'da geldik. Türkân Hanım oradaydı. Biz gece Ürgüp'te dinlendik. Türkân Hanım aynı gece uçakla Kayseri'den İstanbul'a döndü. Ertesi gün Batman'a gidecekmiş. Bir gün sonra Darıca'da okul açılışına katılacaktı. Daha sonra Ankara'ya YÖK toplantısına gidecekti... Bu yiğit kadın nerede bir parça eğitim ışığı görse oraya koşuyor... Gördüğü ağır kanser tedavisine rağmen günün 16 saati ayakta, çoğunlukla Anadolu yollarında... Birkaç kişiye birkaç dakikalığına olsun "çocuklarını okula göndermelerini, kızlarını okutmalarını" söylemek için sabahın köründe yollara düşüyor. Bu yiğitliğin tüm topluma örnek olmasını diliyor, ellerinden saygıyla öpüyoruz... Saylan Haber Zümrüt Rize gazetesinden.PTT Liman Şubesi önceki gün kapalıymış. Kapıda da şöyle bir not:"Cenaze dolayısıyla kapalıdır." Görevli memur, PTT dağıtıcısı Bayandar Kandemir'in vefat eden babasının cenazesine gitmiş de. m.asik@milliyet.com.tr Rize...
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025