Meral Tamer

Meral Tamer

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Sabancı Üniversitesi, bu yılki Trafik Haftası'nın kapanışında önemli bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Kangren olmuş trafik sorununa neşter vurmayı ve toplumsal bilinci geliştirerek ölümlü trafik kazalarını azaltmayı amaçlayan Trafikte Ortak Akıl Platformu TRAP'ın katılımcıları, geçen hafta sonu Sabancı Üniversitesi'nin Kurtköy'deki kampüsünde biraraya geldiler.
Trafikten sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Nihat Kurtiç ve selefi Şevket Ayaz'ın da katılımcılar arasında yer aldığı toplantı, aslında 1.5 yıl önce Durusu'daki Arama Konferansı'yla start alan, daha sonra Sabancı Center ve Armada Oteli'ndeki Karar ve Diyalog konferanslarıyla devam eden sürecin yeni bir halkasıydı.
3 ay önceki Diyalog Konferansı'nda somutlaşan projeler, bu toplantıda masaya yatırıldı. Projelerin bir bölümü yerinde sayarken, bazı projelerde heyecan verici ilerlemeler kaydedildiği dikkati çekti.
Özellikle de Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Tosun Terzioğlu'nun fikir babası olduğu, ehliyetlerimizin yerini alabilecek akıllı kart projesiyle Sabancı Üniversitesi öğrencilerinin hazırladığı trafik web sitesi, katılımcılardan yoğun ilgi gördü. Soru yağmuruna tutuldu.
Toplantıda takdim edilen projelerle ilgili ayrıntıları alttaki sütunlarda ve yarın ve öbür günkü köşemizde bulabilirsiniz.

Erol Evgin'in klibi

Bu arada üyelerimizden sevgili Erol Evgin'in TRAP için bestelediği Yollar şarkısının klibi de ilk büyük somut ortak ürünümüz olarak ortaya çıktı. Normalde 10 bin dolar civarında bir paraya malolduğu belirtilen klip için tek kuruş harcanmadı. İmage TV'nin sahibi Cemal Noyan, bize Türkiye'nin bir numaralı müzik stüdyolarının kapılarını açtı. Toplantılarımızdan karelerin ve Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı'nın da rol aldığı bu orijinal klibi yakında televizyon kanallarında izlemeye başlayacağız.
Son olarak da TRAP katılımcılarının profilini yeniden hatırlatalım: Sabancı'nın yanı sıra Boğaziçi, Eskişehir Anadolu, Gazi, İTÜ Yıldız Teknik, Galatasaray üniversitelerinden saygın öğretim üyeleri, İçişleri, Sanayi, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı gibi trafik sorununa taraf olan bakanlıklardan üst düzey bürokratlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski ve yeni APK başkanları, eski ve yeni parlamenterler, Sabancı, Koç ve Eczacıbaşı gibi kuruluşların sahip ve üst düzey yöneticileri, Tofaş, Brisa, Pirelli, BP ve Varan gibi doğrudan konunun içindeki kuruluşların genel müdürleri, reklamcılar, piyasa araştırmacıları, ünlü ralliciler, radyocular, gazeteciler, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu, Sürücü Kursları Derneği, Otomotiv Sanayii Derneği, Beyaz Nokta Vakfı ve Kırmızı Işık Kazaları Önleme Derneği gibi İstanbul, İzmir ve Adana'daki sivil toplum kuruluşlarının yetkililerinden oluşuyor.

Bağdat faciası Fransa'da olsaydı...

* Sollama yasağına rağmen hatalı sollamak
* Kırmızı ışıkta durmamak, hatta son sürat geçmek
* İçkili araba kullanmak
Fransa'da bu suçları işleyen sürücüler, 1 yıl hapis ya da 100 bin frank (yaklaşık 8.5 milyar lira) para cezasına çarptırılıyorlar. Üstelik ille de kaza olması ve birini öldürmeleri ya da yaralamaları da gerekmiyor. Trafik kurallarını ihlal ettiklerinin tespit edilmiş olması, bu ağır cezalara çarptırılmaları için yeterli.
Bizdeki durum ise malum. Bağdat Caddesi'ndeki faciada olduğu gibi yolları yarış pisti olarak kullanan aşırı hız tutkunu şımarık serseriler, 2 gencin ölümüne neden oldukları halde yürürlükteki yasalarımıza göre kısa süre hapiste yatıp özgürlüklerine kavuşabiliyorlar.
Türk Ceza Yasası'nın pek çok maddesinde öngörülen değişiklikler, TBMM Adalet Komisyonu'nda şu sıralar görüşülüyor. Bunlar arasında trafikte bilinçli taksir ve tehlikeli araç kullanma maddeleri de var. Ocak sonundaki Diyalog Konferansı'nda somutlaşan projelerden biri de bilinçli taksirin ceza yasalarına girmesi için Ankara'da lobi faaliyetinde bulunmaktı ve 6 TRAP üyesi bu projenin altına imza atmıştı.
Devlet Bakanlığı, TBMM İçişleri Komisyonu Başkanlığı ve 4 dönem milletvekilliği yapmış üyemiz Akın Gönen'in verdiği bilgiye göre Adalet Komisyonu taslağa "bilinçli taksiri" yerleştirmek konusuna son derece olumlu yaklaşıyor.
Ancak TŞOF eğitim müşaviri Hayrünisa Çilingiroğlu'nun yaptığı uyarıya göre bilinçli taksir kabul edilmiş olsa bile, tabiri caizse ancak testi kırıldıktan sonra müdahale edilecek. Yani kusurlu araba kullanan, ölüm ya da yaralanmaya neden olursa cezası ağırlaştırılabilecek.
Oysa Fransa'daki yasalara göre bilinçli taksirin uygulanması için kuralların ihlali yeterli, ille de trafik kazası olması gerekmiyor.
Bilinçli taksiri yasalara koymakta bu denli geç kaldığımıza göre, neden hukuk açısından daha yeni ve modern, üstelik de daha caydırıcı olanını kabul etmeyelim? Neden gecikmeyi avantaj haline dönüştürmeyelim?



Yazara E-Posta: mtamer@milliyet.com.tr