Bu savı biraz analiz etmekte yarar var. "Hortum" bazı bankaların içlerinin sahipleri tarafından boşaltılması işini tarif etmek için, sanırım, Vatan köşe yazarı Necati Doğru'nun icat ettiği bir sözdür. "Hortumlama" fiili ise daha çok politikacı-bürokrat-işadamı konsorsiyumlarının Hazine kaynaklarını kendi özel banka hesaplarına nakletme amelini tarif etmek için kullanılıyor.Daha kolay hayal etmek istiyorsanız bir itfaiye aracı ve ondan çıkan hortumlardan yangın yerine su hortumlayan itfaiye memurlarını düşünün. İtfaiye aracı yerine Hazine'yi koyun. Hortumlanan su değil, milletin vergilerinden toplanan para olsun. Hortum yangına su değil, İsviçre'deki bazı banka hesaplarına para fışkırtıyor olsun. Ve tabii itfaiye memuru yok. Politikacı var. Bürokrat var. İşadamı var. Başbakan'ın iktidara geldiğinden bu yana tekrarlamaktan hoşlandığı bir cümle var: "Hortumlarını kestik, onun için feryat ediyorlar." Bu iddiayı, bu veya buna benzer kelimelerle, geçen cumartesi günü Ilısu Barajı'nın temelini atarken yineledi. Başbakan "Hortumlarını kestik" derken, "Bazı büyük gruplara, bizden önce, politikacıların ve bürokratların işbirliğiyle Hazine'den yapılan para transferini kestik" demek istiyor. Hayal etmeye devam edin. Hazine'den para emen hortumlar var. Başbakan, elinde büyük bir makas, bu hortumları teker teker kesiyor. Sorum şu: Sonra ne yapıyor? Hortumların ucunu tıkıyor mu? Yoksa başkalarına giden başka hortumlara mı bağlıyor? Daha açık sormak gerekirse, Hazine'den paracıklar eskiden Beyaz Türklere giderken artık Yeşil Türklere mi gidiyor?AKP, yolsuzlukları asgariye indirmek için dizayn edilen yeni Kamu İhale Yasası'nı en az sekiz defa değiştirdi. Değişikliklerin çoğunun amacı idarenin istediği şirkete ihale vermesini kolaylaştırmaktı. Bunu yapan bir Başbakan "Hortumları kestik" derse ve ben anında sokağa çıkıp eteklerimden güller atarak parmaklarımın ucunda dans etmeye başlamazsam, beni affedin. Paracıklar artık kime gidiyor? Türkiye hortumları kesemez. Hortumlar Türkiye'yi keser.Bu konular aklıma Dicle üzerinde inşasına başlanan Ilıca Barajıyla ilgili iddiaları araştırırken geldi. Baraj inşaatını Nurol, Cengiz, Çelikler ve Alman Zueblin yapacak.Dördü de prima. Ama hangi kıstaslara göre seçildiler? Neden onlar da başkaları değil?Türkiye bundan önceki hükümet döneminde de aynı yerde baraj inşa etmeyi denemiş fakat finansman temini yurtdışındaki çevreci lobiler tarafından önlendiği için vazgeçmek zorunda kalmıştı. O zaman barajı yapma işi aralarında Nurol, Yüksel, Kiska, ve Tekfen'in de bulunduğu bir başka gruba verilmişti.Hangi kriterlere göre iş bunlardan alındı, hangi kriterlere göre diğerlerine verildi?Hiçbir fikrim yok. mmunir@milliyet.com.tr Hangi kritere göre?