Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Petrol - İş Sendikası Başkanı Mustafa Öztaşkın'ın Tüpraş'ın özelleştirilmesinde yapıldığını söylediği usulsüzlüklere önceki gün yer vermiştik. Bugün de eski Rekabet Kurulu Başkanı Aydın Ayaydın'ın aynı konuya ilişkin Takvim gazetesinde yazdıklarını aktaralım.
"Türkiye'de herhangi bir şirketin devralınması Rekabet Kurulu Yasası'nın 7. maddesine göre bu Kurul'un iznine tabidir. Ancak Özelleştirme İdaresi'nin ihaleye çıkardığı şirketlerin devirleri için 1998'e 4 no'lu özel bir tebliğ çıkarılmıştır. Özelleştirme İdaresi her türlü izin için Rekabet Kurulu'ndan bu tebliğ kapsamında nihai izin talebinde bulunur. İhaleden sonra satış için iznin de bu tebliğin 6. maddesine göre verilmesi... Yani ihaleye katılan firma sayısı üçten fazla ise ilk üçünün, iki ise ikisinin dosyasının Rekabet Kurulu'na gönderilmesi, Rekabet Kurulu'nun da bu şirketler için ayrı ayrı izin vermesi gerekirdi. Bugüne kadar özelleştirme satışları ile ilgili işlemler hep bu tebliğe göre yapılmıştır. Oysa Tüpraş'ın satış izni bu tebliğe göre değil, hukuka açıkça aykırı olarak daha eski 1997/1 no'lu tebliğe göre verilmiş, iki değil sadece bir firmanın dosyası Kurul'a gönderilmiştir. Hem Rekabet Kurulu hem de Özelleştirme İdaresi'nin yaptığı bu hatalı işlemden dolayı Tüpraş'ın satışının hukuki dayanağı yoktur. Öyle inanıyorum ki sırf bu nedenle bile satış yargıdan geri dönecektir."

"Su da yanar" Ali Özgentürk'ün filmiydi.
"Su da donar" da İstanbul Belediyesi'nin.


Devlet Bakanı Güldal Akşit'in Turizm Bakanlığı'ndan Çocuk Esirgeme Kurumu'na getirdiği Cemal Şamlıoğlu, Şube Müdürü Fikri Akbim'le tartışıyor. Tartışma sırasında silahını çekip namluya mermi sürüyor. Etraftakiler engel oluyor. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Başkanı İsmail Tombul telefonda... Bütün bu olaylarda saldırganın değil saldırıya uğrayanların cezaya çarptırıldığını anlatıyor... Çocuk Esirgeme Kurumu'nda ayrıca eşi görülmemiş bir kadrolaşma sürüyor... SES Başkanı İsmail Tombul, Çocuk Esirgeme Kurumu'nda benzersiz bir dönemin yaşandığını söylüyor...

"...Çözüm için Rum tarafından 'bir adım önde olmak' yüz metre koşusu için geçerli ancak maraton için son derece sakıncalı bir yöntemdir."


"... Erdoğan ulusal bir politikadan söz ediyor. Bir politikanın, ulusun yazgısına hasbelkader hükmedenler tarafından benimsenmesi, ona ulusal politika niteliğini kazandırmaz. O politikanın ulusal olması için ulusun çıkarlarına yönelik olması gerekir."


Mesut Yılmaz, "Türkiye'de seçmen maymun iştahlı" demiş.
Kimi politikacıların "yediğini gördüğü içindir...


Kemal Kenan Ergen, Leman dergisinde sözlük niyetine bazı tanımlamalar yapmış. Örneğin...
Hamal: Ücretli hayırsever.
Varil: Amele jakuzisi.
Kişisel Resim Sergisi: Çok mu kişisel lan? Bakmayalım istersen.
At Yarışı: Du bakalım, bu işler hiç belli olmaz. Belki atlar da jokey yarıştırdıklarını düşünüyorlardır.
40 Haramiler: Bu sayıyı sürekli tutturdularsa var ya helal olsun diyorum. Bunun öleni var, kaçanı var, attan düşeni, piyasaya yeni düşeni var, o - hooo ölme susam ölme yani!
Amerikan Rüyası: Dünyanın geri kalanı için kâbus yani.
Yüzbaşı Volkan: Yaşıtları albay oldu, o hâlâ anca yüz kişiye söz geçirebiliyo. Kahramana bak, terfi bile edememiş.
Aile Hekimi: Ne var yaa? Karı - koca birlikte muayene edilmekten hoşlanıyo olamazlar mı?
Sanal Seks: Noolmuş. Kadınların çoğu zaten yalancı orgazm yapıyodu. Biraz daha rahat ediyolar işte.
Hayvanat Bahçesi: Maymunlara kırık bardak atıp eğlenen cins hayvanları hakikaten sadece bu bahçede görebilirsiniz.
Mars: Tamam ulan, tut ki varil varil su çıktı. Naapıcaz, gidip yıkanıcaz mı?
Kinyas: Kan davası problemi olan aileler için ideal bir çocuk ismi olabilir. İkiz olursa diğerine de Kindar dersiniz.

DSP'nin Güvercin dergisinde Bülent Ecevit'in demeci: AKP samimi değil... İç sayfada Genel Sekreter Süleyman Yağız, Tayyip Erdoğan'ı dokunulmazlık konusunda halka verdikleri sözü tutmaya davet ediyor...
Peki bu davette samimiyet var mı?
1998'den sonra Mesut Yılmaz ve Ecevit başkanlığındaki her iki hükümetin programında dokunulmazlıkların kaldırılması yazılıydı. Kendi vaatlerine kendileri yan çizdiler. Şimdi AKP'nin dokunulmazlık vaadini sorguluyorlar.
Siz neden tutmadınız sözünüzü? Önce bunun hesabını verseniz...