Murat Özken

Murat Özken

murat.ozken@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“İSLAMCILIĞIN cıcığını çıkarttınız, Allah belanızı versin!..
Ben çoğunuzun o eski mücahitlik günlerini bilirim; ne nutuklar atıyor, mangallarda kül bırakmıyordunuz.
Sonra mücahitlik postunu çıkardınız müteahhit oldunuz.
Müslümansan; hangi meşreb ve mezhepten olursan ol, mutlaka doğru ve dürüst olmak zorundasın.
Siz yıllar var ki, doğruluk şişesini taşa vurup paramparça ettiniz.
Allah bin kere belanızı versin!
Bre uğursuzlar!..
İslam’da devlet ve belediye bütçelerini hortumlamak var mıdır?
Rüşvet almak var mıdır?
Haram yemek var mıdır?
Her türlü emanete hıyanet etmek var mıdır?
Yalan söylemek, halkı aldatmak var mıdır?
Arsa ve arazileri yapılaşmaya açarak, binalara fazla kat çıkma izni sağlayarak haram komisyonlar almak var mıdır?
İhalelere fesat karıştırmak var mıdır?
Haram yollarla süper zengin olmak var mıdır?
Size beddua ediyorum. Allah belanızı versin!.. İki yakanız bir araya gelmesin!.. Haram servetlerinizi huzur içinde yiyemeyin emi!..
Müslümanların yüzünü kara çıkarttınız...
Başınız beladan kurtulmasın...”
* * *
Şu son YGS rezaletini de göz göre göre bastırmaya çalışıyorlar ya...
Milleti aptal yerine koymaya çalışıyorlar ya...
En son Tayyip de çıkıp, “Ben de ÖSYM Başkanı’nın açıklamalarından tatmin oldum” dedi ya...
Hatta, “Sokaklara kimlerin döküldüğü ortadadır” diyerek...
Yine, kendinden olmayanları ötekileştirdi...
Yüzbinlerce gencin, ailelerin hakkını, emeklerini bir kalemde silip attı ya...
O saatten beri...
Yukarıdaki yazıda satırlara dökülenler çıkmıyor zihnimden.
Yazı...
Gazeteci-yazar Mehmet Şevket Eygi’ye ait.
Beni çok ‘tatmin’ ettiği için saklamıştım.
Eygi, bu din tacirlerine en yakın gazetelerden, Milli Gazete’nin yazarı...
Bu yazısı, gazetenin, 7 Ağustos 2010 tarihli nüshasındaki köşesinde yer almıştı.
* * *
Bu arada...
Biliyorsunuzdur...
ÖSYM Başkanı, bazılarını daha ‘birinci dakka’da tatmin eden açıklamasını değiştirdi!
“Şifre varmış; ama sehven” dedi.
Sehven; yani yanlışlıkla.
(‘Yanlışlıkla şifre’ olur mu; yorum sizin.)
İyi de...
Onca ‘tatmin’iyyet n’olacak şimdi?
Daha da önemlisi...
Yüzbinlerin mağduriyeti n’olacak?
Hesabı kim verecek?