Meliha Okur

Meliha Okur

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


‘Bankacılık yasası’ aşısı tuttu mu? Yorum yapmayalım. Ama "bankacılık yasasını" yakından ilgilendiren bir "varlık satışı" öyküsünü yazalım...
Adresimiz: Çukurova Holding... Grubun iki bankası, Yapı Kredi ve Pamukbank’ı biliyorsunuz...
Çukurova Holding, Türkiye’nin finans, telekom, sanayi ağırlıklı en önemli ilk beş grubu içinde yer alıyor.
Çukurova Holding, yılbaşında bir karar aldı ve ilginç bir satışı gerçekleştirdi.
Yapı Kredi Bankası dahil grup şirketlerinin ortak olduğu ve yüzde 100 Çukurova Holding’e ait Çukurova Çelik’in varlıklarını sattı.
Sakın karıştırmayın, Çukurova Çelik’in isim hakkı Çukurova Holding’de...
Ama ocaklar, varlıklar yeni bir şirkette...
Alıcılar kim?

Merak etmeyin! Şirketin varlıkları yabancı da değil, 1990’lı yıllarda Çukurova Çelik’in eski genel müdürü olan Muammer Ünver ile ortağı Avram Taranto’da...
Ünver ve Taranto, kendi işlerini yapan üreticiler. Yeni bir şirket kurdular: Ege Çelik.
Ege Çelik, Çukurova Çelik’in varlıklarını satın aldı. Ancak bilanço Çukurova’da...
Şimdi bu satış nasıl bir satış filan demeyin...
Bu satış önemli.
Biliyorsunuz, Çukurova Çelik, 2 milyon ton/yıl kapasiteli hurda girişli ark ocaklı bir tesis. Yeni patron Muammer Ünver, yıllarca Çukurova’da görev yapmış, bu fabrikanın kuruluşunda fizibilite hazırlamış bir kişi. Çukurova Çelik’in 4 ark ocağı var, sadece ikisi çalışıyor, tam kapasiteye ulaşmak mümkün değil.
Çukurova Grubu, özellikle iki bankasının bilançosunda önemli bir yer tutan bu iştirakine farklı bir yöntemle satış yolu buldu.

Peki, bu varlık satışında fiyat ne? Sır gibi saklanıyor ama kulislerde konuşulanları da aktaralım. Çünkü Çukurova Holding, bu şirketin varlıklarını Ege Çelik’e satmadan önce pek çok demir çelik üreticisinin kapısını çaldı. 150 milyon dolar ile 200 milyon dolar arasında bir fiyatla görüşmeler yapıldı.
Kısmet, Ege Çelik’e düştü.
Satış dedik de, bu fabrikanın daha önceki satış denemelerini de kısaca aktaralım istedik.
Çukurova Çelik, kapasitesi, teknolojisi nedeniyle başlangıçtan bu yana grup içinde sorun yaratan bir şirket oldu. 1990’lı yıllarda Yapı Kredi Bankası’nın iştirakleri arasında Çanakkale Çimento’dan sonra ikinci sırayı aldı.
Holding, 1993 yılı ilkbaharında şirketi içlerinde ünlü bir Perşembepazarı tüccarı olan demir çelik üreticilerinden oluşan bir "konsorsiyuma" sattı. Ancak bu satışın arkasından beklenilmeyen bir durum ortaya çıktı.
Çünkü bu fabrikayı Park Grubu almıştı.
Park Grubu, Hasan ve Reşat Karamehmet’e aitti.
Hasan ve Reşat Karamehmet, yıllarca Mehmet Emin Karamehmet ile omuz omuza çalışmıştı. Fakat yönetim anlayışından kaynaklanan sorun nedeniyle aile içinde uyuşmazlık çıkmış ve yollar ayrılmıştı. Aile içinde hukuk mücadelesi sürerken, Çukurova Çelik’i perde gerisinden almak isteyen yeğenlerin rüyaları da gerçekleşememişti.