CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, bu sözlerin ABD'nin telkiniyle söylendiğini bildirdi... Öymen'e göre...ABD'nin eski dışişleri bakan yardımcılarından Richard Holbrooke, Ankara'ya gelerek önce Erdoğan'la, sonra Irak'ta Barzani'yle görüştü. Erdoğan'a eğer Kuzey Irak'ta kurulacak devleti tanır ve Kerkük'te yapılan referanduma yumuşak tavır alırsa, bunun PKK'nın etkisizleştirilmesine katkı yapacağını söyledi. Erdoğan da bunun üzerine Kuzey Irak'la görüşebiliriz mesajı verdi... Böylece ABD hatırına Irak'ın bütünlüğünü savunan politikamızı da çiğnedi.Erdoğan'ın sözcüleri, önceki gün Başbakan'ın Holbrooke'un telkiniyle hareket ettiğini yalanladı. İyi de... O zaman Başbakan Erdoğan, "Kuzey Irak'la görüşebiliriz" açılımını kimin telkini üzerine yaptı?Sonuç... Oyun bozuldu... Hükümet, Barzani ve Talabani ile İstanbul'da bir görüşme planlarken ABD'nin etkisinin ortaya çıkmasıyla bu girişim büyük ölçüde suya düştü... Irak'ı terk etmeye hazırlanan ABD, Şii ve Sünnilerin hışmına karşı Kürtleri Türkiye'nin himayesine bırakmak istiyor. Bizimkiler de ABD çıkarlarına hizmet için koşuştururken gülünç duruma düşüyor. Başbakan Erdoğan'ın geçen haftaki, "Kuzey Irak'taki bölgesel Kürt hükümeti ile ilişkileri geliştirecek adımlar atılabilir" sözleri hayli yankı yaptı. Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt ve Cumhurbaşkanı Sezer'in açık muhalefetine rağmen Başbakan'a bu sözleri hangi güç söyletmişti? Başbakan Erdoğan, göreve geldiğinden bu yana 64 gazeteciyle mahkemelik olmuş. Basın özgürlüğü ile mahkemelik demek daha doğru olur... Sütunumuzda dün Başbakan Erdoğan ile İran Dışişleri Bakanı Muttaki'nin Ankara'daki görüşmesinde tercüme işinin bir İranlı bayana bırakılmasını eleştirmiştik... Okurumuz hatırlatıyor:Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü tarafından yayımlanan "Protokol Yönetimi" kitabında, (Konuk Protokolü, sayfa 290.): "Yabancı konuklarla yapılan resmi görüşmeler ulusal dilde ve çevirmen aracılığıyla yapılır. Çevirmen sağlama görevi ev sahibi ülkeye (ev sahibi yöneticiye) aittir" denilmektedir. Ne bilsin bunu devlet ilkesi ve deneyimi olmayanlar... İranlı Tercüman - 2 Tüm dünyada küresel ısınmaya karşı ortak eyleme çağrılısınız!.. Plana göre yerel saatlerin farklılığı gözetilmeksizin bütün dünyada 1 Mart 2007 Perşembe günü saat 19.55 - 20.00 arası tüm enerji kaynakları kesilecek. Evde ya da işteyseniz şalterler inecek! Arabadaysanız yol kenarına çekeceksiniz... Amaç, tüm dünyada uygulanacak olan bu 5 dakikalık kesintiyle oluşacak enerji tasarrufuyla, karar veren, yönetenlerin dikkatini çekmek! Çağrılısınız... Eylem çağrısı... Zeytinburnu'nda 5 katlı bina çöktü, 2 kişi öldü, 28 kişi yaralandı. Belediye Başkanı Kadir Topbaş, aynı durumda 17 bin bina olduğunu açıkladı... Bir depremde ne büyük facia yaşanacağı bu örnekle bir kez daha görüldü... Çünkü depreme karşı elle tutulur hiçbir önlem alınmıyor... Anakent Belediyesi'nin konu umurunda değil... Okurumuz Ersoy Öngün, kentin dört bir yanına asılan afişleri anımsatıyor. Aynı Anakent Belediyesi bu cumartesi günü bir uluslararası konferans düzenliyormuş... Konusu "Yeryüzünde Yaşam Nasıl Başladı"... Konuşmacıların konularına bakıyoruz... Biri, "Darwin nerede yanıldı?"... İstanbul Belediyesi yeryüzünde milyarlarca yıl önce yaşamın nasıl başladığını, Darwin'in Evrim Teorisi'yle nasıl da yanıldığını ispat peşinde... Ama bir depremde ölecek on binlerce kişiyi yaşatmak için parmağını oynatmıyor... Kendine Müslüman kadro, tahkim edilmiş binalarda yaşıyor nasıl olsa... İstanbul'da yaşam! Ankaralı meslektaşımız Müşerref Seçkin, geçenlerde bir iş için gittiği İstanbul'da kapkaça maruz kaldı. Çantasındaki kredi kartlarını, nüfus cüzdanını, basın kartını ve ehliyetini kaptırdı. Ankara'ya döner dönmez ilk işi kaptırdıklarının yenisini çıkarmak oldu. Nasıl çıkardığını şöyle anlatıyor:"Basın kartımı hiçbir para ödemeden, nüfus cüzdanımı ise sadece 2.4 YTL ödeyerek kolayca yenilettim. Ehliyete gelince... Önce 32.5 YTL yenileme parası aldılar ama istememe rağmen makbuz vermediler. Ayrıca yeni sağlık raporu çıkarmam gerekiyormuş. Gittiğim sağlık merkezinde 25 YTL aldılar. Makbuz istediğimde, elimizde kalmadı, yarın gelin verelim, dediler. Özetleyecek olursam; asayişten sorumlu olmayan kurumlar belgelerimi ya parasız ya da çok küçük bir para karşılığında yenilerken, asayiş görevini tam yerine getiremediği için kapkaça maruz kalmama neden olanlar yine paramı aldılar." m.asik@milliyet.com.tr Çifte soygun!