Hani olumlu girizgahlardan sonra sadede gelindiğinde negatif bir unsur çıkar ya genelde... Benimki de "yle.™zk"k dünkü yazısında ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın "nceki hafta İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) genel kurulundaki konuşmasında geçen "yerli malları" ile ilgili bir cümlenin muhatabının, o toplantıda tam karşısında oturan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer olduğunu yazıyor. ™zk"k konuyu araştırdıktan sonra bu kanaate vardığını ş"yle anlatıyor:Sezer'in Cumhurbaşkanı seçilmesinin hemen ardından Yılmaz, Hüsamettin ™zkan'la birlikte kutlamak için Anayasa Mahkemesi'ne ziyaretine giderler.Anayasa Mahkemesi'nin diğer üyeleri de oradadır. Daha çok Sezer konuşur. Konuşmanın bir yerinde çocukluğuna ve okul yıllarına d"ner ve o arada da "O günlerin yerli malı haftasını "yle "zlüyorum ki..." der. Yılmaz da bu s"zleri işittiği an, "Acaba yanlış bir iş mi yaptık?" diye irkilir. Zaten sonraki aylarda Tütün Yasası'nın vetosundan başka bazı vetolara, Sezer'in tavırları, yerli malları haftası ile "zetlenen bütünsel bir ekonomik zihniyeti (kapalı ekonomi) ortaya koymuştur.Medya grubumuzun başkan yardımcısı sevgili ™zk"k'ün hoşg"rüsüne sığınarak kendisine birkaç itirazım olacak.Birincisi yaşı 50'yi geçmiş çoğu vatandaş gibi ben de yerli malı haftasını kutladığımız günlere "zlem duyarım. Hatta sadece yerli malları haftasını değil, annemin sobada kestane pişirdiği akşamların "zlemini de çekiyorum. Ama sobada pişen kestaneleri "zlemem, sobalı evde yaşamak istemem anlamına gelmiyor.™zk"k'e itirazımın olduğu diğer nokta ise Yılmaz'ın İKV'deki s"zlerinin muhatabının Sezer olduğu varsayımı... O s"zlerin muhatabı pekala Sanayi Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu da olabilir, İstanbul Sanayi Odası Başkanı Hüsamettin Kavi de, hatta bendeniz Meral Tamer bile... Nedenini merak ediyorsanız, alttaki yazıyı okuyun. Doğan Medya Grubu Başkan Yardımcısı ve Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Y"netmeni Ertuğrul ™zk"k' ün, k"şelerin gazetecilerin tapulu malı olmadığı g"rüşüne tümüyle katılıyorum. Hatta daha da ileri giderek bazı k"şelerin belli siyasilerin tapulu malıymış gibi g"rünmesini, k"şelerde onların s"zcülüğünün yapılmasını meslek etiğine aykırı bulduğumu bu vesileyle belirtmek istiyorum. Yerli markalarımıza sahip çıkmalıyız šlkemizde üretilen mallar kalite açısından belli bir düzeye ulaştığı halde Türk malı imajı henüz hak ettiği düzeye erişememişti. Sendika liderlerinin yanı sıra beni de aralarına aldılar. Seminerler, paneller düzenledik. Amerika'nın bile yerli malı kullanma y"nünde büyük kampanyalar yaptığını g"z "nüne alarak, "Biz neden yapmayalım?" dedik. Satın aldığımız her yerli arabanın 23 kişiye, her buzdolabımının 2 kişiye istihdam yarattığını kamuoyunun dikkatine sunabiliriz diye düşündük.Bu arada küreselleşen dünyamızda yerli malı kavramının da çok değiştiği tesbitini yaptık. Japon sermayesiyle Sapanca'da üretilen Toyota Türk malı mıydı? Sermayesi Türk, ama girdisinin yarısından fazlası ithal olan bir malı nasıl tanımlayacaktık? Ya da ucuza çalışan g"çmen işçilere yaptırılan üretim, yerli malı sayılır mıydı?Sonunda şu karara vardık. "Sermaye de yabancı olabilir, marka da... Türkiye'de üretilen ve Türk insanına istihdam yaratan her ürün yerli malıdır."Bu toplantılarda ayrıca, mevcut kaliteli Türk markalarının moda haline getirilmesi ve yenilerinin yaratılması için de çaba harcanması g"rüşünde birleştik.Bu çalışmalara fikri katkılarım ve konuyu gazetede değişik y"nleriyle defalarca gündeme getirdiğim için Sanayi Bakanı Tanrıkulu tarafından 15 Mart 2001 Dünya Tüketici Günü'nde "zel "düle layık g"rüldüm.šstteki yazıda da belirttiğim gibi yerli malı haftalarının coşkuyla kutlandığı günlere duyulan "zlem, dünyada rekabet gücüne sahip yerli mallar üretmek ve markalar yaratmak "zlemiyle çelişmiyor, tam tersine "rtüşüyor. Ve ben, bu çalışmalara katıldığım günden bu yana yerlisi aynı kalitedeyse, kesinlikle yabancı ürün kullanmıyorum. mtamer@milliyet.com.tr Sanayi Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu, Mart 2000'de bir kampanyaya start verdi. İstanbul ve Ankara gibi büyük illerimizin sanayi odalarının desteğindeki bu kampanyanın "zü, "Kalitesi ve fiyatı aynıysa, yerli malı tercih et" diye "zetlenebilirdi.