Metin TOKER
TÜRKİYE'yi kapak yaptığı sayısında "koca Time dergisi"nin meslekte güç mazur görülür bir hatayı işlemiş olması beni önce hayatımın
"Akis yılları"na, sonra daha da öteye,
"Cumhuriyet yılları"na götürdü.
"Koca Time dergisi" - dünyanın en ünlü haber dergisi kabul edildiği anlamınadır - başka bir yerde, çocukların yüz rengine bakılırsa muhtemelen Cezayir'de çekilmiş fotografı "Adana'da öğrenci kızlar eğleniyorlar" diye bastı.
Biz Akis dergisinde en çok bu hususta titizdik. İstihbaratımızın kuvvetiyle övünürdük. Gerçekten de kapalı kapılar arkasına girer, son derece gizli toplantıları ayrıntılarıyla verirdik.
- Buna da en çok devrin Başbakanı şaşar ve kızardı -. Orada herkesin sadece ne söylediğini değil, kravatının rengini ve kol saatinin markasını bile yazardık. Titizliğimiz buradan gelirdi. Muhabir arkadaşlarımızdan - Akis'in de, genelde mesleğin de en önemli unsurları onlardır - özellikle o ayrıntılarda çok dikkatli olmalarını isterdik. Neden? "Şeytan ayrıntılarda gizlidir" lafından dolayı mı? Biraz öyle.
Haberinizde her şey tamamile gerçektir; ama filancanın "yeşil üzerine bordo çizgili bir kravat" taktığını veya falancanın ikide bir kolundaki "Omega marka saat"e baktığını yazmışsanız, fakat filanca "benim kravatım sarı üzerine kırmızı çizgiliydi" veya falanca "saatim Omega değil, Nacar'dır" diye tekzip yaparsa yazınızdaki bütün gerçekler sanki yalanmış gibi havada kalır. Ondan dolayıdır ki derginin yöneticileri böyle hataları kesinlikle affetmezler, onu yapanın burnundan getirirlerdi.
Daha evvel - ve ilk - çalıştığım Cumhuriyet'te de bu, böyleydi. Hiç unutmam, bir ölüm haberi yazılıyordu; ölen yabancı bir hanım olduğundan eşinin adıyla
"Bayan Afif Tektaş" demek gerekiyordu. Fakat sekreter aklınca düzeltmiş, ismi
"Bayan Afife Tektaş" yapmıştı. Gazetenin sahiplerinden Doğan Nadi kıyameti kopartmış, sekretere demediğini bırakmamıştı. Fakat haber ertesi gün, aynı sekreterin işgüzarlığıyla - alaylıydı -
"Bay Afif Tektaş'ın ölümü" diye çıkmaz mı?
"Bayan Afif Tektaş" ancak üçüncü denemede doğru yazıldı, fakat kusurlu sekreterin de yemediği zılgıt kalmadı.
Tabii
"Hata insanlar içindir - Gazeteciler de insandır - Gazeteciler hata yapabilirler" silojizması kurularak bu, mazur gösterilebilir. - "Koca Time dergisi" bile hata yaptıktan sonra -.
Ama bizim yetişme tarzımıza göre meslekte buna yer yoktur ve gazetecilik hata kaldırmaz. Ben eminim ki Time'de o hatayı yapanın da burnundan getirmişlerdir.
Böyle olunca o yetişme tarzındaki meslektaşların bugünkü
"müsamahakarlık"ı görüp - hatta,
"müsamahakarlıklar"ı - kahrolmalarını anlamak kabildir. Neler yapılıyor da
"Ne yaptın, yahu?" diye soran bulunmuyor. Bu, mesleğin çiğnenen tek "altın kural"ı mı? Yo..
Vaktiyle aynı derecede titizlik gösterilen bir başka kural da ayaklar altındadır: Bazı sütunlar "reklam tahtası"na çevrilmiştir. Geçenlerde Sedat Ergin Hürriyet'teki yazısında politikacılara ve bürokratlara hatırlatıyordu:
"Bedava tatil yapan, özel uçağa binen, hediye kabul eden bir bürokrat ilerde bu imkanı sağlayan iş adamı hakkında bir karar alma durumuna girdiğinde ne ölçüde sıkı durabilecektir?"
Ya böyle bir gazeteci, yazı yazma durumuna girdiğinde? Adam - veya kadın - kendisine tenzilatlı diken gömlekçinin - veya masajcısının - adres ve telefon numarasını vererek reklamını yapıyor da kimsenin gıkı çıkmıyor. New York Times'in idari sorumlusu bizim Milletlerarası Basın Enstitüsünün (IPI) başkanıdır. Ondan gazetesinin - şimdiki moda deyimle -
"etik kurallarının listesi"ni istedim. Yazılı olarak verdi. Bunların onda biri bizde bugün geçerli olsaydı - vaktiyle geçerliydi - bazı
"anlı şanlılar" bırakınız yazı yazmayı, müesseselerinin kapısından içeri giremezlerdi.
Halbuki bunu "asıl meslek" haline getirenler var ve "muteber" diye de geçinmiyorlar mı?
Ama onlar mı kabahatli, buna göz yuman - en az görmeyen - yüksek yöneticiler ve gazete sahipleri mi? Doğrudur, artık gazete sahipleri hepsini okuyamayacak kadar çok yayının sahibidirler. Ama bunların kontrolünü yaptırtıp kendilerini haberdar edecek mekanizmayı da mı kuramazlar?
Arthur Ochs Sulzberger de New York Times'ın bütün yayınlarını, hatta New York Times'ın tamamını okuyamıyor.
Yazara EmailM.Toker@milliyet.com.tr