Meral Tamer

Meral Tamer

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

1) Çevreye karşı duyarsızlığımızı kırabilmek2) Organ bağışında utanılacak durumdan kurtulmak 3) Kadınları gerek siyaset, gerekse iş hayatında yok sayan zihniyeti kırmak4) Gençlerimizi ille de üniversite yerine kısa sürede meslek edindirecek eğitimlere, meslek liselerine özendirmek Geçen yılın son günlerinde asistanım Özlem Ertem'le birlikte 2007'de bu köşe aracılığıyla Türkiye kamuoyunun gündemine oturtmak istediğimiz önemli sorunların üzerinden geçmiş ve şu 4 konuda karar kılmıştık: Küresel ısınmanın vardığı tehlikeli boyutlar, dünyanın gündemiyle birlikte ve bahar kıvamında geçen kışın da katkısıyla bizim gündemimize de girdi. Organ bağışında son 1 - 2 ay içinde alınan inanılmaz mesafe ise, medyanın tek başına nelere kadir olabileceğinin en somut örneklerinden biriydi. Vatan Gazetesi Kitap Editörü sevgili Buket Aşçı'nın 2 böbreğinin de iflas ettiğini aniden farkına varmasıyla, TBMM Başkan Vekili ve CHP Bursa Milletvekili lenf kanserini yeneyim derken karaciğerinin tahrip olmasıyla, medyada kendine yer bulan organ bağışı konusu, CNN Türk'ün kampanyasıyla ete-kemiğe büründü.Artık gün geçmiyor ki gazetelerde, televizyonlarda organ bağışıyla ilgili yeni bir habere rastlamayayım... Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, böbrek hastası olan eşine trafik kazasında ölen Ukraynalı bir kadının böbreğinin takıldığını, uçakta gazetecilere anlatıyor. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, organlarını bağışladığını duyurmakla kalmıyor, 2007'yi Organ ve Doku Nakli Yılı ilan ediyor. Karaciğer nakli sayesinde hayata tutunan Dinçer, organ naklini kolaylaştıracak yeni yasanın TBMM'den bir an önce geçmesi için kolları sıvıyor ve Sağlık Bakanlığı ile işbirliği yapıyor... Medyanın gücü Geçen gün CNN Türk Genel Yayın Müdürü Ferhat Boratav'la sohbet ediyorduk. Verdiği rakamlardan utandım: Avrupa'da 1 milyon nüfus başına yılda 15 - 20 organ bağışı yapılıyor. İspanya en yüksek: 1 milyon kişiye 36, Fransa da ortalamanın üzerinde: 18. Yunanistan tembel: 6. Türkiye ise en gerideki ülkelerden biri: 1 milyon nüfusta sadece 2.2 kişi organ bağışı yapıyor.Buna karşılık özellikle böbrek ve karaciğerde olmak üzere, organ bekleyen çok sayıda hasta var. Hafta başında uygun böbrek bulunan genç meslektaşım Buket, hastanede zafer işareti yaparken "Yaşam kurasında adım çıkınca, diğer adaylar için ağladım" diyordu. Buket'in, CNN Türk'ün, Dinçer'in ve Sağlık Bakanlığı'nın gayretleriyle organ bağışını yerleştireceğiz Türkiye'de. Aslında İstanbul'da demek daha doğru!Boratav'dan öğrendiğime göre İzmir'de, Ege'de, Antalya'da böyle bir bilinç var; buna karşılık yoğun bakım ünitelerinin açık ara en fazla olduğu İstanbul'da ilgi neredeyse sıfır. Oysa beyin ölümleri, yoğun bakım ünitelerinde gerçekleşiyor...Aralarında Ağrı, Artvin, Şırnak, Tunceli, Bayburt, Bingöl, Bitlis'in de bulunduğu toplam 30 ilimizde bugüne kadar neden tek bir organ bağışı yapılmadı diye sormak abes, çünkü nedeni belli. Sadece İstanbul'un üzerindeki ölü toprağını kaldırmakla, organ bağışında makus talihimizi kısa sürede yenebiliriz! mtamer@milliyet.com.tr Nal topluyoruz