Bugün harf devriminin yıldönümü... Eski yazıdan Latin harflerine geçiş 83 yıl önce bugün yani 1 Kasım 1928’de çıkarılan kanunla gerçekleşmişti. Yasaya göre alfabede 28 harf vardı. Sonra “ğ” eklendi 29 oldu.
Atatürk eskiden yeniye geçişin hızlı olmasını istiyor, bunun için çareler düşünüyordu.
O günlerde yaşanan renkli sahneleri Atatürk’ün önce sofra hizmetlisi sonra kütüphane memuru olan Nuri Ulusu, Atatürk’ten Duymadığınız Anılar adlı kitapta şöyle anlatıyor:
“Atatürk Cumhurbaşkanlığı bando şefi miralay Zeki Bey’i çağırttı. Köşkün kapısının önüne bir masa koydular. Atatürk yeni türk harflerini burada derhal notaya alıp bandoda çaldırabilir misiniz, dedi. Miralay “Emredersiniz Paşam” dedi. Hemen notayı yaptı. Notalar teksir edildi, bando mızıkacılarına verildi. Başladı bando şu şekilde A, O, U, İ, E, Ö, Ü, İ, B, C, Ç, D, F, G, H, J, K diye çalmaya... Harfleri marş şeklinde notalarla söyledik. O zaman Ankara’da iki bando var. Birincisi Cumhurbaşkanlığı’nın birisi tümenin... Atatürk dedi ki: “Bu bandolar bu marşı Meclis Bahçesi ve Kızılay’da akşamları 16.30’dan 18.00’e kadar çalacaklar, halkın kulağına bando vasıtası ile yeni Türk harflerini sokacaksınız. Yeni Türk harflerini dairelerden işlerinden çıkan halk dinleyecek, yeni alfabeyi halkın kulağına dolduracağız...”
Nuri Ulusu, bu yöntem sonucu Ankara’da yeni alfabenin daha hızlı öğrenildiğini anlatıyor.
Bakan Beşir Atalay deprem yardımına değinmiş: “Kendi potansiyelimizi görmek amacıyla dış yardımı beklettik.”
Bu deneme kaç cana mal oludu acaba?
* * *
AKP’li vekil Şamil Tayyar açıklamış:
“Ergenekon ve Balyoz’dan tutuklananlar
Ergenekon’un yüzde 1’ini bile oluşturmuyor.”
Duyan da örgüt üyelerini bizzat kendisi kaydediyor zanneder...
Haldun Ertem
AKP’liler de bir tuhaf!
Ulusal bayram olan 29 Ekim’i yas, ulusal yas olan
10 Kasım’ı bayram yaptılar...
Gülhan Elmas
O sözler ki...
Kitap - yazar ilişkisi adına birkaç satır daha... Server Tanilli’nin “Uygarlık Tarihi” adlı kitabının sonunda, İstanbul DGM’ye verdiği savunması yer alır. Server Hoca şöyle diyor:
“... Çağına ve topluma karşı görevini yerine getirmiş bir hocanın huzuru içindeyim şu anda. Yazdıklarım yazılması gereken şeylerdi. Bugün yazmaya kalksam, -en azından- gene aynı şeyleri yazardım. Hiçbiri hakkında en ufak bir pişmanlık duymuyorum. Kalemimden çıkmış her cümlenin, -cümle ne demek- her kelimenin ve hecenin altında, entelektüel şeref ve haysiyetim yatmaktadır. İnsanım, hayatta dönebileceğim şeyler olabilir. Ama entelektüel şeref ve haysiyetimden - ölüm pahasına da olsa- dönemem. Attila İlhan’ın o yeni ve unutulmaz şiirlerinden birinin son mısraları geliyor aklıma:
O sözler ki kalbimizin üstünde/ Dolu bir tabanca gibi / Ölüp ölesiye taşırız/ O sözler ki bir kez çıkmıştır ağzımızdan/ Uğrunda asılırız.”
Bakanlık çürük!
Başbakan Erdoğan, kaçak ve çürük yapıları denetleme işini tümüyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredeceklerini açıkladı.
Peki bu gerçekleşirse Bakanlık denetime nereden başlayacak?
Adı bizde saklı okurumuz “Bakanlık önceliği kendisine vermeli, kendi binalarından başlamalı” diyor.
Nedenini de şöyle anlatıyor:
“Çünkü bu denetimi yapacak bakanlığın kendisi çürük raporu olan binada oturuyor...
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Necatibey’de üç bloktan oluşan binası için on yıl kadar önce (ki Bakanlığın o zamanki adı Bayındırlık ve İskan idi) çürük raporu verilmişti... Bu durum, o binada çalışan personele imza karşılığı bildirilmiş, böylece sözümona sorumluluktan kurtulunacağı düşünülmüştü. Bakanlık, Çevre ve Şehircilik adını alınca buradaki bazı birimler boşaltılarak başka yerlere taşındı. Halen üç bloktan ikisinde güçlendirme çalışmaları yapılıyor. Yapılmayan blokta Teftiş Kurulu, yani 100’e yakın müfettiş şu anda görev yapıyor. Ve tabii hepsinin canı tehlikede...”
Silivri’ye mektup
Türkiye Gazeteciler Sendikası, Kurban Bayramı’nda hapisteki gazetecilere mektup kampanyası başlattı...
Onlar için fazla bir şey yapamıyoruz hiç değilse birkaç satır mektup yazalım ya da bir kart atalım...
Hapisteki 64 gazetecinin ad ve adresini TGS internet sitesinde bulabilirsiniz..
http://www.tgs.org.tr/
Milliyet muhabiri Nedim Şener’e ulaşmak isteyenler için adres:
“2 No’lu L Tipi Cezaevi B-9-Üst Koğuş Silivri - İstanbul”
Başkan Dündar...
OdaTV dün “CHP İstanbul’a aradığı belediye başkan adayını buldu”, diyor, önce tarif veriyordu:
“Yoksulun, garibanın, mazlumun yanında yer aldı... Rüşvetçinin, yalancının, hırsızın, yakasına yapıştı...”
Kim o isim: Uğur Dündar...
Peki Uğur Dündar ne diyor bu işe?
- Ben halkın gerçekleri öğrenmesi için çalışıyorum, siyaset benim işim değil...
Tabii bir de şu soru var:
- Acaba halk dürüst birini belediye başkanı görmek istiyor mu?