Meriç Köyatası

Meriç Köyatası

merickoyatasi@hotmail.com

Tüm Yazıları

Denizciliği zenginlerin hobisi olarak görmekten kurtulmalıyız. Evet, denizlerde değeri milyon dolarlarla ifade edilen tekneler dolaşıyor ama aynı denizin tadını, 40 bin liralık bir tekne ile de çıkarmak mümkün. Yeter ki denizi sevelim, denize heves edelim

Denizlerin küçük prensesleri

Fuarda ilgimi çeken küçüklerden Tacar’ın 6.5 metrelik balıkçı teknesi...

Deniz araçları, dişi zamir ve sıfatlarla ifade edilir. O nedenle teknelere kraliçe, prenses gibi yakıştırmalar yapılır.
Zaman zaman bizde erkek ismine rastlandığına ba

Denizlerin küçük prensesleri
kmayın. Tekneler kraliçedir, prensestir, küçük prensestir.
21-25 Kasım tarihleri arasında İzmir’de İzfaş’ın düzenlediği Boat Show vardı. Ben bu fuarda denizlerimizin küçük prensesleri ile tanıştım.
Hem fuar gözlemlerim hem de Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın “Denizci bir millet değiliz. Ufak bir lodos görünce afallıyoruz. Tekne sahibi olmak lüks değil, ihtiyaç. Bazı tekneler otomobilden de ucuz, Maliye Bakanlığı’nın bunu görmesi lazım” sözleri üzerine, denizlerin küçük prenseslerini ve küçük teknelerini bir kez daha hatırlatmak istedim.
Milyon dolarlık tekne de olsa 30 bin liralık tekne de olsa deniz aynı deniz. Bu işin keyfini çıkarmak için öncelikle denizin temiz olması, kıyıların ve koyların doğal güzelliğini koruması birinci şart. Elbette bir mega yattaki olanaklar ile küçük bir teknenin olanaklarını eşit tutmuyorum. Altını çizmek istediğim konu; Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın da hatırlattığı gibi tekne sahibi olmanın lüks olmadığı...
İzmir Boat Show’da İzmirli tekne üreticileri, Kutlay’ın, Tacar’ın, Dinamar’ın küçük ama çok
güzel teknelerini inceleme fırsatı buldum.

Otomobilden ucuz tekne
Kutlay Marin’in 6.5 metrelik Reksar’ı ve
8.5 metrelik DeRone’si, Tacar’ın 6.5 metrelik balıkçı teknesi, orta segmentteki otomobil fiyatından daha düşük fiyatlara satılıyor. 25 bin lira ile 40 bin lira arasında değişen fiyatlarla tekne sahibi oluyorsunuz. Üstelik birinci el...
Bu teknelerle denizde günübirlik ya da birkaç günlük aralıklarla kumanya ikmali yaparak daha uzun seyirler yapmak mümkün. Özellikle yazlık yerlerde günübirlik ya da birkaç günlüğüne kullanım olanakları çok yüksek... Küçük oldukları için kendi çekicileri de bulunuyor ve çok rahat karada, bahçede, park edilebiliyor.

Tacar’ın 6.5 metrelik balıkçı teknesi
Fuarda ilgimi çeken küçüklerden biri Tacar’ın 6.5 metrelik balıkçısı... Tacar 1955 yılından bu yana tekne üretiyor. Portföylerinde 20 metrelik motor yat da, yurt dışına ithal edilen açık deniz balıkçı tekneleri de, küçük gezi tekneleri de bulunuyor. Fuarda gördüğüm
6.5 metrelik teknesi, alçak gövde yapısıyla bende sert havalarda güvenli seyir hissi uyandırdı.
Kokpitte geniş bir havuzluğu ve kumanda mahalli, içinde iki kişilik yatak, mutfak ve tuvalet bulunuyor. 9 ile 20 beygir gücünde motor alternatifleri var. Saatte 8 ile 10 mil gibi iyi bir sürate sahip. Firmanın temsilcisi Şükran Tacar, motor dahil teknenin satış fiyatının 40 bin lira olduğunu söylüyor. Şükran Hanım’a “Teknenin güven veren denizci bir duruşu var” diyorum. Şükran Hanım bana bir müşterisinin tekneyi aldıktan sonra eşi ve köpeği ile birlikte günlük en fazla 50-60 mil seyirle uğradıkları limanlardan yakıt ve kumanya ikmali yaparak İzmir’den Sinop’a gittiğini anlatıyor.

Kutlay ve satış sonrası hizmet
Bir başka İzmirli tekne üreticisi Kutlay, fuarda 6.5 metrelik Reksar ve 8.5 metrelik DeRone modellerini sergiliyordu.
Kutlay’ın 6.5 metrelik Reksar modeli de geniş bir havuzluğa, havuzlukta davlumbaz altında kumanda mahalli ve mutfağa, iç mekanda da iki kişilik yatak ve tuvalete sahip. Motor hariç satış fiyatı 25 bin lira. Bu tekneye takılacak 30 beygirlik bir motorla fiyat
40 bin liraya ulaşıyor.
Derone 850 SL, geniş iç havuzluk mekanında rahat bir seyir, balık avlama ve dengeli sürüş imkanı veriyor. Manevra kabiliyeti ile dikkat çekiyor.
Motor seçenekleri; 60-150 HP. 150 HP motor ile maksimum 13 knot hıza ulaşıyor. Yakıt kapasitesi 80, su kapasitesi 80, pis su kapasitesi 50 litre. Fiyatı motorun büyüklüğüne göre 75 bin liradan başlıyor.
Kutlay Marina’nın Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Kutlay, küçük teknelerin kışlaması ve mevsimlik nakliyesi ile ilgili olarak başlattıkları servisi de şöyle açıklıyor:
“İstendiği takdirde tekne denizden çıkartılıp
alt temizlik, zımpara ve zehirli boya yapılıyor. Uzman teknisyenlerimiz ve teknelerimize özel üretilmiş römorklarımızla mümkün olan her yerde yardım, servis, bakım, onarım ve sigortalı taşıma hizmeti veriliyor.
Bu taşıma hizmeti ile müşterilerimizin teknelerini hem kışlıklarında hem de yazlıklarında kullanabilmelerini sağlamaktayız. Örnek olarak müşterimizin evi İstanbul’da, yazlığı da Bodrum’da diyelim. Teknesini her mevsim kullanmak istiyor. Tekneyi olduğu yerden özel üretilmiş römorklarımızla alıyoruz, tesislerimize getirip altını yıkıyor, zehirlisini yapıyor ve yazlığın olduğu yere taşıyoruz. Sezon sonunda da yazlıktan alıp İstanbul’a götürüyoruz. Müşterilerimizin kışlama yeri yoksa yine tekneleri römorklarımızla alıp güvenli
ve sigortalı şekilde tesislerimizde kışlatıyoruz. Böylelikle müşterilerimizin bağlama ve bakım gibi bir sorunu kalmıyor.”

Haberin Devamı

Denizlerin küçük prensesleri

Haberin Devamı

İzmir Boat Show’da görmedim ama küçük, otomobilden daha ucuz ve yelkenli tekne yok mu diye sorarsanız, elbette var... Mesela Gökmarin’in ürettiği 6.5 metrelik, içinde iki kişilik yatağı,
tuvaleti ve mutfağı olan bir yelkenli tekneyi 25 bin ile 30 bin lira arasında alabilirsiniz.

Haberin Devamı

Aralık ayı fırtına takvimi
4 Aralık Fırtına (2 gün)
10 Aralık Karakış Fırtınası
15 Aralık Fırtına (3 gün)
20 Aralık Fırtına
21 Aralık Gün Dönümü Fırtınası

Bakan “Kral Çıplak” dedi denizciler umutlandı

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın “Denizci bir millet değiliz. Ufak bir lodos görünce afallıyoruz. Tekne sahibi olmak lüks değil, ihtiyaç. Bazı tekneler otomobilden de ucuz, Maliye Bakanlığı’nın bunu görmesi lazım” sözleri amatör denizciler arasında sevinçle karşılandı

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, icraatları ile beğenilen bir bakandır. Özellikle de denizciler arasında sevilir. Bakan Binali Yıldırım’ın TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda bakanlığının bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı açıklama denizciler arasında memnunlukla karşılandı. Bakan Yıldırım’ın Meclis Plan Bütçe konuşmasında yaptığı açıklama şöyle idi:
“Denizci bir millet değiliz. Deniz alışkanlığımız yok. Hemen bir ufak lodos, meltem görünce afallıyoruz. Karacı bir milletiz. Kabul etmemiz lazım. Bir dönem yüzyılın en büyük donanmasına sahip olan devlet, denizciliği kullanamıyor. Özel tekneler, yatlar Türk Bayrağına geçince adlarının yat sahibi olarak geçmesini istemiyor. Türkiye’de vergi sistemi de temel bir sorun. Yat, tekne sahibi olmanın lüks değil ihtiyaç olduğu olgusunun Maliye Bakanlığınca kabul edilmesi lazım. Bazı tekneler otomobilden ucuz...”
Amatör Denizcilik Federasyonu Yönetim Kurulu (ADF), Bakan Yıldırım’ın bu konuşmasını umut verici bulduğunu belirterek gerek Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan gerek Maliye Bakanlığı’ndan amatör denizcilik adına beklentilerini bir bildiri ile açıkladı. ADF Yönetim Kurulu’nun açıklaması şöyle:

Amatörlerin beklentileri
“Topluluğumuzun önünde yeni bir ufuk açıldığını görüyoruz. Bu aşamada Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’mızın;
* Bağlama Kütüğü Yönetmeliğiyle; kayıt sisteminin basit, amatörlerin kişisel takibiyle sonuçlanabilecek nitelikte bir düzenlemeye kavuşturmasını,
* Belge adını ruhsatname değil, Bağlama Kütüğü Kayıt Belgesi olarak belirlemesini,
* Bağlama Kütüğü Kayıt Belgesini, özellikle dış sularda seyreden teknelerimiz dikkate alınarak bayrağımızın şanına yakışır modern bir görünüme kavuşturmasını,
* Bir Türk vatandaşının özel hayatı için satın aldığı ikinci el özel teknenin yabancı bayraktan
Türk bayrağına geçirilmesinin engellenmesine son vermesini umuyoruz.
Sayın Binali Yıldırım’ın bu çok önemli vurgusuyla konuyu ele alarak Maliye Bakanlığı’mızın;
* Özel teknelerden ilk edinimde alınan ve tekne kıymetinin %27’sini aşan orandaki ÖTV-KDV bileşkesini ortadan kaldırmasını...
* Harçlar Kanunu’nda değişikliğe gidilerek Bağlama Kütüğü Kayıt Belgesi harçlarının Gemi Tasdiknamesi Harcı seviyesine indirgeyecek yasal düzenlemeye yön vermesini umuyoruz.”
ADF’nin açıklaması bir hobi sayfasının sınırlarını zorlayacak teknik ve bürokratik detayları içerdiği için biraz özetledim. Umarım, gerek Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım gerek Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bu konuyla ilgili, amatör denizcilerin Sivil Toplum Kuruluşu olması nedeniyle ADF Yönetim Kurulu’ndan daha detaylı görüş ve rapor ister.

KAPTANIN MUTFAĞINDAN

Bir malzeme olarak donmuş limon

Denizlerin küçük prensesleri

Geçtiğimiz hafta sevgili arkadaşım Can Ataklı, Vatan Gazetesi’ndeki köşesinde bir okurundan gelen mektup üzerine özetle şöyle yazdı: “Uzmanı diyor ki: Limonu buzluğa koyun, donsun. Sonra kabuklarıyla birlikte en ince rendeden geçirin. Toz gibi olan bu limonları ister salatanıza, ister içkinize, ister yemeklerinize koyun. Ben deneyeceğim, deneyenler olursa beğenip beğenmediklerini ya da nasıl bir sonuç aldıklarını bana yazarlarsa diğer okurlarla da paylaşırım.”
Bu yazı üzerine donmuş limonu üç ayrı yerde denedim. Aşağıdaki mektubu Can Ataklı’ya gönderdim. Sizlerle paylaşmazsam olmaz...
Sevgili Can...
Bu yazı için sana ve okuruna teşekkür ederim. Yaptığım üç denemeyi aktarmak istiyorum.
1- Balık buğulama ve/veya çorba: Daha önce yaptığım balık buğulama
ya da çorbalarda limonu dilimler, acılık vermesin diye kabuğunu soyar birkaç dilim limonu öyle buğulamaya atardım. Bu kez levrekten yaptığım balık buğulamayı kabuğu soyulmuş dilimlenmiş limon yerine dondurulmuş ve kabuğu ile ince rendelenmiş limon ile hazırladım. Harika oldu. Rendelenmiş limon kabuğunun verdiği aroma kendini hemen hissettirdi. Bu harika balığı anasonlu rakı ile öldürmeyip yanında şarapla servis ettim.
2- Salatada sosu hazırlarken zeytinyağı ile limon suyunu karıştırıyordum. Bu kez zeytinyağı ile rendelenmiş limonu karıştırdım. Burada her zaman koyduğumuz limondan daha az kullanıyoruz. Çünkü ayrıca limonun içi yerine limon kabuğu da olduğu için hem ekşisi iyi idi hem de harika bir aroma oluştu...
3- Gelelim kokteyllere... Burada sanırım sınırsız bir hareket özgürlüğü olacak. Derin dondurucuda bekleyen bir votkaya, cine ya da Balkanlarda yapılan meyve rakısına (şnaps) bunu uyguladığında müthiş oluyor.
Bu karışıma ikinci denemede yarım
Türk kahvesi fincanı kadar nar suyu da koydum. Özellikle birkaç damla vişne şurubunun ve taze nane yaprağının da çok yakışacağını düşünüyorum.
Beni dondurulmuş limonla tanıştırdığın için sana ve okuruna teşekkür ediyorum.