“Alman vakıflarından hangi belediyemiz para aldı ispat edin...”
CHP dört gündür Başbakan’ı ispata davet ediyor...
Başbakan lafı evirip çeviriyor, cevap veremese de gündemi oyalıyor.
Başbakan yarın bir başka iddia ortaya atar, yine gündemi değiştirebilir.
Gazete ve televizyonların yarıdan çoğu Başbakan’a gözü kapalı hizmet verdiği için...
O her tartışmadan haklı ve kârlı çıkacaktır...
CHP’ye gelince... Genelde savunmada kalıyor. Haklı da olsa telaşlanıyor, gündemi yakalayamıyor.
Oysa vatandaşı doğrudan yakan sorunları gündemde tutarak, iktidarı gerçek gündemin minderine çekebilir CHP. Mesela...
- Akaryakıt, elektrik, telefon ücretleri üzerindeki aşırı vergiler vatandaşın belini büküyor. Bu soyguna karşı vatandaşla birlikte tepki geliştirilebilir.
- 200’ü aşkın general ve albay hapiste. Kanıtların sahteliği üzerinde ortak kanaat oluştu. CHP kanıtların incelenmesinin öne alınması taleplerine tercüman olabilir, bunun için kanun teklifi getirebilir.
- Özel görevli mahkemelerin kaldırılması için daha aktif bir politika izleyebilir.
- Medya, iktidar baskısı altında tek taraflı yayına devam ediyor... Basın özgürlüğünü sürekli gündemde tutabilir.
- Dış politikada Irak ve ABD’nin PKK’yı korumaktan vazgeçmeye zorlanması gerekiyor. Füze Kalkanı gibi ihaleler komşularla aramızı bozuyor. Bunlar üzerinde durulabilir.
- Kent sorunları unutuldu.. Dikkat kent ve çevre sorunlarına çekilebilir.
Türkiye’nin yakıcı sorunu çok... Muhalefetin bunları gündeme taşıması gerekir.
Not: Sayın Başbakan’a annesinin vefatından dolayı başsağlığı, kendisi ve yakınlarına sağlık ve esenlik diliyoruz...
Bülent Arınç’a suikast davası ne oldu? Yoksa o olay Silahlı Kuvvetler’in kozmik odasına girip iktidarla ilgili ne var ne yok diye bakmak için uydurulmuş bir senaryo muydu?
Haldun Ertem
CHP’li Rıza Türmen, “iktidarın kadına bakış açısı yanlış” demiş.
Erkeğe bakış açısı sanki pek doğru da...
Fahrettin Fidan
Suriye ile savaş
Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın ülkeyi ziyaret eden CHP heyetine söylediklerini Utku Çakırözer Cumhuriyet’te yazdı... Dikkat buyurun:
“Türkiye’den gelenler Obama’nın sözcüsü gibi davranıyor. ‘Obama şöyle istiyor, böyle istiyor’ diye geliyorlar bana. Oysaki, ABD’nin Şam’da büyükelçisi var, gelip söylüyor zaten bize. Türk kardeşlerimizin aynı sözleri tekrarlaması bizi üzüyor.”
Bizim taraf ise üzülmek ne kelime anlaşılan ABD’ye hizmet vermekten mutlu oluyor.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu açık açık “savaş” lafını telaffuz ediyor.
Amerika adına Suriye ile ha savaştık, ha savaşacağız...
Türkiye’de koltuğu oturanlar bedava fedailik yapmayı görev sayarlar...
Ama bunun hiç bir yararını görmedik şimdiye dek.
Polisevi’ne ceza...
Başbakan Erdoğan 21 Mayıs’ta seçim gezisi için gittiği Van’da geceyi Van Polisevi’nde geçiriyor. Sabah lobide AKP Van Milletvekili Gülşen Orhan’a “Van kahvaltısı köy ekmeğiyle iyi olur” diyerek yöresel ekmek istiyor. Bunun üzerine Orhan, sabah erken saatlerde polisevine 3 - 4 çeşit yöresel ekmek getiriyor.
Gerisini Hürriyet’ten okuyoruz:
“Ekmekler önce Başbakanlık Çeşnicibaşı Hüseyin Yağan tarafından kontrol edildi, ardından numune alınarak tahlil yapılmak üzere Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na gönderildi. Erdoğan’ın yediği ekmeklerden alınan numunelerin sonuçları birkaç gün sonra belli oldu. Gıda Kodeksi’ne uygun olmayan ekmeklerin içinde çok fazla maya tespit edildi. Numune evrakı üzerinde ‘Van Polisevi’ ibaresi bulunduğu için, Bakanlık, Van Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’ne sonuçları gönderip Emniyet’e ceza kesilmesini istedi. Tarım İl Müdürlüğü Emniyet’e gönderdiği yazıda, 10 bin TL ceza kesildiğini, cezanın ödenmemesi halinde yasal faizlerin işleyeceğini bildirdi.”
Akla gelen sorular:
1. Çok mayalı ekmek tadından belli olur. Bu ekmekleri Çeşnicibaşı Başbakan’a neden yedirmiş?
2. Gıda Tarım İl Müdürlüğü yeterli kontrolleri yaparak mayası normal ekmek üretimini sağlamamış. Cezayı kendine keseceği yerde Polisevi’ne neden kesiyor?
3. Fırınlara yönelik bir ceza ve yaptırım haberde yok. Başbakan’ın sağlığına dokunan bir gıda vatandaşın sağlığına da dokunmaz mı?
Vatandaşın sağlığı neden Başbakan’ın sağlığı kadar önemli sayılmıyor?
İPod, İPhone, İPad’in babası, iletişim sihirbazı Steve Jobs 56 yaşında öldü. Ders; adam gibi yaşar ve çalışırsan kısa bir ömre birkaç ömür sığdırabilirsin.
Kenter Tiyatrosu
Kültür Bakanlığı’nın tiyatrolara yardım komisyonunun üyeleri arasında değerli meslektaşımız Refik Erduran da bulunuyormuş. Erduran dün sütununda Kenterler’e neden yardım verilmediğini açıklayarak bu konudaki kuşkuları giderdi. Kenter Tiyatrosu hastalık yüzünden güçlüklerle karşılaşmış, geçen yıl aldığı desteğin konusu olan prodüksiyonu gerçekleştirememiş. Kenterler ve benzer durumdaki tiyatrolara geçen yılın desteğini yeni bir girişimde değerlendirme fırsatı tanınmış. Durum arzolunur.