Meral Tamer

Meral Tamer

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Yoksulluk yazıları tam da Bayram öncesine rastladığından mıdır nedir, çok sayıda okurum ilköğretimde okula aç giden çocuklara bir öğün yemek verilebilmesi için bağış yapma arzusunu dile getirdi. Banka hesap numarası isteyenler var, gönüllü kuruluşların adresini soranlar var.
Milli Eğitim Bakanımız Erkan Mumcu’nun da ifade ettiği gibi, ilköğretimde taşımalı eğitimdeki 650 bin öğrenciyle sınırlı olan bu uygulamayı 10,5 milyon öğrenciye yaygınlaştırmak mümkün değil. Çünkü kaynak yok. Dolayısıyla bağış yapılacak yer de yok.
Bizi hayalcilikle suçlayan bazı okurlarımız ise okul çocuklarına bir öğün bedava yemek verilmesinin, okul yöneticileri ve aile birliğiyle al takke ver külah halindeki kantin mafyaları tarafından mutlaka engelleneceğine işaret ediyorlar. Hatta tam gün eğitimin verildiği okullarda çıkan paralı yemeğin bile kantin mafyasının baskısıyla yer yer iptal edildiğine ve çocukların yıl boyunca sıcak yemek yemekten mahrum bırakıldığına dikkat çekiyorlar. Dahası "Okullarda ne dolaplar döndüğünden haberim yok demeyin sakın. Kitap mafyasını zaten daha önce siz yazmıştınız. Servis mafyaları sık sık medyanın gündemine girer, ama değişen bir şey olmaz. Kantin Mafyası ise bedava yemeğe izin vermez" diye sitem eden okurlarım bile var.

İstanbul’dan e - posta gönderen şehir planlamacısı okurum A. Faruk Göksu ise önemli bir hatırlatmada bulunuyor: "Bugüne kadar yer aldığım uygulamalardan çıkardığım sonuç, yerel halkın ya da projeden etkilenen grupların görüşlerini almadan ve onları işin içine katmadan üretilen modellerin başarı şansının çok az olduğu."
Belki de SHP’nin yoksulluğu yenme planında öngörüldüğüne benzer biçimde her mahallenin, her okulun kendi çözümünü ürettiği bir model geliştirilse, her birim kendi mafyasıyla mücadele edebilse, yoksul çocuklara okulda bir öğün bedava yemek verilebilmesi de çok cüzi bir kaynakla mümkün olabilir belki.
Şehir planlamacısı okurum, yoksullukla ilgili fikir üretenlere, dünyadaki çeşitli örnekler hakkında bilgi edinebilmeleri için aşağıdaki siteleri öneriyor: www.povertycenter.cwru www.worlbank.org/poverty
Kocaeli Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Şükrü Hatun bir süre önce yayınladıkları "Yoksulluk ve Çocuklar Üzerine Etkileri" başlıklı rapordan bir özet göndermiş. Raporun tümüne www.ttb. org.tr/yoksulluk_cocuklar/index.html adresinden ulaşabilirsiniz.
Boğaziçi Üniversitesi’nde 12, 16 ve 19 aralık günleri yoksulluk söyleşileri yapılacağını da bu köşeden daha önce duyurmuştuk, bir kez daha hatırlatalım.

ODTÜ’den Berrin Balay ise Ankara’da geçen ay TMMOB’un düzenlediği "Yoksulluk, Kent Yoksulluğu ve Planlama" başlıklı kolokyuma sunduğu kadının yoksulluğu üzerine bir çalışmayı bize de yollamış.
Çalışma AÇEV’in Şafaktepe Toplum Merkezi’ndeki okur - yazarlık programına devam eden, Ankara’ya göçle gelmiş evli 50 kadınla, 6 ay boyunca yapılan mülakat, odak grup görüşmeleri ve gözlemlere dayanıyor.
Görüşmeye katılan kadınların sadece 7’sinin ailesinin aylık sabit bir geliri var. 43 aile ise kadınların merdiven yıkama, eve temizliğe gitme, erkeklerin ara sıra şoförlük, araba park yeri tutma, çaycılık ve çocukların da tezgahtarlık yapması gibi değişen sıklıklarla üstlendikleri işlerden elde ettikleri gelirle geçinmeye çalışıyor.
Bu ailelerde öğün atlama, en önemli geçinme strateji olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca kadınların daha küçük porsiyonla idare ettikleri veya artanları yedikleri dikkati çekiyor. Uzun dönemli öğün atlayan kadınlarda ise bağışıklık sisteminin çökmesinin yanı sıra psikosomatik hastalıklar da görülmüş.