Meral Tamer

Meral Tamer

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Biletleri 15 milyona satılan, saha içine bile 7,5 milyon lira ödeyerek girilen bir stadyum konserinde 5 bin kişinin tuvalet ihtiyacının gözardı edilmesinin hesabı sorulmayacak mı?


Ahmet San Organizasyon tarafından geçtiğimiz çarşamba gecesi gerçekleştirilen James Brown konserinin izleyicilerinden biri de gazetemizin İcra Kurulu üyesi Dinç Üner'in sekreteri Elif Aygün Eren'di.
Konser Beylerbeyi Stadyumu'nda yapıldı. Bu stadyumun adını çoğumuz gibi ben de ilk kez James Brown ve Bryan Adams konserleri için verilen televizyon reklamlarında duydum. Elif hanım ve konsere gidenlerin çoğu için de durum herhalde farklı değil.
Elif hanım konser gecesi stadın inşaat artıklarıyla dolu bir yer olduğunu gördüğünde ciddi bir hayal kırıklığı yaşamış. Ama tabii asıl vahim olanı tuvaletsizlik! Bu gibi yerlerde tuvaletlerin pis ve yetersiz olmasına belki alışık olabiliriz, fakat tuvaletin hiç olmadığı 5 bin kişilik bir organizasyon düşünebiliyor musunuz?
Evet, 5 bin kişiyi bir stadyuma dolduracaksınız ve tuvalet ihtiyaçları doğduğunda kendilerine ya konseri yarım bırakmak ya da altlarına yapmaktan başka bir seçenek bırakmayacaksınız!
Bedava halk konserinden değil, biletleri 15 milyon liraya satılan bir organizasyondan söz ediyoruz. En düşük bilet ücreti 7.5 milyon liraya satılan saha içi biletleri. Eğer o parayı alıyorsanız ve tuvaletlerin kullanıma hazır olmadığını da görüyorsanız, izleyicileri girişte uyarmaktan portatif tuvalet kabinleri sağlamaya bu soruna çözüm üretmeniz de gerekmez mi?
Elif hanım, konser gecesi çektiği sıkıntıyı şöyle anlatıyor:
"Beylerbeyi Stadyumu bitmemiş, pislik içinde bir yer. O kadar ki, koltuklar bile tam olarak çakılmamış daha. Tuvaletler de bitmemişti, lambası yoktu. Kimse giremedi. Güvenlik önlemleri ise yok denecek kadar azdı. Ben yarım saat boyunca kapıda eşimi bekledim. Beklediğim sürece kim geldiyse eli - kolu dolu bir şekilde aranmadan geçti. Benim de içi tıka basa dolu kocaman bir çantam vardı. Geçerken özellikle aramalarını beklediğim halde, hiç öyle bir teşebbüste bulunmadan içeri alıverdiler. İstanbul'un teyakkuz halinde bulunduğu bir dönemde bu umursamazlığa çok şaştım."
Elif Aygün Eren'in güvenlik kontrolüyle ilgili şikayeti de çok ciddi tabii. Resmi makamlar umarız bunun nedenini araştırırlar.
Ahmet San'ın asistanı Hande Kızılkaya, Beylerbeyi Stadyumu'nda sorun olduğunu kabul ediyor. Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'ne bağlı olan stad yeni hizmete girmiş. Kızılkaya diyor ki: "Tuvalet sorun oldu. Koltuklar da eksikti. Ama bildiğiniz gibi İstanbul'da konser yapacak yer çok az. Şu anda Açık Hava Tiyatrosu hem Caz Festivali, hem de Yapı Kredi konserleri nedeniyle dolu. Bu iş için Ali Sami Yen'i kiralayamazdık. Çünkü James Brown, 4 - 5 bin kişinin geleceği bir konser. Dolayısıyla biz hem sıkıntı çekiyoruz, hem de alternatif yaratmaya çalışıyoruz."
Beylerbeyi Stadyumu eksikleri tamamlanırsa belki ilerde iyi bir alternatif olabilir. İstanbullular da yaz konserleri için yeni bir mekana kavuşmuş olur. Ama şu haliyle konser düzenlemeye uygun değil herhalde. Ya da ille de konser düzenlemek isteyen, en azından portatif tuvalet koymayı akıl etmeliydi.
Beylerbeyi Stadyumu'nun müdürü Kenan Tiryaki de konser gecesi yaşananlardan dolayı oldukça üzgün: "Suyumuz da vardı, elektriğimiz de. O gece birileri ikisini de kesti. Şimdi bu konuyu araştırıyoruz" diyor.
Güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğunu ise ne Kızılkaya ne de Tiryaki kabul ediyor. Hem korumaların, hem de Çevik Kuvvet'in konser sırasında hazır bulunduğunu belirtiyorlar. Ancak Elif hanımın yanı sıra konsere gidenlerden görüşlerine başvurduğumuz başka izleyiciler de aramaların ya hiç yapılmadığı ya da adet yerini bulsun tarzında yapıldığında hemfikir.

Anne karnında sigara içenler suça eğilimli

Hamilelikte sigara içen kadınların bebeklerinin normalden daha düşük kiloda doğdukları ve bazı sağlık sorunlarıyla karşılaştıkları biliniyordu. Ancak bir grup bilimadamının 30 yıl önce başlattıkları ve şu günlerde tamamlanan bir araştırma, bu bebeklerin aynı zamanda suça eğilimli olduklarını da ortaya koymuş.
The Boston Globe'da yer alan habere göre Finlandiyalı, Kanadalı ve İngilizlerden oluşan araştırmacı grup, 11 bin 017 bebeği daha doğmadan incelemeye almış. Denekler hamileliğin 6. ayından 28 yaşına gelen kadar takip edilmiş.
Tiryaki anneleri yüzünden pasif içici olan erkeklerin, sigara içmeyen annelerin erkek çocuklarından 2 kat daha fazla suç işledikleri ve şiddet eylemlerinde bulundukları saptanmış.
Kadınların suç oranı düşük olduğu için yeterli veri toplanamamış.

İnternette dolaşırken açlara yemek gönderin

Cebinizden 5 kuruş harcamadan ve birkaç saniye içinde dünyadaki açlığa siz de küçücük bir katkıda bulunmak ister miydiniz?
Fransız Liberation gazetesinin haberine göre gönüllü bir derneğin oluşturduğu web sitesi sayesinde her 3 saniyede bir kişinin ölümüne yol açan yetersiz beslenmeyle mücadelede sizin de tuzunuz olabilir.
Derneğin internet adresi olan www.thehungersite.com'a girerek "don" yani bağış butonuna tıklamanız yeterli. Böylelikle ücretini sponsorların ödediği bir öğünlük yemeğin, gönüllü yardım kuruluşlarınca dağıtılmasını sağlıyormuşsunuz.

Dünya Mobilya'dan koltukta oturma dersi!

Oturanın aşağı kaydığı bombeli koltuklar satan Dünya Mobilya, koltukları değiştirmek için bin dereden su getirdi

İstanbullu okurumuz Işık Duygulu ve eşi, yeni aldıkları koltuk takımının üzerinde her gün oturma mücadelesi veriyorlardı. Çünkü oturduktan bir süre sonra aşağı doğru kaymaya başlıyorlardı!
Bu yüzden konuk bile ağırlamayaz hale düşen Duygulu çifti, bebekleri yürümeye başladığında takımlarını yenileme kararı almışlar. Önceki koltuk takımı ahşap olduğu için bebeğin başını çarpması olasılığına karşı 310 milyon liraya kumaş ağırlıklı bu takımı almışlar. Ancak yeni koltuklarda oturabilmek mümkün olamayınca farkını vererek koltukları değiştirmek istemişler. Dünya Mobilya yetkilisi Zeki Özten ise bu öneriyi kesin bir dille reddetmiş. Defalarca telefon görüşmesi yaptıktan sonra Özten bir gün evlerine kadar gelmiş ve okurumuzun ifadesine göre ayaklarını koltukların kol dayanan bölümünün üstüne atarak "siz de böyle oturun, çok rahat" demiş.
Ökten, arkadaşımız Pınar Figen'in sorularını yanıtlarken de önce koltukların kaydığını kabul etmedi. Okurumuzun takımı, salonuna büyük geldiği için değiştirmek istediğini öne sürdü.
Bu arada Dünya Mobilya'nın ne fatura verdiğini ne de garanti belgesi düzenlediğini belirtelim. Hatta okurlarımız çeki firma adına yazmak istedikleri halde ısrarla hamiline yazdırmışlar.
Koltukların kaymasının yanısıra bu eksikliklerin de gündeme gelmesi Dünya Mobilya'yı iyice köşeye sıkıştırmış olacak ki, sonunda koltukları değiştirmeye razı oldular. Işık Duygulu, kaymayan yeni bir takımı aradaki fiyat farkını ödeyerek satın aldı.

Dikkat! Bu çanta giysilerinizi boyar

İstanbullu okurumuz Sonay Karacanik, Gön Deri'nin Aria koleksiyonundan aldığı siyah kol çantasını her kullandığında, o gün üstünde olan giysiyi kuru temizlemeye vermek zorunda. Çünkü 9 ay önce aldığı çanta, değdiği yeri fena halde boyuyor. En kötüsü de bu duruma bir çare bulunamıyor.
Okurumuz çantayı Mudo Nişantaşı mağazasından aldığı için önce buraya başvurmuş. Ancak konu hakkında hiçbir bilgisi bulunmayan satış elemanları, okurumuzu üretici firma Gön'e yönlendirmişler.
Gön'ün müşteri hizmetleri sorumlusu Nezihe Özgür'ün, "çözümü yok. Çantayı satın alırken giysilerinizi boyayacağı söyleniyor. Zaten çantanın içindeki kitapçıkta da bu uyarı bulunuyor" cevabı üzerine okurumuz köşemize başvurmuş.
Karacanik'ten gelen faks mesajında, kendisininin ne satış elemanları tarafından uyarıldığı, ne de çantayı alırken içindeki kitapçığı okumayı akıl ettiği belirtiyor.
Gön müşteri hizmetleri sorumlusu Nezihe Özgür, arkadaşımız Ceyda Karaarslan'a farklı bir şey söylemedi. Aria koleksiyonundaki ürünlerde kullanılan derinin özel olarak İtalya'dan getirildiğini, derinin yüzeyinde hiçbir katkı maddesi bulunmadığını, boyama özelliğinin de bu yumuşak yapısından kaynaklandığını ve buna bir çözüm getirilemediğini kaydetti.
Gön ürünleri alan müşterilerin uyarılmasına gelince... Özgür bu soruna kesin bir çözüm getiremiyor. Kendilerinin toptan satış yaptıklarını ve satış elemanlarının ne yönde bilgi verdiğini bilemeyeceklerini söylüyor.
Bu arada Ceyda birkaç mağazayı dolaştı. Ancak Aria koleksiyonundaki çantaların içinde olduğu belirtilen kitapçığı (giysileri boyadığına ilişkin uyarı) bulamadı.



Yazara E-Posta: mtamer@milliyet.com.tr