Hava harekâtıyla sonuç alınamaz. Öldürücü darbeyi vurmak için kara harekâtı şarttır.Bu açıdan bakıldığında, hükümetin haftalardır ağzında gevelediği sınır ötesi operasyon gerçekçi bir politika seçeneği değildir. Bir propaganda egzersizidir. Hükümet yollardan akan şehit cenazeleri karşısında çaresizliğini örtmek ve kamuoyunun gazını almak için "Amerika'ya bile kafa tuttuk ama olmadı" havası vermeye çalışıyor.Saddam döneminde yapılan birçok sınır ötesi operasyondan hiçbiri terörü önlemedi. Şimdi yapılacak bir operasyonun sonucunun değişik olacağını düşünmek için bir neden yoktur. İsrail-Hizbullah savaşından Türkiye'nin çıkarabileceği önemli dersler var. Bunlardan birincisi şudur: Orada, İsrail'in Lübnan'da yapmaya çalıştığı ve beceremeyeceği gibi, terörden arındırılmış tampon bir bölge kurmak da yapılabilir değildir. Bunun için sınırımızın güneyindeki bölgeye hâkim olan Irak Kürtleriyle çatışmayı göze almak lazım. Bu askeri olarak mümkün olsa bile pratik değildir. PKK'dan kurtulayım derken onlardan da beter olan peşmergelerle (ve muhtemelen Amerikalılarla) çatışmaya göze almak sadece bir belayı daha büyük bir belayla takas etmektir.İkinci ders: Büyük ordular terörist örgütler karşısında başarılı olamaz. Terör örgütünü yenmek için terör örgütü gibi örgütlenmiş güçlere ihtiyaç var.Türkiye 1980'lerden beri PKK'nın faal olduğu bölgelerde yüksek sayıda asker yığmaya dayalı bir politika güttü. Birkaç bin terörist, karşılarında, vatani görevini yapan, profesyonel olmayan, on binlerce asker var. Bu politikanın sonuca varmaya yetmediği çatışmaların devam etmesinden belli oluyor.Üçüncü ders:PKK ile Hizbullah arasında, kullandıkları bazı yöntemler dışında, benzerlik yoktur. Bir nokta hariç: Hizbullah, Suriye ve İran'ın yardımlarıyla mevcut gücüne ulaştı. PKK eskiden Suriye'ye dayanıyordu, bugün Irak'a. Hizbullah hem kendi amaçlarına hem de Suriye'nin ve İran'ın Ortadoğu'daki emellerine hizmet ediyor. Belaları takas etmek PKK eskiden Türkiye'den Suriye'nin hıncını alıyordu. Bugün Irak'ta ikamet iznine karşılık Irak Kürtlerinin (ve belki de Amerikalıların) elinde bir pazarlık kartıdır.Amerikalıların veya Barzani-Talabani ikilisinin PKK'yı Kuzey Irak'tan uzaklaştırmasını beklemek akıl almaz bir saflıktır. Suriye ve İran Hizbullah'tan desteklerini ancak Batı'dan istedikleri tavizleri aldıklarında çekecekler. Aynı şekilde, Irak Kürtleri Türkiye'den istediği tavizleri koparmadan PKK'yı paketleyip Türkiye'ye teslim etmezler. Suriye ve İran, Amerikan tehdidinin geri çekilmesini istiyor. Irak Kürtleri de er geç bağımsızlık ilan ettiklerinde Türkiye'nin buna saygı göstermesini. Dört:Şiddet, ne devlet ne de ona karşı koyan terörist örgütler tarafından kullanıldığında, çözüm değildir. mmunir@milliyet.com.tr Taviz koparmadan yapmazlar