Adana’da 18 yaşında bir genç, polis tarafından vurularak öldürüldü.
Bölgede inceleme yapan insan hakları heyetinden avukat Tugay Bek anlatıyor:
“Suriyeli bir ailenin oğlu olan Ali Hemdan 18’inden gün almış. Konfeksiyonda çalışıyor. Ancak şu sıralar işsiz. Olay günü arkadaşlarıyla birlikte dolaşmaya çıktıklarında Sucuzade Mahallesi’nde ışıklarda polis durduruyor. Arkadaşları kimliklerini veriyor, polis kabaca üst araması yapıyor. Ali, 18’inden küçük olduğu için, yani 20 yaş altına sokağa çıkma yasağı bulunduğu için geri geri olay yerinden uzaklaşmak istiyor. Yan sokağa giriyor. Peşinden de polis giriyor ve dur diyor. Ali Hemdan duruyor, polis ateş ediyor. Kalbine isabet eden tek atışla Ali yaşamını yitiriyor.”
20 yıllık polis olduğu belirtilen memur ifadesinde:
“Peşinden koşarken zaten oruçluydum, dengemi kaybedip düştüm, silah ateş aldı” diyor.
Geçenlerde Taksim’de bir gurup polisi, kendilerine ateş eden bir saldırganı “yaralı yakalayarak” hastaneye götürdüklerini için alkışlamıştık. Burada saldıran yok, gencin elinde herhangi bir silah yok. Duran gence ateş eden bir devlet görevlisi var. Tutuklanmış... Ama o genç geri gelmeyecek, ailesi yıllarca acılar içinde kıvranıp duracak.
YAŞLILARA SAYGI!
65 yaş üstü vatandaşlar sosyal medyada bar bar bağırıyor ama Ankara seslerini duymuyor. Yaklaşık 7.5 milyon yaşlı başlı insan 6 haftadır ev hapsinde. Dün bir gazete 15 Mayıs’tan sonra 65 yaş üstü vatandaşlara bir iki saat dışarı çıkma izni verileceğini yazdı. Demek 15 Mayıs’a kadar iki hafta daha hapis var.
65 yaş üzeri vatandaşlar arasında çok sayıda Alzheimer, demans, kalp, şeker, yüksek tansiyon gibi sağlık sorunu olanlar var. Bu sorunların hemen hepsi, açık havada yürümeyi, hareket etmeyi, parkta dinlenmeyi zorunlu kılıyor. Dışarı çıkmamak onların ömürlerinden yiyor.
YENİ HAYAT
Karantina günleri yarın bitse de dünya artık başka bir dünya olacak. Görüntümüz değişecek.
Örneğin yaz günlerinde artık maske ve eldivenle dolaşacağız.
Üzerinde virüs yaşamayan ya da kısa süre yaşayan dokumadan yapılan giysiler tercih edilecek.
Otobüslerde, metrolarda elle tutulan metallerin virüsün uzun süre barınamadığı malzemeden yapılmış olanı tercih edilecek. Asansör düğmeleri gibi sık dokunduğumuz noktalar da anti virüs malzemeden imal edilecek.
Tren ve uçaklarda yan yana oturan yolcuların arasına koruyucu plastik perdeler konulması düşünülüyor. Böylece konuşsak bile arada damlacık geçişi söz konusu olmayacak.
Yeni dönemde insanlar dışarıda daha az ama evlerde daha çok vakit geçirecekler. Daha çok yemek yiyip, daha az hareket edecekler. Bu da obeziteyi artıracak. Hepimiz daha kilolu olacağız.
RUPİ
Hindistan’ın ünlü sinema sanatçısı Amir Han’ın fakirlere birer kilo un dağıtacağı açıklanıyor.
Un almaya gidenler kese kâğıdı içinde 1500’er rupi, yaklaşık 1500’er lira buluyor.
Amir Han “bir kilo un” almaya gerçekten fakir ve muhtaç durumda olanların geleceğini hesaplamış.
Böylece 1500’er liralık para yardımını ihtiyacı olanlara dağıtmış.
Çok güzel bir fikir.
Demeye kalmadı, haberin düzmece olduğu duyuruldu.
Düzmece de olsa... Zekice kurgulanmış bir haber...
BARRY
Çinliler güzel espri yapmış doğrusu...
BARRY adlı bir Amerikan savaş gemisi önceki gün Güney Çin Denizi’nde Paracel Adaları çevresinde dolaşıyor. Burası Çin’in kendi karasuları içinde saydığı bir bölge. O yüzden Çin uçakları ve gemileri Amerikan gemisini taciz ediyor. Uzaklaştırmaya çalışıyor. Çin askeri sözcüsü olayı aktarırken Amerikalılara şöyle sesleniyor:
- Gidin kendi ülkenizde Kovid ile savaşın...
Güzel çağrı...
KAĞIT
Kovid-19 dolayısıyla ev hapisleri başlayınca halk marketlere hücum etti ve malumunuz en çok makarna ile tuvalet kâğıdına saldırdı.
İlginç olan, yalnız Türkiye’de değil, tüm Batı ülkelerinde, hatta İsveç’te tuvalet kâğıdı raflarının öncelikle boşaltılmasıydı.
İlginç çünkü İsveç dünyada tuvalet kağıdı ve benzeri hijyenik ürünler üretiminde şampiyon bir ülke.
Yetkililer tuvalet kâğıdında dağ gibi stokların bulunduğunu defalarca açıkladı ama halkın hücumunu durduramadılar.
Sebebini bir İsveçli yetkili şöyle yorumladı:
- Sanıyorum halkımız koronayı ishal yapan bir bağırsak hastalığı sanıyor.
ORUÇ
11 ayın bir sultanı ramazan ayı başladı. Bir gazete nerede ne kadar oruç tutulduğunu yazmış. Örneğin Norveç’in Tromsö şehrinde 17 saat 56 dakika oruç tutulmuş. Kuzey ülkelerinde yaza doğru yaklaştıkça oruç süresi uzar 21 saati bulur. Peki, o ülkelerdeki Müslümanlar bu uzunlukta oruç tutar mı?
Bir Finlandiya gezimizde Kazan Türkleri ile sohbet ederken bunu sormuştuk. Dediler ki:
- Kışın burasının saatiyle oruç tutuyoruz. Burada güneş saat 9 gibi doğar, 16.00 gibi gece olur. Yazın ise Türkiye saatini esas alırız.
Yani... Kuzeyde oruç bozmak için güneşin batmasını beklemezler. Türkiye’deki kadar tutarlar.
