Önceki akşam Çırağan Oteli'nde TÜSİAD üst yönetimiyle biraraya gelen 51.5 milyar euro cirolu Alman Metro Group'un Yönetim Kurulu Başkanı Hans - Joachim Körber de haklı bir heyecan, umut ve iyimserlik içindeydi. Metro Group Yönetim Kurulu Başkan Vekili Karl - Josef Baum ve Yönetim Kurulu üyesi Stefan Feuerstein'la birlikte önceki gün Türkiye'ye gelen Körber, Ankara'da Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Devlet Bakanı Ali Babacan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'le görüşmelerinde edindikleri izlenimleri, sıcağı sıcağına iş dünyasının önde gelenleriyle paylaştı. Bizim yerli sanayicileri bilemem, ama AKP'li hükümet yetkilileriyle görüşen dev yabancı şirketlerin üst yöneticilerini müthiş bir iyimserliğin kapladığına kuşku yok. Son haftalarda bu iyimserliğin ardarda birkaç örneğine tanık oldum. Nedenini anlamak da zor değil. Değişime istekliler Körber daha ilk söz olarak görüştükleri 3 bakandan da gayet olumlu elektrik aldıklarını kaydettikten sonra dedi ki:"1990 yılından bu yana Türkiye'ye her yıl en az bir kez gelip - giderim. Değişen hükümetlerin bakanlarıyla pek çok görüşme yaptık. Türkiye'de ilk kez bir hükümetin ayaklarının yere bastığını ve değişmeye gerçekten istekli olduğunu görüyorum." Metro Group Türkiye Temsilcisi Nurdan Tümbek'in ev sahipliğindeki 20 kişilik yemekte TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, Demir Sabancı, Aldo Kaslowski, Pekin Baran, Arnold Hornfeld, Can Paker, Cem Duna, Şadi Gücüm ve Mercedes Türkiye'nin Genel Müdürü Till Becker de hazır bulundu. Deneyimsizler mi? "Diyebilirsiniz ki çok deneyimsizler. Deneyim ne demek? 90'lı yılların başından beri Türkiye'yi bu hale getiren, bu kadar kötü yönetenlerin deneyimleri kastediliyorsa, herhalde bu 'deneyimlere' kimse itibar etmeyecektir.Hata yapmıyorlar mı? Elbet yapıyorlardır ve yapacaklardır. Önemli olan hata yapmak değil, hatalı olduğunu farkettiği noktada komplekse kapılmadan geri dönüş yapabilmektir." Körber bizlerden gelebilecek itirazlara fırsat bırakmadan sözlerini şöyle sürdürdü: İcraatı görelim Körber'in kaygı duyduğu nokta ise Bulgaristan, Romanya, Rusya ve Ukrayna gibi yakın çevremizde bizimle benzer koşullardaki ülkelerin rekabetinin AKP hükümeti tarafından yeterince ciddiye alınmaması ve bu yüzden yeterince hızlı hareket edilmeme tehlikesi: "Siz düşünürken, pastayı rakibiniz kapabilir" uyarısında bulunuyor. "AKP hükümetinin son dönemde dünyadaki hızlı stratejik değişimin farkında olduğundan kuşkuluyum" diyor. Anlayacağınız iyi niyete rağmen treni yine kaçırma tehlikesine karşı Türk hükümetine dostane bir uyarıda bulunuyor. Körber, bu iyimserliğin hemen ardından Alman temkinliliğini elden bırakmadan "Tabii bu iyi niyetin ve Türkiye'deki kemikleşmiş bazı şeyleri değiştirme arzusunun, icraata yansıyıp yansımayacağını bekleyip göreceğiz!" Politika geri planda Yemekte yanımda oturan Metro Group Yönetim Kurulu Üyesi Feuerstein, Türkiye'de yıllardır aşılamayan tıkanıklıkların AKP hükümeti tarafından bertaraf edileceği konusunda, sanki Körber'den bile daha iyimserdi: "Geçmiş yıllarda başta Derviş gayet iyi dil bilen, mükemmel konuşan bakanlarınız vardı. Her hükümet döneminde kendileriyle görüştük. Ama sadece güzel konuşuyorlardı. Konunun özüne girilmiyordu ve konuşulmakla kalınıyordu. Onlar sadece politikacıydılar. Şimdiyse önce bulundukları mevkiin gerektirdiği icraatı yapmak isteyen bakanlarla karşılaştık. Politikacı vasıfları geri plandaydı." Partiye bağış yok mtamer@milliyet.com.tr Metro Group tepe yöneticilerini dinlerken, birkaç gün önce bir başka uluslararası dev şirketin Türkiye'deki yöneticilerinde dikkatimi çeken benzeri iyimserlik sık sık aklıma geldi. Onları en şaşırtan ise haklı taleplerinin kısa sürede çözüme kavuşturulması, üstüne üstlük geçmiş koalisyon partilerinin aksine hızlı icraata rağmen "Partiye bağış"ın lafının bile edilmemesiydi.