Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gözlerinizi açtığınız her yeni gün size çıkmış ikramiyedir. Değerini bilin.

Eşinize, dostunuza gülümseyin, onların mutluluğuna yardımcı olun.

Güzel şeyler düşünürseniz gününüz güzel geçer.

“Hayat Güzeldir” filmindeki babayı (Roberto Benigni’yi) hatırlayın.

Nazi toplama kamplarında bile iyimserliği elden bırakmayıp çocuğuna güzel günler yaşatan o güler yüzlü babayı...

Sonunda çocuğunu kurtardığını unutmayın.

Ara sıra homurdanmayı ihmal etmeyin tabii.

Özellikle fiyatları görünce “Oha!” gibi sesler çıkarabilirsiniz.

Haberin Devamı

Ama o kadar…

Hiçbir şey etrafınızdakileri kırmanız, onlara somurtmanız için neden olmamalı.

Unutmayın, size en çok gülümsemek yakışır.

Hem bu sabah size ikramiye çıkmamış mıydı?

“Bir gün daha yaşamak…”

Ne büyük ikramiye.

Boş verin gerisini.

En azından bugün mutlu olmayı deneyin...

NİHAYET

Kadıköy’ün kaldırımları üç gündür biraz nefes aldı. Çünkü skuter denilen kaldırım canavarları geçici de olsa ortadan kaldırıldı. Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı bu canavarları çalıştıran şirketlere önce uyarıda bulundu, kulak asan olmayınca hepsini toplattı. Şirketler randevu almış, pazartesi günü Başkan Odabaşı ile görüşeceklermiş. Umarız kendilerine taviz verilmez, şehir bunların insafına terk edilmez. Bu arada Ataşehir Belediyesi’nin aynı yönde karar aldığını duyuyoruz. Çok iyi.

Kaldırım yönünden zaten fakir olan Kadıköy’ün Moda-Yeldeğirmeni gibi semtlerinde bu aletlerin işgali yüzünden insanlar yürüyemez oldu. Patronları da gerçek dışı konuşmayı iyi beceriyor. Efendim, Kadıköy halkı bunları istiyormuş, vs... Halk bunları istemiyor. Kaldırımda kazaya uğramadan yürüme özgürlüğü istiyor. Sıranın kafelerin kaldırım işgaline gelmesini de bekliyor.

YEMİŞ

Ahmet Zeki Sözer bir kuru yemiş paketinin fotoğrafını geçmiş. Paketin üzerinde kaju, badem, Antep fıstığı, fındık resimleri var. Fiyatı 50 liraymış. Ahmet Bey paketi açınca ne görsün? İçinde o resimdekilerden birkaç tane mevcut olup, geri kalanı hep leblebi ve mısır imiş. Sahtekârlık hayat biçimi oldu ülkemizde.

SEÇMELİ KAHVALTI

Seçim vadisine girdik. Sandığa doğru yuvarlanıyoruz. Bundan sonra tartışmalar biraz daha seçim, biraz daha Anayasa, bolca tezvirat, bolca dedikodu ağırlıklı olacak.

Haberin Devamı

Şu sırada sık sık sorulan soru:

- Nasıl bir cumhurbaşkanı istiyorsunuz?

Bu soru her cumhurbaşkanı seçimi öncesi gündeme gelir. Sanırız en güzel cevabı bir seçim öncesinde rahmetli Fikret Otyam vermiştir:

“Şöyle resmini başucuma asacağım, göğsümü gere gere herkese ‘İşte bu benim cumhurbaşkanım’ diyebileceğim biri olsun...”

Fakat henüz rakip aday bile ortada yok.

Seçim tarihi açıklanınca aday da açıklanacaktı. Yetişmedi!

Muhalefet sahnesinde topu topu üç aday var.

Yavaş, İmamoğlu, Kılıçdaroğlu.

Peki Türkiye’de cumhurbaşkanı olacak niteliklere sahip kişiler bu üç isimden mi ibaret? Bu göreve daha layık kişi yok mu?

Olmaz olur mu? İstenirse sayısız aday bulunur. Ne var ki alaturka siyaset tercih yolunu daraltmış, aday sayısını üç hatta bire indirmiştir.

O neden diye sorarsanız... Çünkü bizim demokrasi adı verdiğimiz ortada sandık oyununda nitelikli insanlar parti kademelerinin süzgecinden geçip üst katlara tırmanamıyor. Tercihler daralıyor.

Haberin Devamı

Karadeniz’de otele giden vatandaş tabelada “Seçmeli kahvaltı” yazısını görünce mutlu olmuş. Sabah lokantaya inince ne görsün? Masada sadece peynir ekmek var. Garsona sormuş: “Hani seçmeli kahvaltı nerede?”

Garson, “İşte seçmeli demiş, ya yersiniz ya yemezsiniz.”

Bizim seçmeli demokrasi de bu hesap...

HAVA

Piyasadan 8 bin lira ödeyerek bir hava temizleme cihazı satın alan okurumuz yazıyor:

- Kutuyu açtık. Çıkan broşürde Hollanda dilinden Danimarka diline, Norveççeden Fransızcaya, İtalyancadan Portekizceye kadar... Her dilde cihazla ilgili bilgi vardı. Ama Türkçesi yoktu. Benim bildiğim, Ticaret Kanunu’na göre Türkiye’de satılan ürünlere Türkçe izahat koymak zorunlu. Ama anlaşılan, firmalar kanunu takmıyor. Bir iki firmaya ceza verilse diğerleri yola gelir ama buna da kimse yanaşmıyor anlaşılan.

YAŞ GÜNÜ

New York’ta yaşayan yakınımız 5 yaşındaki çocuğunun yaş günü fotoğraflarını göndermiş.

Fotoğrafta mum söndürme töreni ve küçük bir spor salonunda oynayan çocuklar görülüyor.

Merakımız üzerine yakınımız anlatıyor:

- Burası New York’ta çocuklar için yapılmış bir spor salonu. İçinde parklarda gördüğünüz oyuncaklar var. Kaydıraklar, salıncaklar, vs... Salon hafta içi çocuklara spor için kiralanıyor. Hafta sonlarında da yaş günleri gibi etkinliklere ayrılıyor.

Bizlerin yaş günü kutlamalarını düşünün...

Çocuklar ve büyükler bir masanın etrafına dizilir. Çocuk pastanın üzerine dizilmiş mumları üfleyip söndürür. İyi ki doğdun şarkısı söylenir. Peşinden büyükler masa başında sohbete dalar. Çocuklar da daracık salonda biraz koşturur, sonra köşelere büzülür, otururlar.

Yaş günlerinin çocuklara özel olduğunu genelde unuturuz.

Çünkü çocuk olmayı unutmuşuzdur.

Ama hatırlamak için geç değil. İşte örnek, yukarıda.