Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

1980 sonrası Meclis'teki makam odasında yapacağı basın toplantısına her zamanki gibi yine tam zamanında gelmiştir. Tam konuşmaya başlayacak, salondaki televizyon muhabirlerden biri:- Efendim der, bizim kanalımız toplantınızı canlı olarak verecek. Ancak az önce yayın şefimden bir telefon aldım. Henüz hazırlıklarını tamamlayamamışlar, mümkünse bir - iki dakika beklemenizi rica ediyorlar.Ecevit, salondaki diğer gazetecilerden de izin ister, hep birlikte beklenmeye başlanır. Bekleme süresi çok uzayınca mahcup olan muhabir telefonunu çevirir, Ecevit'in hemen yanı başında olduğunu unutarak şefine söylenir:-Yahu bu kadarı da ayıp oluyor, adamı daha ne kadar bekleteceğiz?Muhabir, ağzından kaçırdığı "adam" lafını hemen fark etmiştir ama iş işten geçmiştir. Kıpkırmızı bir yüzle, acaba nasıl bir tepki verecek diye Ecevit'e bakar. Ecevit'in tepkisi tam kendisine yaraşır biçimde olur;- Beni her şeye rağmen yine de adam yerine koyduğunuz için size teşekkür ederim arkadaşım! Ne kadar sinirlense de ağzından asla kaba sözcük çıkmayan... Kendisine saygısızlık yapıldığında dahi tepkisini belli bir düzeyin altına inmeden, çok zarif şekilde ortaya koyan farklı bir siyaset adamıydı, önceki gün kaybettiğimiz Bülent Ecevit. İşte bu özelliğine bir örnek: Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Irak'a demokrasi götüren ABD, Saddam için "idam" diyor. Türkiye'ye demokrasi getiren AB, Öcalan'ı "asmayın" diyor... 19 Mayıs 2006'da Ankara Üniversitesi'nde yapılan Türkiye Gençlik Kurultayı'na 40 farklı üniversiteden başta Atatürkçü Düşünce Kulüpleri olmak üzere 62 öğrenci kulübü katılmıştı. Kurultay sonucunda kulüplerin birleşmesiyle Türkiye Gençlik Birliği kurulmuştu... Türkiye Gençlik Birliği, bu ay resmi dernek haline geldi. 11 Kasım 2006'da Gazi Üniversitesi'nin ev sahipliğinde "Atatürk'ün Yolunda Bağımsızlık ve Gençlik Konferansı", peşinden de Anıtkabir ziyareti düzenliyor. Bu etkinliğe tüm gençler davetli... Gençlik Birliği... Gören de sanır ki doğalgaz zammını BOTAŞ'ı kurtarmak için değil, "küresel ısınmaya karşı" oldukları için yapıyorlar!.. Bolçi nedir? Hayır canım, Bolu Çimento'nun kısaltılmışı değil.. Bolu çikolatasının kısaltılmışı... İstanbul - Ankara arasında seyahat ediyorsanız Bolu'da mola verildiğinde Varan tesisleri dahil birçok tesiste bu çikolatayı bulabilirsiniz. Bolu'nun dağ fındığı ve krokanla yapılmış. Doğrusu hayli lezzetli bir ürün... Son gezimizde küçük bir kutuyu Bolu - İstanbul arasında bitirdik. En güzeli, Bolu'da bu çikolatayı imal eden Deniz Gıda adlı şirketin ürettiği lezzete güvenerek yerli bir markayı seçmiş olması... Bolu'dan geçerken Bolçi'yi deneyin... Seveceksiniz... Bolçi'yi unutmayın Mahkeme Irak lideri Saddam Hüseyin'in idamına karar verdi... Karar temyiz heyeti tarafından incelenecek. Onaylanırsa Saddam Hüseyin 30 gün içinde asılarak idam edilecek...ABD ve İngiltere Saddam'ın idamını dünya kamuoyuna adil bir karar gibi hazmettirebilir mi?Mümkün mü?Bir defa Saddam'ı yargılayan mahkemenin adil olduğunu kimse iddia edemez. Yargılama sırasında yargıçlar değişmiş. Saddam'ın avukatları öldürülmüş, mahkemeye her türlü baskı yapılmış. Hepsi bir yana. İşgal altındaki bir ülkede, hiçbir kurum çalışmazken mahkemelerin adil işlediğine ve Saddam'la ilgili adil karar verildiğine kim inanır?Tabii genel tablo daha da komik...Saddam 148 kişiyi öldürtmekle suçlanıyor... Diyelim ki Saddam'ın sicilinde Halepçe'de 5 bin kişiyi gazla öldürmek de vardır...Ama Bush'la Blair'in suçlarının yanında bunların lafı mı olur?Bir ülkeyi hiçbir hukuka dayanmadan, yalanlarla işgal ettiler. Müzelerini, kütüphanelerini yağmaladılar. Saddam gibi 3 - 5 bin kişinin değil... İngiliz John Hopkins Üniversitesi'nin denetiminde yapılan son araştırmaya göre 655 bin kişinin ölümüne yol açtılar... Saddam zamanında Irak'ta günlük hayat iyi kötü işliyordu. Bugün ülke felç olmuş durumda. Yok dense de bir iç savaş var ve ülkenin üçe bölünmesi kaçınılmaz görünmekte...Bu suçların sahipleri Bush ve Blair yargılanmadan Saddam'ın cezaya çarptırılması hangi vicdana sığar!BBC'ye mektup yazan bir dinleyicinin deyimiyle:- O ülkenin nasıl yönetileceğini bilen tek kişiyi asacaklar...Acaba faydası olacak mı? Elbette hayır... Saddam'ın asılması hem ABD'ye hem içerdeki kukla hükümete karşı savaşı hızlandıracaktır... Yaygın bir deyimdir:- Bir diktatör kendi halkı tarafından yargılanır ve asılırsa ölür. Başkaları tarafından asılırsa kahraman olur...Saddam asılırsa ABD hatalar dizisine bir yenisini eklemiş olacak... m.asik@milliyet.com.tr Saddam'ı asmak