Geçenlerde bir yazar sütununda önce döküm yapıyor:
- Ülkemizde halkın şu kadarı okuma yazma bilmiyor, bu kadarı ilkokuldan sonra okula gidemiyor, şu kadar okul öğretmensiz...
Sonra da lafı bağlıyor:
- Cumhuriyet ülkenin eğitim sorununu çözememiştir...
Bir kesime bakarsınız bugün yaşanan sorunlar hep Cumhuriyet’ten ve Cumhuriyetin kuruluşundaki hatalardan kaynaklanmaktadır...
Peki 88 yıldır gelen geçen iktidarlar ne yaptı?
Atatürk gençlere “Cumhuriyeti biz kurduk sizler yaşatacaksınız” demişti.
Cumhuriyeti yaşatmak durumunda olanlar neden ileri götüremediler?
Türkiye Atatürk döneminde dünya ulusları içinde çok saygın bir ülkeydi... Bugün neden çok gerilerde?..
Şu satırlar sanırız her şeyi anlatıyor:
“Ben halkımıza ayakları yere basana ve kendilerini bulana kadar yolu kendim göstereceğim. Daha sonra kendileri için seçim yapabilir ve kendi kendilerini yönetebilirler. O zaman benim vazifem bitmiş olacaktır...”
(Armstrong,1961; s.280)
Atatürk Cumhuriyetin 10. yılında da bakın ne diyor:
- Cumhuriyet rejimi demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Biz Cumhuriyet’i kurduk, demokrasinin bütün gerekleri sırası geldikçe yürürlüğe konulmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nde birbirini denetleyen partilerin doğacağına şüphe yoktur...
Atatürk’ün ölümünden sonra ülke önce askeri sonra ticari anlaşmalarla sömürüye açılmış... İktidarları halk yerine iç ve dış güçler tayin etmeye başlamış... Demokrasi ‘ortada sandık’ oyununa dönüştürülmüş... Ülke her alanda geri gitmiş... Halk gelecek yerine geçmiş özlemine kapılmışsa...
Bunda Cumhuriyetin ve onu kuranların ne kabahati olabilir...
Önce bir aynaya baksanız...
Bu yıl Cumhuriyet Bayramı törenlerle kutlanmadı ama ikinci cumhuriyetçiler kutlamaların yapılmamasını kendi aralarında mutlaka kutlamışlardır...
Haldun Ertem
Beşar Esad’ın danışmanı Buteyna Şaban,
“Türkiye’yi kızdıracak ne yaptık?” demiş.
Daha kötüsünü yaptınız, patronumuzu kızdırdınız!
Fahrettin Fidan
Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunu yasaklayan Cumhurbaşkanı Gül üç gün önce Daily News gazetesinin 50. yıl resepsiyonuna katılmış.
Demek ki kederlendiren resepsiyonun cumhuriyetle ilgili olanı...
Gülhan Elmas
Döneklik üzerine
“Nedir azizim Atatürk Milliyetçiliği bilen var mı?” diye yazan Baskın Oran’a bizzat kendisinin “Atatürk Milliyetçiliği” kitabını referans vermiştik. Baskın son 15 yılda öğrendiklerinin fikirlerini değiştirdiğini yazdı geçen hafta Radikal’de.
Baskın yazısında dönekliği de övüyor. Sadece embesiller (aptallar) fikir değiştirmezmiş. İyi de döneklik başka, fikir değiştirmek başka şeyler. Fikirler elbet değişir, gelişir. Ama değişimin özünde çıkar beklentisi yoktur. Döneklik çıkar beklentisi ile yapılan saf değiştirmelerdir.
Bununla övünülür mü?
Plandan pilava...
Atatürk’ten Duymadığınız Anılar, Nazmi Kal imzasıyla piyasaya yeni çıkan bir kitap... Nazmi Kal, 1970’lerde Atatürk’ün henüz hayatta olan arkadaşları ve yakınlarıyla bir dizi röportaj yapmıştı...
Altını çizelim...
Avukat Noyan Özkan, Cumhuriyet Bayramı etkinliklerini yasaklayan Başbakanlık Genelgesi’nin iptali için başvuruda bulundu. Noyan Özkan’ın dilekçesinde şu bölümün altını çizdik:
“Van ve Erciş’te insanları deprem değil, Cumhuriyetin ilk icraatlarından olan ‘planlı kentleşme’ ilkesinin zamanla yozlaştırılması ve bu ilkeye alternatif olarak seçilen rant ekonomisine dayalı plansız ve denetimsiz binalar öldürmüş ve sakat bırakmıştır...”
Özetle cezalandırılması gereken Cumhuriyet değil Cumhuriyet ruhuna aykırı uygulamalardır...