Meral Tamer

Meral Tamer

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Çelişkiye bakın! Çevreyi en çok kirleten 16 yaşın üzerindeki taşıtlar, yeni araçların onda biri kadar motorlu taşıt vergisi ödüyor




Türkiye'de çevreyi kirleten yaşlı taşıtlardan düşük, yeni taşıtlardan yüksek vergi alındığına bir süre önce bu köşede değinmiştik.
Mevzuatımız yaşlı araçları koruduğu için, havanın kirletilmesi de resmi yoldan teşvik edilmiş oluyor!
Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Genel Sekreteri Prof. Ercan Tezer'in gönderdiği veriler de, taşıtlarla ilgili vergi sistemimizin çevreyi kirleten eski araçları kolladığını gözler önüne seriyor.
Aşağıdaki tablolarda görüldüğü gibi aracın yaşı arttıkça hem yıllık olarak ödenen motorlu taşıtlar vergisi, hem de kullanılmış taşıtların satışında uygulanan taşıt alım vergisi ciddi oranda azalıyor. Hatta 11 yaştan büyük bir araç, taşıt alım vergisine tabi olmaktan çıkıyor.




Eski araçların -özellikle trafikten para kazanan servis araçlarının, halk otobüslerinin vs -belli bir yaşın üzerinde- trafikten men edilmesi, çevre kirliliği kadar can ve mal güvenliği açısından da önemli.
Ancak OSD'nin daha önce hazırladığı raporda doğrudan yasaklama yerine genelde Batı ülkelerinde geçerli olan "yol vergisi" öneriliyor. Bu sistemde motorlu taşıtlar vergisinin yaşa bakılmaksızın, her otomobilden eşit olarak alınması esas. Çünkü eski de olsa yeni de olsa tüm araçlar yollardan eşit olarak yararlanmakta.
Mevcut duruma gelince... Türkiye'deki araç parkının büyük bir bölümünü oluşturan 1600 cc'nin altındaki araçlardan yıllık ortalama 45 dolar motorlu taşıt vergisi alınıyormuş. Bu miktar otomobilin yaşına göre 7 ila 70 dolar arasında değişiyor. Başka bir deyişle genç araçlar, 16 yaşın üzerindeki yaşlı araçlara göre 10 katı daha fazla vergi ödüyor.
Her araçtan eşit vergi alındığında ise bu farklar ortadan kalkacağı için devletin vergi gelirlerinde de bir artış olacağı kesin.
Mevcut sistem devam ederse, parktaki araç artışının yüzde 28 olacağı varsayılıyor. Buna karşılık vergi gelirindeki artış yüzde 23'te kalacak.

Trafik kültüründe SÖZ'lü değişim

Beyaz Nokta Vakfı'nın bir süredir taksi duraklarıyla işbirliği içinde sürdürdüğü SÖZ kampanyası, BP Amoco'nun sponsorluğunda yeni bir ivme kazandı. Kampanya, trafikte yeni bir kültür oluşturma yönünde önemli bir adım.
Türkiye genelindeki BP istasyonlarına yolu düşen sürücüler, Beyaz Nokta Vakfı'nın hazırladığı tek taraflı sözleşmeye kendi iradeleriyle imza attıkları takdirde, trafikle ilgili sivil bir oluşumun içinde yer almış olacaklar. Otomobillerin arka camlarına yapıştırılan SÖZ sticker'ları da, bu sürücülerin trafikte birbirlerini tanımalarını sağlayacak.
Kampanyanının asıl başarısı, trafikte yeni bir "ahlak kodu" meydana getirmek olacak. Kimsenin denetimine gerek duymayan, trafikte hem kendi canını hem başkalarının canını tehlikeye atmaktan şiddetle kaçınan, en önemlisi kendi kendine bir söz verdi mi onu tutan bir sürücü tipi yaratmak. Tınaz Titiz bu usta sürücüleri "altın şoförler" olarak nitelendiriyor. Trafik mevzuatında ve yasalarımızda sürücülerin uyması gereken belki yüzlerce madde var. SÖZ bu maddelerin özellikle 5 tanesiyle ilgili. Çünkü Türkiye'deki ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarının yüzde 90'ının nedeni bu beş maddenin ihlal edilmesi. Onlar da şöyle sıralanıyor:
* Alkollü araç kullanmak
* Hatalı sollamak
* Hız sınırına uymamak
* Kırmızı ışıkta geçmek
* Emniyet kemeri takmamak
Titiz'e göre Türkiye'de üç tip sürücüden söz etmek mümkün:
* Yukardaki kurallara kesinlikle uyanlar
* Yukardaki kurallara kesinlikle uymayanlar
* Kimi zaman uyup, kimi zaman uymayan büyük çoğunluk
SÖZ'ün hedef kitlesi üçüncü grup. Büyük çoğunluk içinde bu beş maddeye uyanların sayısını hatırı sayılır ölçüde yükseltmek amaçlanıyor.

Renault’da LPG dönüşümüne ürün geliştirme engeli

Benzin fiyatlarındaki hızlı artış, taksi şoförlerinden sonra özel araç sahiplerini de LPG’ye yöneltmeye başladı.
1998 model Renault’suna LPG kiti taktırmak isteyen İstanbullu okurumuz Muhlis Girgiç, bu iş için dönüşüm firması Gazman’a başvurmuş. Dönüşümün yapılabilmesi için benzin deposuna eski tip düz muhafaza sacı takmak gerekiyor. Girgiç’in sorunu, bu sacı Renault bayilerinde bulamamış olması. Firmayı aradığında, sacı üretimden kaldırdıklarını ve kalıbı da yok ettiklerini öğrenmiş. Girgiç’in arabasında yeni model sac bulunuyor ve kendisi eski sacın da en az 10 yıl süreyle bulundurulması gerektiğini düşünüyor.
Ancak işin Renault cephesine baktığınızda durum farklı. Çünkü aslında parça var. Sadece iyileştirme çerçevesinde yeniden dizayn edilmiş ve kuşak biçimine dönüştürülmüş.
Arkadaşımız İlkay Özcan’ın sorularını yanıtlayan Renault müşteri hizmetleri müdür yardımcısı Serdar Tezel, yeni parçanın geriye dönük olarak bütün modellere uygulanabildiğini söylüyor. Eski ya da yeni model Renault’lara sahip olanlar LPG dönüşümü yaptırmak için değil de başka bir şey için bu sacı alsalar sorun çıkmayacak. Ancak LPG projesi gereği düz sac gerekiyor.
Tezer stoklara baktıracağını ve eski tip sac bulursa okurumuza ulaştıracağını belirtti.




Yazara E-Posta: mtamer@milliyet.com.tr