YÖK, rektör adaylığı için Prof. Yavuz Alangoyayı desteklemiş, ilk üçe giren Prof. Nur Serteri düşürüp beşinci sıradaki Alangoyayı onun yerine getirmişti. Sezer, YÖKün oyununa prim vermedi.YÖK, bu oyunuyla kendi itibarını ve tarafsızlığını zedeledi..Cumhurbaşkanı Sezer, üniversitenin yaptığı tercihe uydu. Peki üniversite doğru tercih yaptı mı? Öğretim üyeleri, üniversiteyi düzeltecek olan isme mi, yoksa üniversiteyi yerinde saydıracak ama hocaların üniversite dışı işlerini kolaylaştıracak kişiye mi oy verdiler? Prof. Parlakın kimi fakültelere türbanı serbest bırakma sözü vererek arayı açtığı doğru mu? Bu soruların yanıtını önümüzdeki günlerde alacağız... Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer, İÜ Rektörlüğüne Prof. Mesut Parlakı atadı. Hayırlı olsun. Samsunun Çarşamba ilçesinde, Başbakan Erdoğana "yumurta topuk" ayakkabı hediye edilmiş. Hediye işi sonunda ayağa düştü... ENKA Proje Grubundan Orhan Özerhanın bir sitemi var... Başbakanın Moskova seferinde, Boyner Mağazasının da içinde bulunduğu Mega Mall Khimki Projesini gerçekleştiren ENKA çalışanlarının anılmamasını üzüntüyle karşılamış... Götürülen kalabalık işadamı kafilesinde ENKAdan bir temsilci bulunmamasına da sitem ediyor. İktidar, ENKAyı "Bizden olmayanlar" listesine almış anlaşılan. Hoş olmayan bir ayrımcılık! ENKA unutuldu... TBMM Başkanı Bülent Arınç, "Bundan sonra millet inançları yüzünden örselenmeyecek" demiş. Okurumuz Acar Birol mutlu:- Demek ki bundan sonra; oruç tutmayanlara saldırmayacaklar, küçük kızları zorla kara çarşafa sokmayacaklar, AKPli olmayan memurlar işten atılmayacak, "Menemen"ler, "Kanlı Pazar"lar olmayacak, aydınlar otellerde yakılmayacak, denize haç atanlara saldırılmayacak, namus cinayetleri olmayacak, kadınlara baskı yapılmayacak... Daha ne istiyoruz ki? Arınçın müjdesi! Yeşim Esemen, birkaç gün önce bir trafik ceza tebligatı aldı. Taahhütlü zarfın üzerinde 3.5 milyon liralık pul... İçinde 29 Mayıs 2004 tarihinde yazılmış bir cezanın tutanağı vardı... Oysa Yeşim Hanım 41 milyon liralık cezasını, cezanın yazılmasından 6 gün sonra Ziraat Bankası Levent Şubesine ödemiş, makbuzunu almıştı. Devletin durumdan haberi yoktu. Hem kendisi masrafa giriyor, hem vatandaşı 7.5 ay sonra yeniden Maliyeye gitmek zorunda bırakıyordu. Ve tüm bunlar elektronik çağda oluyordu. Maliye cezalandırdı Emine Erdoğanın Moskovada hediye almasını eleştirirken, "Türkiye bu görüntüleri hak etmiyor, çok mahcup oluyor" demiştik. Okurumuz Kenan Çalışkan diyor ki:- Ağabey, Türkiye çok mahcup oluyor, demişsin. Şimdi, hediyeyi veren Türk, hediyeyi alan Türk, Osmanlıyı batıran rüşveti alıp verenler Türk, bu güne kadar bu konuda hiçbir kanun çıkarmayanlar Türk, devlet dairelerinde işi bir an önce görülsün diye rüşvet verenler Türk, devlet dairelerinde rüşvet alanlar Türk, trafikte polise yakalanınca rüşvet verenler Türk, rüşvet alan polis de Türk, istediği yere tayin yaptırmak için araya torpil koyan, rüşvet veren öğretmen, doktor vs. Türk, bunların işlerini görmek için rüşvet alan yetkililer de Türk...Bu liste uzar gider...Türkiyenin hak etmediği nedir? Herkes rüşvet alıp verdiğine göre Türkiye kime mahcup oluyor? Yani rüşveti, hediyeyi yurtdışına yansıtmadan mı alıp verelim?Ne yapalım? Kinaye... Hayatın en büyük tehlikesi tehlikesiz yaşamaktır. m.asik@milliyet.com.tr